1
en iyi kağıt oyunlarından bir tanesi .
3
strateji geliştirerek eşli batak oynamak zevkli bir şeydir. ordan onu dürtersin.
ne yazık ki üniversiteye gidip hala bu oyunu bilmeyenler var.
4
sanılanın aksine kızlarında oynadığı kağıt oyunu.
(bkz: batak bilen kız)
6
arka masaların klişe oyunu.
liselerin vazgeçilmezi.
"az oynamadım yaa" diye anıların dibine götüren oyun...
7
oynamayı bilmediğim için sürekli dalga konusu olduğum kağıt oyunu. fırsat olmadı öğrenmeye bilader ben ne yapayım...
8
kendime rakip tanımadığım, sadece yunowimnogood adlı yazar da zorlandığım oyun.
9
yurt odalarının vazgeçilmezi..
10
(bkz: yancılık) hakkında her şeyini ortaya koyan insanların oyunu.
11
facebook üzerinden oynanan da bir oyun... reeldeki o masaya elin tersiyle vurma olayını yaşanılmasa da, yanda bekleyen bir yancı olmasa da vakit öldürmek için birebirdir...
12
lisede öğrenilen üniversite ihtisas yapılan kağıt oyunu. bu oyunu bilmeyen üniversite öğrencisini mezun etmezler.
13
ihalenin dedesi king'in atası.
15
işemek deyiminin olduğu koz'lu kağıt oyunu.
16
ısrarla öğrenmediğim, öğrenmeye yanaşmadığım kağıt oyunu. nereye kadar gider bilmiyorum.
18
bulgaristan'ın pazardzhik (pazarcık) iline bağlı bir belediye.
19
(bkz: koz maça)
çoğu yerde kozun random olarak maça olduğu oyun. kimileri kozu kupa olarak oynuyorlar bu oyunu.
20
oynamayı üniversitenin ilk yılında öğrendiğim kağıt oyunu.
ihale, eşli, koz maça gibi çeşitleri de bulunur.
bana soracak olursanız en zevklisi eşlidir. tabi kağıtları yere açan siz olmadığınız sürece.
21
şu yaşıma geldim hala oynamayı bilmediğim oyundur. bir kere öğrenmeye çalıştım ama fazla uğraşmadım. baktım hep aynı şeyleri yapıyorlar bir daha bulaşmadım. gerçi okeyi bile yeni öğrenen biri için şaşırtıcı bir durum değil.*
not:liseli değilim.*
22
dünyanın en güzel oyunu.
23
Sürekli çalışmalarla geçen oyun. Bu yüzden batakta iyiysen yatakta da iyisindir.
Koy geç.
25
arkadaşlarım tarafından şahsıma iki kere anlatılmasına rağmen öğrenemediğim oyun. aklım ermiyor bir türlü. birde öğretirlerken o kadar hızlı oynuyorlarki bakıp kalıyorum öyle. hele elin sonunda hepsi makinalı gibi atmaya başlıyorlar kağıtları sonrada bana dönüp anladın mı diyorlar. o an kalkıp kendi hallerine bırakıyorum hepsini ve çayımı yudumlamaya başlıyorum.
↑