pink floyd

Gruba isim aranırken Syd Barrett'in aklına iki caz gitaristi olan Pink Anderson ve Floyd Council'in ilk isimlerinden oluşan Pink Floyd ismi geldi ve grubun ismi Pink Floyd olarak belirlenmiştir.

yani çoğu zaman düşünüyorum yüce allahım bu nasıl iş diye. bir kadro haşa yaratmak allahu tealaya mahsustur lakin bu yaratıcılık nasıl bir araya gelmiş olabilir diye. uzayda sanki bir kaç atom yolculuk ediyormuş ve bir noktada çarpışmış ve onlar bir araya gelmiş gibi. böylesine kusursuz, orijinal, ezgisel bir müzik üretebilmek, klibinden sahne şovuna, söz yazımlarından gitar tekniklerine olabilecek her şey kusursuza yakın. allahu ekber gerçekten.

Pink floydu ergen bünyelere remixleyip clubancı ortamlara itekleyen eller kırılsın dediğim grup. nerde o bohem hava? ele ayağa düşmeme mücadelesi? Neyse ki the wallmuş. High hopes ya da hey you olsa rihannaya başlayacaktım. Amen.

(bkz: Another Brick In The Wall )

(bkz: pink floyd)’u sadece üzgün, kırgın, düşük moddayken dinlediğimi farkettim. Lütfa bak. Neyse zaten konu hey you şarkısı. Bu şarkıyı dinliyorsam gerçekten bir şeyler yolunda gitmemiştir. Hayatımda resmen yeri var. Hissettirdiği şeyler de ifade edilir cinsten değil benim için.

Yalnız değilsin. Bil istedim. Özellikle 'hey you' hakkında.
Bu tatlı destek için teşekkür ederim. Hayata dair böyle ufak detayların hayatımızda olmasına sevindim. Sen nasıl hissediyorsun dinlerken?
Aslında şimdi bu başlığa yazdım. Benim için biraz yıkıcı hisler açıkcası. Çünkü çok hüzünlü bir hatırası var. Normal bir ruh haliyle asla dinleyemedim. Çünkü bu şarkıyı hep, aldatan bir kadının söylememesi gereken bir adama söylediği şekliyle hatırlıyorum. Şimdi o kadar duygusal bir insan değilim tabi açar dinlerim rahatlıkla ama ne zaman dinlersem dinleyeyim o duygular ve zamanlar gözümün önüne geliyor.

ingiliz progresif rock grubu , david gilmour'un sol hayasıdır.

kitap sözleri gibi şarkı sözleri vardır.

''hayat siken şarkıların grubu''

-pink floyd.

yani çoğu zaman düşünüyorum bu kadar müthiş bir kadro yaratıcılık nasıl bir araya gelmiş olabilir diye. uzayda sanki bir kaç atom yolculuk ediyormuş ve bir noktada çarpışmış ve onlar bir araya gelmiş gibi. böylesine kusursuz, orijinal, ezgisel bir müzik üretebilmek, klibinden sahne şovuna, söz yazımlarından gitar tekniklerine olabilecek her şey kusursuza yakın.

abiminde etkisiyle 10 yaşımdan beri dinlediğim grup, müziğin efendileri.

belki o zamanlar zorla dinlettiği için bu kadar severek dinlemiyordum ama içimde bir şeyler kıpraşıyordu bu adamlarda bir şeyler vardı belliydi ama şimdi her şey daha da anlamlı. efsane değildir, efsaneyi yaratandır. sanatçı değildirler, müziğin tanrılarıdır.

Gençliğimde az dinlediğim için pişmanlık duyduğum gruplardan biri. Bu da itiraf gibi itiraftır bu arada. Bu grubun hakkını veremedim.

Bundan altı sene önce kardeşim evlenmeyi planladığı kadın tarafından aldatıldığında yaşanan, hey you ile ilgili saçma sapan bir anı hatırlıyorum.
Cidden çok vurucuydu bu şarkı ile o zamanlar hissettiğim duygular. Şarkıyı da ilk kez o vesileyle dinlemiştim. Sonra ulan acaba bu pink floyd'u biraz küçümsemiş olabilir miyim? Sorusu yankılandı kafamda. Çünkü ingilizce bilmiyor ve şarkı sözlerini anlamıyorken sırf müziği tarzıma uyuyor diye dinlediğim bir sürü grubun bir sürü şarkısının sözleri bir "hey you" etmiyordu.
Pink floyd'u öylece tam anlamıyla keşfetmiş oldum diyebilirim. Bir sürü şarkısında aynı şeyleri aradım. Aslında hiçbiri benim için hey you kadar vurucu olamadı. Çünkü, sonralardan anladım ki aslında şarkıları daha anlamlı yapan şey sözlerinin ne kadar özenli yazıldığı değil, o sözlerin dinleyen kişide hangi anılara ya da duygulara dokunduğuydu. Yine de pink floyd'un şarkılarının neredeyse hepsi, alelade şarkılar olmaktan çok uzak ve kesinlikle birer şaheser diye düşünüyorum.

İşte tam olarak böyle.

tümünü gör

↑