kayıt

black mirror

  1. 1
    ilk sezonu üç bölümden oluşan mini dizi. içinde enteresan fikirler işlenmektedir.

    www.imdb.com/...

    1. bölüm'den o kadar datmin olmadım. komedi korku falan demişler ikiside pek yok. bildiğin sosyal medya, insanlık algısı, insan hayatı ot bok mevzularında eleştiriler falan filan olmuş.

    -- spoiler --

    .yollanan parmağı neden önceden erkeğe ait olduğunu tesbit etmediler bunu anlamadım. ha bunun vurgusu da dikkat çekmek eleştirisi olmasından mı amk. pek saçma olmuş bu.

    .bunlar haricinde senaryo ilgi çekici tabi, prenses kaçırılır ve başbakan domuz sikerek onu kurtarır. bunu yerine getirir mi getiremez mi, insanlar ne der falan filan. bir de sosyal medya boku var tabi.

    .ha unutmadan ekliyim, fades dizisinden iki elaman var. biri esas kız, diğeri de esas oğlanın zenci kankası.

    -- spoiler --





    2. bölüm gayet tatmin edici. kendi çaplarında bir dünya yaratmışlar. matrix olayının online oyun, bisiklet çevirmece ve yeteneksizsiniz karışımı bir şeyi olmuş. gayet iyi idi.

    -- spoiler --

    .kendi içinde tabi yamultucu mesajlar falan filan bolca vermiş amcalar. önce zenci arkadaşımız öyle halinden memnun, canı sıkılan bir tip. bisiklet çevirmeye devam eder gider. sonra o kız gelir.

    .onun güzel yanık sesine dayanamayıp meşhur olması için ona puanlarını verir. o da sahneye çıkar, güzel de söyler ama juri bunun götüne talip olur ve porno yıldızı olur.

    .bu durumda zenci arkadaşımız ilerleyen günlerde kafayı yer ve bunlardan öç almaya karar verir. sıfırdan tekrar 15m toplar ve çıkar sahneye.

    .sarsıcı konuşma yapar, bi anlamda eleştiriyi mesela okan bayulgen devamlı yapıyor. ha boynuna cam dayamıyor ama aynı şey. ayrıca tv eleştirmeni var idi bir tane meşhur. o da aynı şeyi yapıyor idi. hatta adına film çekmişlerdi, cim keri oynuyordu falan. ismi aklıma gelmedi.

    .aynı bokun lacivertleri yani anlayacağın. bu şekilde ateşli konuşma ardından bunun yeteneğini görür kirli sakallı amca ve tv kanalında buna sarsıcı konuşma yapma teklifi getirir ve bu da kabul eder.

    .eleştiri içinde eleştiri, göte kapan paradokslar. güzel dokundurmalar. medyanın falan direkt amına koymuşlar tabi ama kendileri de bir medya sonuç itibari ile. bir şekilde bisiklet çevirttiriyorlar bize, tıklamalardan para kazanıyorlar falan. varılacak sonuç bu aslında. sistemin parçasıyız amına goying şeklinde de biter bu hayat.

    .ekranlar, mekanlar falan baya iyi. online oyun tiplerini muhafaza etmek istemişler herhalde ondan öyle tipler ama yine de hayli iyi görüntüler. esas oğlan fades'ten. esas kız da misfits'de bir bölüm sapıtan rahibelerden biriydi. öyle işte.

    -- spoiler --




    3.bölüm orta tatmin edici, hoş, idare eder, az da üzer. büyük ekranlar, büyük büyük ekranlar var yine. gelişmiş teknolojinin bir evliliğe etkisinden falan bahsetmiş amcalar. teknoloji öyle olsun da insan ilişkileri böyle olsun amk dedim sonunda.

    -- spoiler --

    .ha zaten çok da mühim sayılmaz, kıskançlıktır ottur boktur zaten kayıt olmasa da bir kere düştü mü içe aileler parçalanıyor. kanlar dökülüyor. bunun teknolojik versiyonu gibi olmuş. bunu bu kadar mesajlı hale getirmeye pek gerek yokmuş aslında ama kötü değil, yapmışlar olmuş.

    .çocuk meselesinde o kadar tantanaya kadar başka tesbit yolları da vardı aslında ne bileyim oturup karısını nasıl siktini izlemekten çok daha acısız ve kolay olurdu. ama bu kadar vurucu olurmuydu bilmem.

    .sonra herşeyden sonra anılarda kaybolup, pi'nin sonu gibi olacak sandımdı ama aleti çıkartıp unutmayı seçmiş gibi olmuş. ha beyin sildirme dersen o seferde eternal sunshine olayına giriş olur. hepsinden biraz koymuşlar işte anlayacan.

    .böyleyken böyle, ruh haline iyi gelmeyen bunalım gibi bir şey, komedi yazmışlar ya bu seriye neresi komedi onu anlamadım amk, komedi falan değil.

    -- spoiler --

    kokakirec.blogspot.com/...
  2. 2
    simsiyah dünyamıza ayna tutmaya çalışan dizi.

    4. bölümü çıkmıştır.

    bilimum dijital aletlere göbekten bağlı arkadaşlar için yazılmıştır bu bölüm.

    sonunu hazmetmesi zor.
  3. 3
    s02e01:

    -- spoiler --

    .ikinci sezonunu çekeceklerini bile bilmiyordum. bir sene ara vermiş gibiler, kendileri de bilmiyordur belki ama çekebildikleri kadar çeksinler valla. kıyıdan köşeden güzel konular buluyorlar.

    .bölümde sevilen kişinin ölümü sonrası yas meselesine bir bakış var idi. kemal sunal'ın robot hizmetçili bir filmi vardı. orta kısmından sonra ona benzettim. aslında ortasına kadar daha iyi gidiyordu ama sonra biraz şaşırdılar kendilerini.

    .şöyle ki; lan o kadar konuştun onun böyle tepkiler vermeyeceğini anlayamadın mı? kavga etmedin mi hiç? zaman aralığını bilmiyorum ama yeniden bulmanın verdiği bir cicim ayı muhabbeti haricinde bu pek havada kaldı gibi geldi.

    .bundan başka zaten bu serideki teknolojik aletlere bile hasta olmamak elde değil. adamlar yapıyor, bir kısmısı belki proje halinde seri üretimi bile bekliyordur bilemedim şimdi o kadar takip etmiyorum ama hoş hepsi.

    .neyse ne diyorduk? kocasını kaybediyor kadıncağız. yıkılıyor haliyle. sosyal medyadır, ottur boktur ne varsa kocasına dair hepsini toplayıp adamın modellemesini yapıyorlar. ilk yazılı, sonra sesli sonra da robotik olarak. e yani madem böyle teknolojiniz var ölmeden önce modellesenize diye de sorarlar adama ama asıl olay hayatımız sosyal medya mı oluyor lan gibi bir gönderme olmuş tabi burada.

    .de değil tabi, uçurumun kıyısına gelene kadar bunu anlamazsını diyor en sonunda da, ama ne olursa olsun çatı katında bile olsa muhafaza ediyor. öyle de bitiyor bölüm.

    -- spoiler --

    kokakirec.blogspot.com/...
  4. 4
    s02e02:

    -- spoiler --

    .yine bir başka süper fikir ile geldi amcalar. beyaz ayı adalet parkı, park arkadaş. adamlar bilet satıyor. insanları gösteriye dahil ediyor. üstüne kayıt meselesinde sen de böyle yaptıydın gibi kısasa kısası çakıyor falan. garip tabi.

    .hikaye tam tersine başlıyor. kızcağız mağdur, diğerleri delirmiş falan. böyle de bir film vardı signal diye, ona gönderme olabilir buralarda yine ingiliz işi idi sanki. neyse işte film ta sonlarına kadar sinbad dizisindeki hatunun da yardımı ile bu şekil gidiyor.

    .sonuna geldiğinde görüyoruz ki kadın, eski nişanlısının çocuğunu öldürmesini telefona çekmiş. görüntüleri göremiyoruz, tam olarak ne yapmışlar meçhul ama olmuş işte öyle bir şeyler.

    .sonra hapsanede intihar girişimi derken kadın kurtulmuş, öldü gibi gösterip bu şekilde bir acısını sürekli hale getirecek bir yöntem bulmuşlar. adı da adalet parkı, hem insanlar herhalde toplum-kamu olarak adaleti yerine getirmiş oluyorlar ilk elden, hem eğlenmiş oluyorlar hem de cezasını çekmiş oluyor.

    .üstüne bunların hepsi de bir dizi bölümü oluyor. pek tatlı, pek güzel. ha biraz da şu her boka telfonu çıkartıp kaydeden tiplere gönderme de yapılmış sanki hafiften. ilk bunla taşak geçiyor gibi ama sonunda bunu bir metot olarak kullanıyorlar. garip.

    -- spoiler --

    kokakirec.blogspot.com/...
  5. 5
    s02e03:

    -- spoiler --

    .apolitzme yüceltme ve methiyeler şeklinde yapılmış bir bölüm. katılmamak zor söylenilene ama toplamda pek bir şey dememiş oluyorlar. sevgili kızcağızın da parmak bastığı gibi durum bu. bir anlamda klasik politikacı, iki yüzlü eleştirisi yapıp diğer tarafta yarattığı karakter eleştirdiğinden beter bir hale geliyor yani.

    .black mirror konuları böyle hep boka sarıyor gibi oluyor belki ama yine de ben beğendim. esas oğlan ve esas kız pek yakışmışlardı birbirlerine devam etseler iyidi hehe. kampanya sonrasına devam ederiz aşkitom dese waldo o patlamayı yaşamazdı bence. burda da her şeyin altında seks var mesajı verilmemiştir herhalde.

    .neyse olayın özeti şu şekil, bir tv programının animasyon karakteri bir tipi var. komiklikler yapıyor, gündemi yorumluyor falan işte... derken bir skeçde skandal ile gündeme gelmiş politikacısını konuk edip dalga geçiyor, ve bu beğeniliyor. ne yapalım edelim derken, önce protestomsu işler sonra adaylık. bölümün sonunda da dünyayı ele geçirmece gibi bir şekilde ilerliyor olay.

    .insanlara dürüstlüğü, politikacıların maske arkasında olmasını maskesini benimseyerek anlatıyor. ironiye gel, bütün dünya da bunu seviyor demek hehe. elemanın aydınlanma yaşayıp waldo'ya oy vermeyin diye sıyrılması pek olmamış. hemen yerinin doldurulması da abartı biraz. ses bu, hemen bu kadar benzer mi? öyle işte sonunda karakteri yaratan tip sokaklara düşüyor. dünya da waldo'nun oluyor ve bölüm bitiyor.

    -- spoiler --

    kokakirec.blogspot.com/...
  6. 6
    her bölümü birbirinden bağımsız olan dizi. gelişen teknoloji ve değişen insan ilişkilerinin bizi nereye götürdüğünü, götüreceğini anlatır.
  7. 7
    3. sezon onayını almış olan dizidir.
  8. 8
    adından da anlaşılacağı üzere aynayı kendimize çeviren ve bunu yaparken de, fark ettiğimiz gerçekliğimizi suratımıza acı bir şekilde çarpan dizidir. insanın gerilmesine, sarsılmasına, rahatsız olmasına neden olur. en hoşuma giden bölümü 1. sezon 3. bölümdü. nedeni sanırım o gerçekliği yaşamamıza çok ama çok az kalmış olması.
  9. 9
    tv eleştirisi yapan dizidir.
  10. 10
    her bir bölümü, konusu ve senaryosu farklı ancak amacının aynı olduğu dizidir. bütün bölümlerinde teknolojiye ağır giydiren bir dizidir.
  11. 11
    ocak ayında yeni bölümlerinin geleceği rivayet edilen harika dizidir.
  12. 12
    ilk bölümünü dün izleme fırsatım oldu. diyebileceğim tek şey farklı ve rahatsız edici bir yapım.
  13. 13
    gerçekten rahatsız edici ama en az o kadar kaliteli bir ingiliz mini dizisi. 2 sezonu var şimdilik 3'er bölümlük. bu 6 bölümde farklı farklı konular, farklı oyuncular ile işleniyor. kesinlikle izlenilmesi gereken bol bol sosyal mesajlı bir mini seri.
  14. 14
    Bu zamana kadar izlediğim en rahatsız edici, sinir bozucu ve bir o kadar da hayranlık uyandıran dizidir. Özellikle yeni yıl özel bölümü cidden film kalitesinde. İzledikten sonra hayatı sorgulatır adama. İzleyin izlettirin efendim.
  15. 15
    aklıma nedense bu geldi. www.youtube.com/...
  16. 16
    Teknolojiye ağır giydiren, çok ince mesajlar veren mini serili sezonlu mükemmel dizi. Keşke sürekliliği olan sezonları olsa.
  17. 17
    hali hazırda yayınlanmış olan 2 sezonunu ve 7 bölümünü bitirdiğim ingiliz dizisi. her bölümünde farklı konuların işlenmesi, farklı oyuncuların oynaması, sezonda 3 bölüm yayınlanması (artı 1 de yılbaşı bölümü) ile zaten farklı ve dikkat çekici bir dizi. teması da ayrıca ilgi çekici: teknoloji. çağın vebası. gayet de güzel işleniyor bu tema farklı farklı konular ile. farklı hayatların nasıl bok çukuruna döndüğünü çok güzel anlatıyorlar. her türlü tavsiye edilir.
  18. 18
    size karanlık bir ayna tutan ve ne varsa yaşanan aslında sizin yüzünüzden diyen ironisi yüksek güzel dizidir.
  19. 19
    İkinci bölümüyle kafalara gerçekleri dank diye vurmuş mini dizidir. İçinde yaşadığımız sahte teknolojik hayatın bizi nasıl ele geçirdiğini, yaşadığımız çağın teknolojisinin düşüncelerimizi, fikirlerimizi ve emeklerimizi nasıl tükettiğini gözler önüne seriyor.

    Bu dizi dünya'ya ve sisteme verilen en büyük ayarlardan birisidir kanaatimce.
  20. 20
    şu dünya üzerindeki her insan evladının izlemesi gereken şaheser.

    bakın, teknoloji şu ana kadar çok üstüne gidilen bir konu oldu. (bkz: the social network) (bkz: disconnect) (bkz: transcendence) ancak black mirror o kadar açık ve gerçek ki şuan bu dizi hakkındaki yorumumu internet üzerinden yazmak ellerimi titretiyor. insanın teknolojiye nasıl boyun eğdiğini görünce içiniz kararıyor. tam on ikiden, kendinizden, elinizden düşürmediğiniz, artık bir parçanız olandan vuruyor sizi.

    teknolojinin yobazlaştırdığı kişileri görünce hissedilen en yoğun duygunun dehşet olduğunu görmek beni daha çok endişelendiriyor. her an onlardan biri olabileceğimiz düşüncesi gecelerce uyku kaçırtıyor. çırılçıplak önünüzde her şey. zaten gözünüzün dibinde olan -gerçek anlamda gözünüzün dibi- ancak onları görmektense parlaklığı arttırmayı seçtiğiniz gerçekleri yüzünüze çarpıyor.

    bölüm bölüm anlatmak istemiyorum. hatırladıkça şuan elimin altındaki klavyeden, bir kol uzaklıktaki telefonumdan uzaklaşmak istiyorum. ancak yapamıyorum. olay da bu zaten. uzaklaşamamak. kopamamak. neden peki? bir el büyüklüğündeki cihaz ne kadar önemli olabilir? hiç? biraz? baya?

    teknolojinin avcunun içinde yaşayan, hatta artık oraya yerleşmiş, yuva kurmuş insanlarız hepimiz. ama hiç etrafa bakmak gelmiyor içimizden. kafamızı kaldırmıyoruz. istemiyoruz belki de. parlak ekranımız varken niye teknolojinin bizi ele geçirdiğini fark edelim ki? işte black mirror kafamızı kaldırmamızı sağlıyor. en azından bir bakış atmayı. ama karanlık tabi oralar. kim karanlığa bakmak ister ki? kim bu karanlığın içinde yaşadığımızın/kaybolduğumuzun (nasıl ikisi aynı anlama gelebilir?) farkına varmak ister ki? ekran parlaklığına alışmış kimse istemez.

    buyrun siz de bir göz atın olan bitene.
  21. 21
    eski sevgilimin memelerinden sonra izlediğim en güzel şey.
  22. 22
    buradan gaza gelen bir ingiliz dizisi var ama onlar bokunu çıkartıp itici hale getirmişler. adını da hatırlayamadım şu an. sarı temalı bişiydi.
  23. 23
    üstteki girdiyi şimdi okudum. modernizm eleştirisinden ziyade distopya diyebiliriz aslında.
  24. 24
    ingilizlerin yaptığı en iyi iki diziden biridir. diğeri için, (bkz: utopia)
  25. 25
    Yeni bölümleri çıkacak dendi ve öyle kaldı. Şu ana kadar izlediğim en iyi dizi. Tamamen mantık ürünü. Yaratıcılıklarını konuşturuyor İngilizler, en azından copy paste değil. Her bir bölümü ders niteliğinde...