1
aslında bu yazının yazılış amacı 60lı ve 70li yıllarda türk futbolunun geçirdiği değişimlerin eskişehirspor üzerinden yorumunu ortaya koymak ve böylece bugün, her fırsatta "biz büyüğüz" laflarını dillerinden düşürmeyen malum kulüplerin bulundukları noktaya nasıl geldikleri sorusuna cevap bulabilmektir.
peşinen not: bu girdi zaman zaman alabildiğine öznel olmasına rağmen kimseyi incitmek ya da kimseyi zan altında bırakmak amacı gütmemektedir.
(kaynak: www.eskisehirspor.com/...)
1965 yılında akademi gençlikspor, yıldıztepespor ve idmanyurdu gençlikspor'un birleşmesiyle kurulan eskişehirspor, renklerini dönemin fransa şampiyonu rennes takımından almıştır.
eskişehirspor ismini markalaştıran, başarıyı getiren en önemli detay; tüm oyuncularının eskişehir'li oluşuydu. manevi değerleri birdi oyuncuların; sahaya çıktıklarında uğrunda terledikleri gaye tekti: eskişehir'in ve dolayısıyla anadolunun ( şimdi olduğu gibi, o zamanlarda da ülkede futbol istanbul takımlarının tekelindeydi.) gücünü tüm ülkeye göstermek...
1965-1966 sezonunda dönemin türkiye 2. liginde şampiyon olup 1. lige yani süper lige çıktı. böylece, böyle bir olay dünya futbol tarihinde 2. kez gerçekleşmiş oldu. (kurulduğu yıl şampiyon olma olayı.)
eskişehir'de futbol, hiçbir zaman, asla sadece futbol değildi. az önce de dediğim gibi, futbolcuların saha da tek bir amacı vardı... eskişehir halkı da futbolcuların bu amacına ortak olmuştu... onlar asla seyirci olmayı kendilerine yakıştıramadılar, onlarınki daha başka bir şeydi: onlar 'taraftar'dı... bir taraf seçmişlerdi ve bir takım şovlarla, tezahüratlarla hemtaraf oldukları takımı maç içerisinde motive ediyor, ateşliyorlardı. böylece türk futboluna tribün kavramını sokmuş oldular. daha sonraları bu taraf seçimi mevzusu; şimdi kendilerini, kendi kendilerine büyük adleden takımların **** seyircileri tarafından, giderek benimsendi.
deyim yerindeyse, süper ligdeki ısınma turlarını oldukça iyi geçirmişti eskişehirspor, 70li yıllara gelindiğinde artık 'es'meye tamamen hazırdı. o yıllarda göztepe'yle birlikte, çeşitli ayak oyunlarıyla şampiyonlukları elinden alınmıştı. yine de eskişehirspor taraftarının sesi ülkenin sınırlarını aşıp avrupada yankılanmıştı bir dönem.
(bkz: avrupa fuar şehirleri kupası)
(bkz: uefa avrupa ligi)
hatta bu dönemde, bir ispanyol boğasını bile dize getirmiştir. sevilla'dan bahsediyorum. ilk maç ispanya'da 1-0 yenilmiştir eskişehir. 2. maç, eskişehir'dedir. dakikalar 79'u gösterirken sevilla eskişehir'de öne geçiyor... es es'in turu geçmesi için 10 dakikada 3 gol bulması lazım ki karşısındaki de sevilla... ne mi oluyor... prof. dr. fethi heper'in (dikkat edin sadece adını yazmıyorum!) attığı 3 golle eskişehirspor sevilla'yı kupadan eliyor. bir sonraki turda twente'ye iki maçta da elenerek kupaya veda ediyor.
satır arasında belirtmekte fayda var. 69-70 ve 71-72 sezonlarında gol kralı olan fethi heper, dünya tarihini bilemeceğim ama türkiye'deki tek prof. dr. ünvanına sahip olan futbolcudur.
her neyse... artık istanbul takımlarını iyiden iyiye ürküten, sindiren eskişehirspor'u zayıflatmak için yeni bir bizans oyunu oynanıyor; 2 puanlık sistem terk edilerek 3 puanlık sisteme geçiliyor... buraya kadar sıkıntı yok. asıl sıkıntı maç günü gelirlerinde... o zamanlar maçı kazanan takım (içerde ya da dışarda fark etmez) maç günü gelirlerinin tamamını alırdı, takımların berabere kalması durumundaysa bu gelir iki takım arasında paylaşılırdı. 3'lük sisteme geçilmesiyle birlikte bu sistemde terk edildi ve sözünü ettiğim gelir, her şart altında, ev sahibi takıma bahşedildi. böylece devletten kendilerine hibe ettirdikleri büyük stadlara sahip büyük(!) takımlar * maddi açıdan bir adım öne geçmiş oldu.
işte bu değişiklikler ve hakemlerin yanlı yönetimi sayesinde, istanbul tekeline ciddi tehdit unsuru olan eskişehirspor, hem maddi hem de sportif anlamda zayıflatılmış ve nihayetinde alt kümeye postalanmıştır.
alt kümede dinlenip, kendini toplayıp tekrar ait olduğu yere dönen eskişehirspor, bu defa yönetimsel beceriksizliklerin kurbanı oldu ve kısa süre sonra dibe doğru olan ve uzun sürecek yolculuğuna çıktı.
işte bu dönemde, bütün bir şehir "yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır" diyerek tekrar eski günlerine dönmeyi sabırla, özveriyle bekledi... sabreden derviş muradına erermiş ya... 12 yıl süren bu bekleyiş sonrasında eskişehirspor tekrar ait olduğu yere geldi ve macerasına kaldığı yerden devam etmeye başladı.
henüz bu sezon başında uefa avrupa ligi elemelerinde eskişehirspor olympique de marseille ile eşleştiğinde adamlar "size 3 sokup 5 çıkaracak" diyen malum takım taraftarlarının, bugünlerde "avrupa sahnesinde ismine bakmadan türk takımını desteklerim" tarzındaki yaklaşımlarını da eğlenerek izlemekteyiz. eksik olmasın onlar.
not:
eskişehirspor 1 - 1 olympique de marseille
olympique de marseille 3 - 0 eskişehirspor
sonuçlarıyla eskişehirspor elenmiştir.
kendini süper lig sahnesine atan yeni nesil eskişehirspor taraftarı; tribünleri, babalarının bıraktığı yerde görünce bayrağı eline alıp koşmaya başladı... hemen örnek vermek gerekirse; bugün başta beşiktaş'ın taraftar grubu çarşı olmak üzere bilumum kendini büyük adleden takım taraftarının dalga geçtiği bandoeses. bandonun tribüne katacağı coşkuyu gören mudanya belediyesinin bando takımı bursaspor maçlarında boy göstermeye başladı. (belirtmekte fayda var: bandoeses hiçbir kurum veya kuruluşa bağlı bir oluşum değildir.) diyeceğim o ki; bugün bursa, yarın diğerleri...
yanlış anlaşılmasın; biz bulduk sadece biz kullanacağız gibi bir tezi savunmuyorum aksine, bu tip güzel şeylerin yaygınlaşmasından yanayım.
kendilerini büyük olarak niteleyen takımların **** kendilerini büyük olarak niteleyen taraftarları **** bize laf atarken nasıl ve ne şekilde büyüdüklerini unutmasınlar.
ders bitti. dağılabilirsiniz!
2
dedelerimizden babalarımıza,babalarımızdan bizlere miras kalandır.inşallah bizlerden gelecek nesillere,neferlere miras el değiştirecek,tribünde söylenen şarkılar hiç susmadan söylenecek asırlar boyu sürecek.
sevinmek için sevmiyoruz kumanda taraftarı olmayı kabullenmiyoruz her hafta statlarda oluyoruz hatta tuttuğunuz takımların maçlarına sizden fazla deplaseye geliyoruz.
umarım bir gün herkes kendi şehrinin takımını tutar da türk futbolu istenilen seviyeye gelir.tüm adaletsizlikler baskılar kırılır.
sermayenin futboluna değil de duygusallığın futboluna kanalım :)
3
zamanında kocaelispor ile kardeş olan futbol takımı. kocaelispor kötü günleri görmeye başlayınca ilk sırtından vuranlardan olmuştur. dostlukları sınırlıdır.
4
bu sezon potansiyel ilk 4 adaylarından biri. trabzonspor'u rahatlıkla geçeceklerdir.
5
nefer ve kızılcıklı olmak üzere 2 taraftar grubu bulunur.
6
uefa tarafından şike soruşturmasına dahil edilen takım. disiplin soruşturması başlatılmış.
7
avrupa kupalarından 1 yıl men yiyerek bu sene ki hakkını kaybetmiştir. yeni yönetimin verdiği sözleri tutması bundan sonraki atacağı adımlara bağlıdır. ümit karan, bülent uygun ve halil ünal. bu isimleri unutmamak, hesap sormak gereklidir.
cas'a başvuru hakkı bulunuyor ayrıca...
8
1 yıl avrupadan men yiyerek haksızlığa uğrayan takımımızdır.
uefa'nın ne derece orospu çocuğu olduğunu gözler önüne sermiştir. üzerinden 3 sene geçtikten sonra bu neyin cezasıdır. bu kafaya göre marsilya'nın şampiyonlar ligi kupasının alınması gerekmektedir, ama işte gücü yetene.
9
uefa'nın cezasının cas tarafından onaylanması ile şikeciliği tescillenmiştir.
10
avrupa kupalarından men kararı onanmış takım. açıkçası üzdü.
11
2-3 tane karaktersiz yüzünden cezasını çekecek olan hayatımın parçası. cezayı haklı bulmak ve kabul etmekle birlikte bu işe karışanların şu an kulüpte bulunmadığını seçimlerle saf dışı bırakıldığını belirtir aynı zamanda hukuki sürecin başlatıldığını da belirtmek isterim.
13
ligde 8 maç aradan sonra kazanarak mutlu etmiştir.
(bkz: çok şükür)
14
bu sene küme düşmesi muhtemel takım. olsun, 3ç ligde ünyesporla oynadığımız maçlarda yediğim köftenin tadı hep başkaydı zaten.
15
bu hafta fenerbahçe ile evinde ki maçta 1-1 berabere kalarak, fenerbahçe'ye şampiyonluk yolunda ağır bir darbe indirmiş olan sevimli spor kulübü.
şimdi fenerbahçeliler diyordur. beşiktaşı şampiyon yapmak istiyorlar.
(bkz: asdfghjklş)
16
malum 2010-2011 sezonu hariç her zaman kendi rızkının peşinde koşmuş takımdır.
17
hak ederek fenerbahçeden puan almış takımdır.
bence 3 puanı hak ettiler. verilmeyen bir penaltı var.
18
Gün itibariyle 50. Yaşını kutlayan ekip.
19
metallica'nın bas gitaristi robert trujillo tarafından forması gururla taşınan takım.
www.2eylul.com.tr/...
www.youtube.com/...
20
sezonun en büyük düşme adayı.
çirkin ama tepkilerimi buraya değil bizzat ilgililere yazdım.
21
sene 2006.
yanılmıyorsam kasımpaşa ve gençlerbirliği süper lige gitmeye hak kazanmış, üçüncü takım ise ligin üç, dört, beş ve altıncı takımlarının aralarında yapacağı maçla belli olacaktı. pendik ligin üçüncüsü, eses ise altıncısıydı. eses ilk üç maçta çok berbat bi futbol oynadı. ikisini penaltılarla, birini de son dakika golüyle eledi. pendik ise üçer beşer ata ata geiyordu ve mayıs 2006'da, ankara'daki final maçıyla süper lige gidecek takım belli olacaktı. favori pendik ama eses halkı hiç moralini bozmadı, buraya kadar geldik bu maçı da alırız diyordu çok iyi hatırlıyorum. ücretsiz otobüsler kaldırıldı, onbinlerce taraftar ankara'ya gitti. maç saat dörtte. hatta birçok fabrika maç dörtte başlayacağı için mesai saatlerini değiştirdi o gün için.
ankara stadı tarihinde hiç görmemiş kalabalığı görmüş, eskişehir desen sokaklara kurulmuş televizyonlarda maçı izliyor. meşhur spikerimiz şükrü oytan da kanal26'da maçı anlatıyor. sanırım 3 golü de erhan attı. şükrü abi de yine o meşhur sözü "kafa geldi gol geldi"yi söylemişti. spor programlarında artık eses konuşuluyordu, herkes eses'in süper lige çıkmasından memnundu, özlemişler eskişehirspor'u da, taraftarını da. ilk sezon çok zorlandık. yanılmıyorsam son maçla kaderimiz belli olmuştu. o son maçı kazanıp rakibimizin puan kaybetmesini bekliyorduk kümede kalmak için. gelir gelmez tekrar ikinci lige dönmeyi kimse istemiyordu. nitekim öyle de olmadı, güç bela da olsa kümede kaldık. sonrası iyilik güzellik, eski gücünde olmasa da yine de dört büyüklere kök söktürdü senelerce. yıl olmuş 2015, 12 maç geride kaldı ligte. bir galibiyet bir beraberlik almışız. yolun sonuna geldik artık. buraya kadarmış. iflah olmaz bu takım.
22
2016-2017 sezonunda süper lig'e çıkış macerasında başarılar dilediğim spor kulübü.
23
acilen sözlüğün satılıp elde edilen gelirle transfer yapılması gereken kulüp. yetmediği yerde yazarların ellerini ceplerine atması gerekecek.
#senikümedüşürtmeyeceğizeses
24
her şeyim, gönül verdiğim, onsuz olmaz gibi klişeleri buraya dökmeyeceğim bu tarz şeyleri emekle birleştirerek eyleme dökerek yapmayı seviyorum klavye başında yavan kalıyor.
arması dışında yöneticisiyle, oyuncusuyla, ruhsuzluğuyla kitleleri üzmeyi başarmıştır. adı değil de adını idare ve idame ettirenler tarafından.
ama ulan nereden nereye be insafsızlar i.hizliresim.com/...
yöneticiler gider oyuncular gider taraftar baki kalır.
eyyorlamam bu kadar.
25
kongrenin 9 Ocak 2016'da yapılacağını, çoğunluk sağlanamazsa 16 Ocak 2016'da yapılacağını açıkladı.
↑