1
bir şeyi öğrenmiş olmak.
bir şeyi yapmaya alışmış olmak, elinden gelmek.
tanımak.
sanmak.
kuşkulanmak, sorumlu tutmak.
2
mutsuzluğun sebebi olduğu öne sürülen olgu. insan ne kadar çok şey biliyorsa o denli mutsuz olur şeklinde bir aforizma dolaşıyor ortalarda.
3
tek başına aslında hiçbir derde deva olmayan şeydir. aslına bakıldığında bırakın derde deva olmayı, durduk yere başınıza dert açar bir şeyleri bilmek ya da başka bir ifadeyle farkında olmak. çünkü bildiğiniz ölçüde naifleşir, bir yandan daha kuşkucu olurken diğer yandan da çelişkilere düşersiniz. naif olmanın yanında, tahammül sınırınız düşer, bildikleriniz ölçüsünde. bir yandan o sınırlarınız düşerken diğer yandan naif kalmaya çalışmak da içine düştüğünüz çelişkilerden ve tezatlıklardan birisidir.
velhasılı kelam, dostoyevski'nin de söylediği gibi, "bilmek, hastalıktır."
4
biftek kelimesinin eş anlamlısıdır.
şimdi arkadaşlar biftek ala sulu olmalıdır. bunu biliyorsanız bilmek kelimesini de bilmelisiniz. biftek biliyorsanız bildiniz.
5
bir bilgiye sahip olurken bir başka bilgiyi veya bilinci kaybetmektir.
7
"bilmek; bütün acıların anasıdır." der şükrü erbaş Ömür Hanımla güz konuşmalarında. Bildikçe yükü artar insanın. Bildikçe mükellef olur.
↑