2
abd'li yazardır.
roman, kısa hikaye yazar. aynı zamanda gazeeteci olduğu bilinir.
3
ABD'nin en önemli modern yazarlarından biri olarak kabul ediliir.
4
Edebi bir dil kullanmayan, dümdüz yazan yazar. Amerikan Edebiyatı'nın(?) önemli kilometre taşlarından biri olduğu kabul edilir. Kitaplarındaki kadınlar hep güçlüdür, erkek karakterler için yönlendirici, korucuyucudur.
Kendi günlük hayatında ise kadınları sadece hizmet ettirmelik, sevişmelik ve ceplerine para konup sokağa salınmalık tipler olarak gördüğü rivayet edilir.
5
"Kediler duyguları konusunda dürüsttürler. İnsanlar ise duygularını gizlerler."
6
amerikalı romancı, gazeteci, piyes yazarı. 1960 yılında vahdet gültekin'in türkçe'ye çevirdiği 'silahlara veda' adlı eserinde, kendisi hakkında hazırlanan önsözü, biraz sadeleştirip yazıyorum. yapabileceğim ufak tefek imla hataları için de şimdiden affınıza sığınıyorum.
''---ernest hamingway---
beş yıldan fazla oldu, 1954 şubatında, hemingway'in bir uçak kazasında öldüğü haberi verildiği zaman, onun 'kendisine yakışır' bir akıbete uğradığını söyleyenler olmuştu. çünkü büyük romancı, herşeyden önce, hayatı maceralarla geçmiş bir insan, sonra da bütün canlılığıyla bunu yazan bir yazardı.
sonradan anlaşıldı ki hemingway ölmemiş. bir değil, arka arkaya iki uçak kazası geçirmiş, ikisinden de sağ salim kurtulmuştu. bunun üzerine, kendisine 'öyle bir akıbet' yakışanlar, bu sefer de onun 'dokuz canlı' oldugunu söylediler ki o da doğruydu: hemingway şimdiye kadar kaç kere ölümle karşı karşıya gelmiş, hepsinde adeta ölüp ölüp dirilmişti! savaşlardan boğa güreşine, vahşi hayvan avından canavar avına kadar türlü tehlikeli maceralarda ölüm onun burnunun ucuna kadar sokulup çekilmişti. o uçak kazası bunlardan sadece biriydi.
ernest hemingway 1898'de amerika'nın illionis eyaletinde oak park'ta doğdu. babası doktordu, oğlunu da doktor yapmak istiyordu. köylere giderken onu da yanına alır, hastalıkları, daha geniş ölçüde, insanları tanımasını isterdi. bu bakımdan, dr. clarence hemingway'in oğlu üzerinde büyük etkisi olmuştur. daha çok küçük yaşta dünyaya, insanlara karşı açılan görüş penceresini hemingway bütün ömrü boyunca hiç durmadan genişletmiştir.
dr. hemingway hareketli, canlı, sporcu bir adamdı. oğlunu da o yolda alıştırıyordu. ernest daha iki yaşındayken babası onun eline okla yay, on yaşına gelince de tüfek vermişti. yazları michigan gölü kıyısındaki köşklerine giderlerdi. ernest orada kimi vakit babasıyla, kimi vakit de tek başına ava çıkar, gölde balık tutardı.
hemingway işte böyle büyüdü. ilkokulu bitirdiği zaman babası onu doktorluğa hazırlayacak bir öğretim yoluna girmesini istiyordu, annesi ise müziğe pek meraklıydı, oğlunun viyolonsel öğrenmesini istiyordu. ernest'in ise bunların hiçbirine hevesi yoktu. ana-babayla çocuk arasındaki ilk çatışma bunun üzerine başladı. oğlan on beşine vardı ve bir gün evden kaçtı. onu hayat çekiyordu; hayatı, daha o yaştan, derinlemesine yaşamak, türlü maceralar içinde yoğrulmak için can atıyordu.
olmadı elbette, olamazdı. bunun olamayacağını anlayacak kadar da akıllı bir çocuktu ernest. çok geçmeden dönüp geldi. 1917'de ortaokulu bitirdi. ama yine de ne babasının istediğine uyuyordu ne annesinin. kendi bildiğine gidecekti.
kendi isteği de yazar olmaktı. bitmez bir heyecan, coşkuynluk içinde yaşadığı hayat kalemiyle dile getirecekti.
---ilk büyük macera başlıyor----
ernest hemingway yazı hayatına cansas city'de çıkan 'star' gazetesinde başladı. yalnız orada da çok duramadı. bir iki ay ancak çalıştı. çünkü avrupa'da büyük bir savaş başladı. 'nerde dum-dum, orda bulundum' sözünü kendisine düstur edinmiş olan ernest hemingway bu hengameye katılmak istiyordu. gazetesi hesabına fransa'ya muhabir gitti. orada da duramadı, italya'ya geldi, gönüllü olarak italyan ordusuna yazıldı. otomobil kullanmasını iyi bilirdi, önce yaralı arabalarında şöför olarak hizmet gördü, sonradan piyadeye geçip fiilen çarpışmalara katıldı. birçok yararlılıklar gösterdi,madalya aldı. defalarca yaralandı. hala bir diz kapağı takmadır, vücudunda da bir çok şarapnel vardır. bu büyük macera dünya edebiyatına 'silahlarla veda' adındaki şaheser romanı kazandırmıştır.
---harpten sonra avare gençlik---
hemingway harpten sonra amerikaya döndü şimdi de sulh günlerinin tadını çıkarıyordu. yine heyecanlı, hareketli bir hayat sürmeye çalışıyordu. ava çıkıyor, spor yapıyor, ırmaklarda kayık kullanıyor, memleketi geziyor, yeni yerler, insanlar tanıyordu.
1919'da çocukluk aşkı hadley richardson'la evlendi.(1926'da boşandılar) 1920'de toronto'da çıkan star gazetesine girdi. o sıralarda uzak doğu'da çıkan karışıklıkları yerinde görüp gazetesine yazmak üzere oralara gitti. 1921'de paris'e geldi, oraya yerleşti. bu sefer de paris'in sanat çevrelerinde, eğlence yerlerinde alabildiğine hareketli, heyecanlı bir hayat sürmeye başladı. ispanya'ya yakındı, sık sık oraya geçiyor, oranın dillere destan boğa güreşlerini seyrediyordu. derken, kendi de bu işe merak sardı, boğalarla güreşmeye başladı. bundan da az yaralanmadı!
bir yandan da yazıyordu. daha doğrusu asıl yazarlık hayatı şimdi başlamıştı: o zamana kadar gazete yazılarından başka bir şey yazmamıştı. şimdi ta çocukluğundan beri geçirdiği maceralardan içinde birikenleri birer birer kağıt üzerine döküyordu. ilk eserleri de hep paris'te çıktı: 'üç hikaye,on şiir' , 'bizim zamanımızda', 'yine sabah oldu'. bu son romanında paristeki avare gençliğin eğlencelerini, sakat bir delikalının bu sakatlığı yüzünden sevgilisiyle mesut olamayışını anlattı.
---sakallı boksörün başarıları---
hemingway 1927'de amerika'ya döndü. artık tanınmış bir yazardı. edebiyatta çığır açan üslubunun ilk örneklerini hikayelerinden 'yine sabah oldu' da vermişti. genç yazarlar onun izinden gitmeye başladılar. bu sırada da 'kadınsız erkekler' adındaki hikaye kitabı çıktı.
yalnız, hemingway çok daha kuvvetli, üslup bakımında da asıl örnek sayılabilecek eserini hazırlıyordu. birinci dünya savaşında başından geçenleri anlattığı 'silahlara veda' henüz tamamlanmamıştı. onu yeni baştan yaza yaza, çize çize bitirdi. ince ince çalışılmış bir heykel mükemmeliyetiyle ortaya koydu. 'silahlara veda' 1929'da çıktı.
bu roman hemingway'in sanatının temeltaşı olduğu gibi, dünya edebiyatının da dönüm noktasıdır.
hemingway amerika'ya döndüğü yıl olan 1927'de, 13 yıl sürecek olan ikinci evliliğini de yapmıştı.
1927-1936 arası hemingway'in hayatında bir sulh çağıdır. tanınmış bir yazardı, hikayeleri ve romanları bir avuç dolusu para getiriyordu. florida'da güzel bir köşk aldı, bahçesini çiçeklerle, odalarını kitaplarla, sanat eserleriyle süslüyordu. bir yandan yazıyor, bir yandan da denize, ava çıkıyordu. boksu da bırakmamıştı, tanınmış boksörlere meydan okuyor, onları yere serdiği de çok oluyordu. tuhaflık olsun diye de sakal bırakmıştı.
---afrika'da yaban avı---
ondan sonra yine macera damarı kabardı. afrika'ya yaban avına gitti. yine tehlikeli maceralar içindeydi. aslan,kaplan, fil avlıyor, ormanlarda heyecanlı günler geçiriyordu. yine kaç kere ölüm tehlikesi geçirmişti.
bu maceralardan da çok güzel eserler doğdu. ''afrika'nın yeşil tepeleri' adındaki kitabıyla 'klimancaro karları' adındaki meşhur uzun hikayesi bunların başında gelir.
hemingway o sıralarda yeni büyük bir roman yazmak istiyordu. yalnız, bir huyu var ; kendini hiç zorlamazdı. belki amerika'daki hayatından da, afrika'daki maceralarından da, biraz olmuşa, biraz olmamış katarak, roman yazabilirdi ama bunu yapmazdı o. isterdi ki yazacağı şeyi aşağı yukarı kendisi yaşasın, görsün, içinde duysun.
---yeni bir harp, yeni bir macera---
bütün eserlerinde böyledir: bilirsiniz, sezersiniz ki falanca kahraman hemingway'in ta kendisidir, olanların hepsi değilse bile çoğunluğu onun başından geçmiştir. sahiden de öyledir, öyle olduğu için de içtendir, sıcaktır, sizin içinizi sarar, olan bitenleri onunla yaşarsınız. okuyanda da yaratıcılık olmalı ki, okuduklarını canlandırabilsin, içinde duyabilsin dersek yanlış bir şey söylemiş olmayız. işte, okuyanına yaratıcılık aşılama kudreti hemingway'de fazlasıyla vardır.
hemingway'e beklediği fırsat 1936'da geldi. o yıl ispanya'da iç savaş patlamıştı. önce bir film işi için gitti, olan bitenleri yerinde gördü. amerika'ya döndükten sonra da, ertesi yıl, bu sefer bir haber ajansının muhabiri olarak yine ispanya'ya gitti. çarpışmalara katıldı, cephelerde bulundu.
o arada gördükleri, yaşayıp içten duydukları da ona iki eser kazandırdı. 1938'de çıkan 'beşinci kol' adındaki piyes ve 1940'da 'çanlar kimin için çalıyor'. bu son roman hemingway'in 'silahlara veda' dan sonra en kuvvetli romanı sayılır. ispanya harbinden sonra, ikinci dünya savaşı...hemingway'e dur otur yoktu. kendisinin öyle bir şey aradığı da yoktu. yalnız arada 1940'da ikinci karısından da boşanmış, üçüncü karısıyla evlenmişti. bu seferki yazardı. martha gellhorn. martha da ispanyada bir derginin muhabiriydi. cephe gerisinde tanıştılar, bir çok maceraları birlikte geçti. 'beşinci kol'daki kız odur derler. hemingway 'çanlar kimin için çalıyor'u da ona ithaf etmiştir.
hemingway ikinci karısından boşanınca evlendiler. çok geçmeden 1941'in başlarında yine muhabir olarak ikinci dünya savaşına çıktılar. yakındoğu, uzakdoğu, avrupa... kah beraber kah ayrı ayrı dolaştılar. en sonunda, eisenhower kuvvetleriyle paris'e girenler arasında hemingway de vardı. harpten sonra da bir süre fransa'da kaldılar, avrupa'nın çeşitli yerlerini gezdiler. sonra da amerika'ya döndüler. latin amerika'da dolaştılar, en son küba'da denize açılıp balıkçılık yaptılar ve uzun süre orada kaldılar. oradan da 'ihtiyar adamla deniz' eseriyle döndü.
ilerleyen zamanlarda kendisiyle yapılan bir röportajda geçirdiği bu kazalar sorulduğunda şöyle demişti:
'bu tip kazalar insanın ömrünü uzatır.' hemingway bugün 61 yaşında. yine bir delikanlı gibi zinde, yine avında, sporunda... ''
7
yaşlı adam ve deniz kitabı yeni elime geçmiş yazar. kitap akıcı ve edebi dili ağır değil. okunası, okutulası..
8
''Yanlış yönetilen bir ulusun ilk çaresi para biriminin enflasyonudur.(değersizleştirilmesidir) İkinci çaresi savaştır. İkisi de geçici refah sağlar. İkisi de kalıcı yıkım getirir. İkisi de politik ve ekonomik fırsatçıların sığınağıdır''
Her toplumun gerçeğini yansıtan bir söz söylemiş.
9
soyadını sürekli "hamingway" zannettiğim yazardır
10
abd'li romancı, kısa hikaye yazarı ve gazetecidir. kısa ve gösterişsiz yazı tarzı ile bilinir. 20. yüzyıl kurgu romancılığını etkilemiştir.
ihtiyar adam ve deniz adlı eseri ile 1954'te nobel edebiyat ödülü'nü almıştır.
Ayrıca six word stories akımınında öncüsüdür.
12
Yıllarca çevresine devlet beni takip ediyor diye dert yanmıştır. Lakin buna kimseyi inandıramamıştır. Hatta dostları kendisinde bunun tehlikeli bir paranoyaya dönüşmesinden korktuklarından bir doktora görünmesi için baskı yapmışlardır.
Oysa ölümünden sonra sızan fbi belgelerinden 20 yıl boyunca takip edildiği anlaşılmıştır.
13
"umut ışığım" (Silver Linings Playbook) filminde en çok güldüğüm sahne: www.youtube.com/...
↑