76
Açamadığı hiçbir kapı yoktur. Her işin içinde para var. Resmen tüm insanlığı sömürüyor.
78
Bir insanın karakterini mi görmek istiyorsun, ona güç ver. Abraham lincoln.
en büyük güçlerden birisi de paradır.
79
“İnsanın parası varsa çalışmak zorunda kalmaz. Böylece zamanı satın alır. Bu kalan zamanda da kendini mutlu edebilecek şeyleri yapar. Yani para mutluluğu satın alır.” Albert Camus
80
Bir o kadar iğrenç ama bi o kadar da mükemmel bir şey. Her kapıyı açıyor.
82
Konuşmaya başladığımda ilk söylediğim söz. Köpeğiyiz kendisinin.
83
Çıkaranın ananasını, avradını sileyim.
86
kör de edebilir, aksine gözleri daha da açabilir.*
scontent-ams3-1.xx.fbcdn.net/...
şu da haksız rekabet olayı:
scontent-ams3-1.xx.fbcdn.net/...
87
bir şeyin para olabilmesi için 5 ana özelliğe sahip olması gerekir.
1. nadir olmalı
2.kolayca tanınabilir olmalı
3.küçük parçalara ayrılabilmeli (kuruş,cent,penny, eurocent gibi)
4.her birinin aynı değerde başkasıyla değiştirilebilir olması.
5. kolayca taşınabilir olması.
bu beş özelliği taşıyan herhangibir şeyi para olarak kullanabilirsiniz.
www.youtube.com/...
88
değeri sadece ama sadece devletler tarafından belirlenen soyut kavram. devletsiz para, yani tek başına paranın hiçbir değeri yoktur.
hemen küçük ölçekli bir örnekle kanıtlayayım:
1) dünyada sadece iki insan var. A ve B.
2) dünyadaki toplam elle tutulabilir mal 1000 birim.
3) dünyadaki 1000 birim olan toplam malın karşılığı olan toplam para miktarı 1000 pokemon tasosu olsun.
4) yani her mal 1 pokemon tasosu.
Senaryo:
A'nın 400 tasosu 600 birim malı var. B'nin de bu durumda 600 tasosu ve 400 birim malı var. A bir gün gidip B'nin elindeki 400 birim malın hepsini cebindeki 400 pokemon tasosuyla satın alır. Son durum A'nın hiç tasosu kalmamıştır. Bütün tasolar B'nin cebindedir. Ama B hiç mutsuz değil bu durumdan. Nasılsa cebinde tamı tamına 1000 pokemon tasosu var. Yani B isterse bu 1000 tasoyla dünyadaki bütün mal varlığını, hepsini ama hepsini alabilecek "zenginliktedir". B'nin karnı acıkır gidip 1 birim mal alayım da karnımı doyurayım der. Gider A'ya 1 taso uzatır bana ordan 1 birim mal der. A B'ye bakar ve der: Bu ne lan? B: pokemon tasosu işte al şu 1 tasoyu ver 1 malı. A gülerek B'ye cevap verir. Napayım lan ben o tasoyu? Senden alacağım tasoyla satın alabileceğim o 1 birim mal zaten benim elimde. Senin elindeki tasoların hiçbir değeri yok benim gözümde der. Dünyadaki bütün mal benim. Bak şurada 1 birim mal olan uzay gemisi var onu sana vereyim siktir git kendine başka bi gezegen bul. der.
Demek ki neymiş? paranın arkasında onu kontrol eden bir devlet yoksa hiçbir değeri yokmuş.
89
huzur verirmiş. öyle çiziyorlar.*
scontent-frt3-2.xx.fbcdn.net/...
90
kosta rika'nın heredia bölgesinin santo domingo kantonu sınırlarındaki ilçe.
91
Harcamak içindir, harcamayacaksanız götünüze sokun amk parasını da üçün beşin hesabını yapmayın tasarruflu olacağım diye.
92
daha çoğunu istediğim hede. derler ki, mutluluk getirmez. getirmesin, zaten mutluluk aramıyorum. şu an param yok mutlu değilim. param olunca da bir şeyin değişeceğini düşünmüyorum. ruh meselesi bu. hoş ruha da inanmıyorum...
yalnızca, elde etmek istediklerimi elde edeyim, bu yeterli. mutsuzluk daimi zaten.
93
dünya düzeni pamuk parçası üzerine basılmış rakamlarla gider mi,bilmem ama belki de geleceğin dünyası "Zamana Karşı" (in time) filmindeki gibi olur,kim bilir ?
94
Fazlası beni insanlığımdan çıkaracaksa çok param olmasın diye dilediğim, hiçbir şey olamayanların bir bok oldum sanmasına yol açan, çevredekilerin de bu duruma çanak tuttuğu garip nesne.
95
Lazım gelen hede.
Daha çok hem de. Senede on ay depresyon yaşıyorum. Daha çok para verin ki sağlığıma kavuşayım değil mi? Bağımlıya dönüştüm. Her şeyi almak istiyorum!
96
Siktiğimin parasını arzuluyorum.
97
Bize bu tek tip kafa yapısını, uyuşmuş beyinlerle gezmeyi, her şeyi para ve statü için yapmayı, duygudan yoksun mekanizmalar olmayı ilk kim öğütlediyse ve o öğüdü ilk kim tuttuysa onlar bizim en büyük düşmanlarımız.
98
Yokken değerli Olan bir şey. Varken hiçbir değeri yok.
99
üzerinde belirtilen değer kadar, verdiğiniz kişi üzerinde size karşı mal, hizmet, iş borcu oluşturan madeni, kağıt ya da sanal birimler bütünü.
paranın çalışma sistemini düşünelim, birine 50tl verip karşılığında 50tl değer biçilmiş bir hizmet/mal alırız, başta bu 50tl yi de para sahibine aynı şekilde 50tl değer biçilmiş bir hizmet/mal sağlayarak kazanırız. aslında herkes elindeki parayı çıkarıp, "işte bu parayı istiyorsan, bu paranın karşılığında bana hizmet/mal sağlayacaksın, borcunu ödediğinde bu borç seneti senin eline geçebilir" demektedir. elinde parayı tutan kişiye, hep o para miktarı kadar hizmet veya mal borçlanırız.
bu, paraya farklı bir yaklaşım olabilir. eskiden para, insanların varlıklarını simgelerken bu açıdan yaklaştığımızda insanların borcunu simgeleyen bir konsept haline gelir. insanlığın elinde tuttuğu toplam para miktarını düşünün, bunun elinizde olmayan kısmı sizin insanlığa olan borcunuzdur. insanlar doğduğunda bu borç ile doğarlar ve günümüz sisteminde de bu borcu ödemek uğruna hayatları boyunca çalışırlar. ne kadar paranız olsa da karşınıza biri çıkar ve elindeki parayla sizin ona o kadarlık bir hizmet borcunuzun olduğunu ve bunu mal veya iş olarak karşılamanız gerektiğini söyler. eğer elinizdeki paranın tükenmesini engellemek ve insanların size olan borcunu arttırmak istiyorsanız siz de bu teklifi kabul edersiniz, ki çalışmak dediğimiz eylem de budur aslında. bu fırından ekmek alırken de böyledir, interaktif sözlüklere girerken kullandığınız internet hizmetini alırken de böyledir. doğduğunuz andan beri tüm insanlığa borçlusunuzdur ve hayatınız boyunca çalışsanız da bu borcu ödemeniz mümkün değildir. bu açıdan yaklaşıldığında bu borç döngüsünü yok etmek için ya parayı tamamen yok etmek gerekir ya da tüm parayı tek bir elde toplamak gerekir, ki bu da tüm insanlığın tek bir insana borçlu olması anlamına gelir, insanlar o kişiden parayı alabilmek için çalıştıklarında ve borçlarını ödemeye başladıklarında o insan da elindeki gücü kaybetmeye başlayacak ve yine her şey baştaki haline dönecektir.
ve ne yazık ki, asla ödeyemeyeceğimiz borçlar altında doğduğumuz bu sistemde döktüğümüz her alın teri henüz doğmamış insanların borçları haline gelmeye devam edecektir.
100
Napolyon fransızcasını 3 kez söyledi diye bir iddia var ortada ki ortada olan iddialar genelde asılsızdır. İddia dediğin sağda ya da solda olur ve ben şu saat oldu uyuyamadım yarın yarraa yedim napolyon'u da parayı da şimdi ama haa! İyi geceler.
↑