Her ikisi de postmodern tarzda, aynı çizgide kitaplar. Zaten Oğuz Atay'ın Yusuf Atılgan hayranlığı vardır inceden. Ama işte postmodern oluşu birçok kişi için sıkıcılık barındırıyor, anlamlandırılamıyor ve haliyle okuma isteği kendini geri çekiyor. Ben okuyalı yıllar oldu ancak şu an iki kitabın da popüler kültüre sıkıştığını görüyorum. Bu da ekstra olumsuz bir etki gibi geliyor bana. Yani normal bence.
Evet çok benzer tarzları var. Ve beni boğuyor bu tarz resmen. Yazarın anlatmaya çalıştığı şeyi anlamak sorun değil. Onu anlatmak için tercih ettiği yöntem biraz sıkıcı geliyor sanırım. Popüler kültürün etkisi de benim üzerimde çok büyük. Kürk mantolu madonna'yı asla okumam diye düşünüyordum mesela :) sonra, fikirlerine çok saygı duyduğum bir arkadaşım şiddetle tavsiye edince okudum. İyi ki okumuşum güzel kitaptı. :) ama tutunamayanlar ya da aylak adam konuşunda çok kararsızım. Tekrar elime alsam aynı hislere kapılır mıyım acaba diye düşünüyorum. Hiç değilse aylak adam'la deneyebilirim belki şansımı.
Ben özellikle Atay'ın alttan alttan alay edişini ve içsel hesaplaşmalarını çok seviyorum, hoşuma gidiyor ama bir kitaptan/yazardan alacakları herkes için ayrıdır.
Belki... Yani ön deneyim ve yargıları atıp öyle bi başlamak lâzım. Olmuyorsa da zorlamaya gerek yok tabii ki. :)
Evet hiç değilse yıllar içinde kendi düşüncelerimdeki değişime de biraz şans vermek lazım. Doğru söylüyorsun. Bir kez daha deneyeyim. Okumayı başarabilirsem tekrar buraya gelirim. :)
Bakalım, canın sağ olsun.. :)