30
"Leyla'ya...
Ee.. Şey... Bir mektuba nasıl başlanır bilmem. Daha önce hiç mektup yazmadım. İlkokulda sadece, beşinci sınıftayken... O da mahsus selam eder, ellerinizden öperim diye biten mektuplardı. Hiç kimseye mektup da göndermedim, zarfa koyup üst kattaki teyzemlere getirirdim. İşte... Ben de o pulsuz zarflara konulmuş mektuplar gibiyim. nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilmiyorum. Ee neyse dur, dur... Başka şeylerden söz edecektim. Hah! Gözlerinden mesela... Sahi ne renkti ki gözlerin?
Seni ilk gördüğümde yani istemeye geldiğimizde hani - ya valla bizimkilerin zoruyla gelmiştim.- ama işte orada seni görünce, böyle tarif edilebilir gibi bir duygu değil bu... Aslında ben sadece özür dilemek istemiştim. Bunları seninle konuşmak da istedim, hep aklımdaydın ama işte... Ellerin başkasındaydı. Hem zaten gözlerine bakınca konuşamam ki ben.
Her şey için senden özür diliyorum ve seni çok seviyorum. Ne de kolaymış bunları böyle söylemek. Keşke gözlerine baktığımda da konuşabilseydim... Keşke bilebilseydim, gözlerinin rengini..."
"Zor, Leyla çok zor. Nasıl anlatacağım hiç bilmiyorum ama başka bir yolu yok bunun. İnsanın söylemek isteyip de hani söyleyemediği sözler vardır ya. Ne bileyim... Böyle bi kanser gibi hani , böyle büyüdükçe büyüyor... Büyüdükçe büyüyor...Anladın mı?
Seni gördükten sonra Leyla, sen öyle büyüdün ki içimde her yanım sen oldu. Anlıyor musun? Sonra ben sensiz olamadığımı anladım. Yalanlar söyledim sana,bir sürü yalan söyledim sana, evet. Bu yalanlar öyle büyüdü ki kaçıp gideceğinden korktum. Hep böyle bir korku vardı içimde. İşte sen içimdeki o korkuydun Leyla.
Senin yanında mutsuz olmaya bile hazırdım ben. Hani dünyaları verseler, anladın mı, dünyaları verseler vazgeçmem derler ya, öyle olmuyormuş işte. O kadar basit değilmiş, Leyla. Birinin çıkıp başkalarını düşünmesi gerekebiliyormuş yani, anladın mı? Onların mutluluğunu, sevgilerini, acılarını...
Ne bileyim bazen sevmek Leyla, fedakarlık yapmayı gerektirebiliyormuş.
Anlıyor musun?
Ben seni hep beklerim. Bir saat de beklerim, bir ömür boyu da beklerim."
"Senden sonra çok değiştim ben Leyla, o kadar değiştim ki beni herhalde tanıyamazsın görsen.
Beni seven herkesi kırıyorum, dinlemiyorum bile, umursamıyorum söylediklerini.
Bomboş yaşıyorum. Ne söylediğimin farkındayım ne insanların ne sevdiklerimin...
Niye böyle biliyor musun?
Çünkü sen hep kafamın içindesin.
Leyla senin fikrin kafamın içinde bir hayalet gibi.
Ben o hayaletle uyuyorum her gece.
Ne olur artık izin ver bana, ne olur yaşamama izin ver, tekrar birilerini sevmeme izin ver.
Ölemem ben öldüremem kendimi Leyla. Babamı yalnız bırakamam, yanına gelemem Leyla.
Çok uğraştım seni getirmek için ama yapamadım.
Ne olur izin ver bana.
Biraz mutlu olmak istiyorum sadece o kadar.
Sen yanımda ol bi de kal ama ne olur bana izin ver.
Üçümüz birden sevinemez miyiz?"
31
benim halamı dağa kaldırmışlar.
www.youtube.com/...
32
+moğol imparatoru cengiz han'ım ben!
-cengiz mi hanım?
34
Tam da böyle her şey tamam diyorsun,
Bundan sonra hayatım artık iki kişilik diyorsun Ama sonra ne oluyor biliyor musun? Gidiyor...
Böyle, dıral dedenin düdüğü gibi kalıyorsun.
Şimdi o gidiyor ya iki kişiden biri çıkınca ne kalır? Bir kalır değil mi?
Öyle değilmiş işte, yarım kalıyormuşsun.
↑