kayıt

one flew over the cuckoo's nest

  1. 1
    1975 yapımı bir jack nicholson şaheseri. hapis cezasından yırtmak için deli rolü yapıp akıl hastanesine giden e ordan kaçmayı planlayan bir adamın hikayesini anlatır. film türkçeye guguk kuşu adıyla çevrilmiştir ki bunun da apayrı bir manidarlığı vardır. filme guguk kuşu adının verilme hikayesi de kısaca şöyledir;

    Guguk Kuşları doğum yaptıklarında, Dişi guguk kuşu yumurtalarını ötücü Kuşların yuvasına bırakır onlara bakmak yerine, ötücü kuşlar kendi yuvalarına döndüklerinde Guguk kuşlarını kendi yavruları sanıp onları beslerler, Guguk Kuşları uçmayı öğrendiklerinde ise, kalan diğer Guguk Kuşlarını öldürüp,ötücü kuş anlamadan yuvadan kaçar" işte filmde jack nicholson'un yaptığı da bir guguk kuşluğudur.
  2. 2
    (bkz: jack nicholson gerçeği)

    harika bir sistem eleştirisi.

    jack nicholson'ın filmde yarattığı karakterin elinde psikolojik olarak sapasağlam olduğuna dair belgesi olsa, kimse o surat ifadesi ve mimikleri görüp sağlıklı olduğunu düşünmez. öyle sapına kadar delidir.
  3. 3
    çok duygu dolu biten bir film.
  4. 4
    cahilliğimden şans eseri rastladığım ve olayı kafamda biraz oturtup analizlerle pekiştirince tam anlamıyla hayran kaldığım film. insan doğası ve sistem hakkında çok güzel mesajlar mevcut. bundan sonrası spoiler olsun, izleyenler okur ardından laflarız.

    -- spoiler --

    benim dikkatimi çeken noktaları rastgele yazacak olursam: öncelikle "henüz hazır değilim" repliği önemli. özgüven yetersizliğinin, çekingenliğin ve aşağılık kompleksi gibi durumların ne gibi sonuçlar doğurduğuna işaret ediyor. bu özellikteki kahramanımız billy ne sevdiği kadına ne anasına ne başkalarına kendisini kabul ettirebilmiş bir insan. kendisinin her daim yardıma ihtiyacı olduğuna fazlasıyla bel bağlamış. zaten dikkat ederseniz oradaki hastaların(!) neredeyse tamamı gönüllü. neyse olay şu: mcmurphy, bizim billy'yi candy diye bir hatunla sevişmesi için ikna etmeye çalışıyor. eleman gönüllü ancak bir türlü adım atacak cesareti yok. öyle ki bu durumun farkında ancak bununla savaşmak yerine kendisine bahane uyduruyor. boş olduğum bir hafta sonu şey ederiz onu ya falan diyor. sonunda birilerinin iteklemesi ile hatunla seviştikten sonra hemşireyle konuşurken ilk defa özgüven dediğimiz şeyi hissediyor. ilk defa kekelemiyor. yere,sağa sola bakmak yerine doğrudan göz teması kurabiliyor ve gerçekten mutlu. ancak tabi hemşire yine zayıf bir noktasından dokununca o eski aciz özgüvensiz ve konuşma problemi çeken billy'e dönüş yapıyor. hata yaptığını, yanıldığını düşünüp direkt "beni zorladılar, herkes itekledi beni" diyerek suçlamalara, bahanelere sığınıyor. nihayetinde malum son. bu eleman bayağı etkiledi beni. zira bir işe başlarken kendisini hazır hissetmeme her an bocalayacakmış hissiyatı benim de boğuştuğum durumlardandır. muhtemelen yetiştirilme tarzı ile ilgili bir durum.aşırı garantici, aman bir şey olmasın gibi tutumlar kişinin girişkenliğini mahvediyor. belki de filmde de billy'nin annesi "çocuk yetiştirme" olayına da bir göz kırpmadır.

    efendim dikkatimi çeken bir diğer olay da sürekli kendisine yorgunum da yorgunum diyen dayının mcmurphy üstüne çıktığında kısa süreli bir güç patlaması yaşaması ve bu sıradaki mimikleri falan fıstık. bu da bana kişinin potansiyelinin farkına varamama, bu sırada yaşadığı şok ve akabinde aldığı keyfi düşündürdü. tabi tımarhane ortamında -ki bunu sürekli kurallarla ve rutinlerle dolu bir sistem+toplum olarak ele alırsak- çok uzun sürmedi. ama bir an olsun görmek hoştu. aslında zamanla kendimizin oluşturduğu engelleri aşmak da zor değil. sadece adım atmak önemli tadında bir mesaj aldım.

    birde malum balık tutma sahnesi de çok önemlidir benim nazarımda. özellikle mcmurphy'nin dümeni bir deliye vermesi ve o sırada herkesin özgürlüğü -burada kişinin o an ne istiyorsa onu yapması olarak ele alırsak- yaşıyor olması, yani mcmurphy seks istiyor, elemanlar balık tutmak da gönüllü hatta mcmurphy billy'e sen de balık tutmak istiyorsun dimi? tadında bir soru soruyor ve olumlu cevap alıyor, dümendeki adam da sürmek de istekli vs. işte böyle herkesin kafasına göre iş yaptığı bir ortamda geminin başında akıllı(!) bir adam olmayınca malum geminin ağzına ediliyor. kaos yaşanıyor ve herkes yine korku içerisinde kalıyor. yani tamam baba hepimiz dilediğimizce yaşayalım ama tünelin ucu boka çıkıyor denmek isteniyor bence. tabi geminin başında kafası doğru çalışan adam olmadıkça.

    son olarak hemşirenin kafasına taktiği o kepi ısrarla istemesi ve kepin kirlenmiş olması sanırım devletin şekilciliğine örnek olarak konulmuş. ve filmin bitişinde şefin mcmurphy'i öldürerek onu özgürlüğüne kavuşturması akabinde tabularını yıkıp doğaya dönüşü de manidardır. zira filmi "abi işte tımarhane var ve bu eleman da kaçmaya çalışıyor" kafasıyla izlemek saçma olur çünkü buradan kaçmak için öyle ciddi fiziki engeller yok. zaten elemanlar bir kez balık tutmak için kaçtı gibi bir şey. daha sonra içeriye güzel kızlar aldılar falan. hatta kendileri bile ne zaman istersem giderim de abi dedikleri halde her şey bu kadar kolayken onlar güvenli olduğuna inandıkları o tımarhanede kalmayı yeğlediler. ancak bu psikolojik engeli şef yendi, kaçtı gitti.

    -- spoiler --
  5. 5
    (bkz: guguk kuşu)

    Yaklaşık 2 saatlik bir milos forman filmidir. Üstat Jack Nicholson başrolde yer almaktadır. Akıl hastanesinde geçen olayların anlatıldığı bir filmdir. imdb puanı 8.9'dur.
  6. 6
    türkçe çevirisiyle guguk kuşu, jack nicholson'ın oynadığı 1975 yapımı mükemmel dram filmi.

    Mcmurphy karakterinin deli dolu oluşu ve diğer delilerle resmen doğal yoldan iletişim kurması mükemmel bir şey ya. Sona doğru bayağı bir sinir harbi yaşatsa da çok güzel bir film.

    • ken kesey bu romanı lsd kullandıktan sonra yazıyor. ilk romanı. daha önce bir şey yazmışlığı yok.
  7. 7
    hayatımda izlediğim en güzel ve en anlamlı film.
  8. 8
    trt2'de oynamaktadIr an itibariyle, belki bitmek uzeredir. altyazIlI olmasI iyi ve jack nicholson gercekten guzel oynuyor o role harika olmus. ama cok uzun. sIkIldIm o nedenle dikkatim dagIldI.

    ken kesey in 1962 yIlInda aynI adla cIkardIgI romandan uyarlanmIs ayrIca.
  9. 9
    modern tıp paradigması üzerine eleştiriler taşıyan dram filmi. kitabını da okuyacaktım ama olmadı :( üzer de izlerken. önerilir mi peki? önerilir.

    ayrıca danny devito ne oynamış karakterini be.
  10. 10
    Az önce izlediğim enfes film. Daha önce de izlemiştim. Birkaç gün arayla the shining ve bu filmi izleyince Jack nicholson'a aşık olmamak elde değil.

    "Hadi gidelim mcmurphy."