kayıt

lego

  1. 11
    yine çoluğun çocuğun rızkını bastık... yüce danimarka affetsin...
  2. 10
    son 6-7 aydır bağımlılığım.

    bonsai ağacı ve özgürlük heykeli'ni bitirdikten sonra bi süreliğine askerlik ve döviz engeline takıldık...
  3. 9
    çocukluğum kokan oyuncak. 7 yaşındaki kuzenime çocukluğunu yarım saatliğine benim usulümce yaşasın diye lego verdim.

    hi guys! welcome to my channel diye açılış yaptı. ümitsizim.
  4. 8
    www.youtube.com/...
  5. 7
    daha gerçekçileri çıkmış.

    pbs.twimg.com/...
  6. 6
    www.youtube.com/...

    yapım aşamasını linkten görebileceğiniz oyuncak(lar). gerçekten çok hoş.
  7. 5
    (bkz: egonu lego yaparım)
  8. 4
    pbs.twimg.com/...
  9. 3
    yaratıcılığı geliştirmeye yönelik bir oyuncak ve daha fazlası...

    once upon time in sultanhisar, bir yılbaşı gecesi babam gece nöbetinden çıkıp geldi. dışarıda lapa lapa kar yağmıyordu ve soframızda hindi yoktu. anadolu coğrafyasında bulunmuş her insan evladı gibi meyve, çerez ve tombalayı hazırlamıştık. neyse efendim, babam vakit çok geç olmadan, üniformasının cebinden siyah bir poşet çıkardı. poşedi görmemle birlikte kalbim, sert rüzgarların okşadığı dalgalar gibi kıyıya vuruyordu. daha az şiirsel gidelim amk bu ne!

    neyse poşedi çıkardı, al dedi, doğum günü hediyen. poşedin içinde ne olduğunun bir önemi yoktu en başında. hediye almış olması bile yeterince sevindirmeye yetmişti beni. poşedi açtığımda, içinden daha kaliteli bir plastikten yapılmış şeffaf bir poşet daha çıktı. meğer poşetleri iç içe koymuş amk. yok yok şaka. lego poşedi imiş. cart diye açtım tabi. kurcalamaya başladığımda annem, ''bi teşekkür etsene babana'' dedi. mecbur gittik elini öptük.

    saatlerce başından kalkmadım. dansözü bırakın, geri sayımı bile siklememişim. yeter artık uyu, demelerine rağmen, ya azcık daha oynucam, dediğimi hatırlıyorum. 1 hafta boyunca elimdeki malzemelerle denemediğim şey kalmamıştı. keşke biraz daha kalsaydı...

    hayatımın en kara günü, sağ üst köşede siyah kurdele ibaresinin yer aldığı gün, misafir çocuğunun legolarımla oynamak istediği gün oldu. vermedim tabi piçe. başladı anası gile (evet gile) ağlamaya. annem ve babam, ''kardeş kardeş oynasanıza çocuğum'' dediler, siklemedim. babam, misafirler ona bakmazken bana doğru gözlerinden ışın fırlatıyordu, legolarımla kalkan yapıp savuşturuyordum. zaa xd.

    daha fazla dayanamadı babam, aldığı gibi legolarımı sobaya attı. sonrası sonsuz karanlık.

    seni unutmadım mete. eğer bir gün karşıma çıkarsan burnundan lego sokucam, yeminim var.

    inanmıyor musun
  10. 2
    üzerine basıldığında beklenmedik bi acı veren oyuncak.
  11. 1
    bir oyuncak. danimarka kökenlidir.

    birleşerek mantıklı şeyler oluşturabilen birbiriyle uyumlu yapı parçalardan, küçük insancıklardan, hayvancıklardan ve kalıp halindeki* parçalardan oluşur.

    hemen her parça diğerleriyle birleştirilebilir. yaratıcılık ölçüsünde yeni şeyler üretilebilir.

    ayrıca ürün adı haline gelmiş bir markadır.
    (bkz: ürün adına dönmüş markalar)