ben namaz kılmıyorum fakat kalbim temiz insanları

bunlardan, sosyallikten namaz kIlamayan bir tanesini tanIyoruz ve bas tacI ettik. belki kIlsa bu kadar sey etmeyecektik.

Anjiyo sonuçlarına bakmak istediğim. Eğer temiz çıktıysa doğru söylüyordur. İnanmak gerek.

namaz kılıp tecavüz edenler, hayvan tekmeleyenler, evde ailesine eziyet edenler de var. evet bunlardan daha temiz olabilir kalbi ancak bunu öne sürüp kullanan ''benim kalbim temiz'' müslümanları ile doldu ortalık. görevlerimi biliyorum ama yapmıyorum, zorlanıyorum desinler canımı yesinler.
tek söze sığınıp farzı gözetmek de pek kalp temizliği olmuyor bence.

Allahın farzı yerine getirmeyenin kalbi temiz olur mu tarzı bir şeyler okumuştum bir kitapta. Bilemiyorum ziya, yani beni pek ilgilendirmiyor.

imanla ibadet birbirinden ayrıdır.

nasıl ki sandık, demokrasinin tek ölçütü değilse, ibadet de imanın ölçütü değildir.

ne demiş atalarımız;
(bkz: parayla imanın kimde olacağı belli olmaz)

aksinde diretmek, şirke doğru yol aldırır.

söyleyecek başka bir şeyim yok.*

namaz kılan ama kalbi baca gibi kararmış insandansa öpüp de başıma koyarım dediğim insanlardır.

Namaz kılanın kalbi temiz olduğu da şüphelidir. Çünkü ölçüt sadece namaz değildir.

Bir kimsenin kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmayınız;
–Konuştuğunda doğru söylüyor mu?
–Kendisine bir şey emânet edildiğinde, emânete riâyet ediyor mu?
–Dünya ile meşgul olurken helâl-haram hassâsiyetini gözetiyor mu? İşte bunlara bakınız.”

Hz. Ömer

rahman ve rahim olan allah'ın adı ile,

İnsanlardan öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin sözü senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah'ı tanık tutar. Oysa ki o, düşmanların en yamanıdır.

bakara suresi, 204. ayet.

açıklamasına gelecek olursak :D
daha ne kadar kapalı olsun ^^ bu iki ayet birbirinden çok farklı şeyleri anlatıyor ama. konumuz inançlı olduğu halde ibadet etmeyen insanın kalbi temiz midir pis midir :D
heh şöyle ya :D ama girdideki ayet kapalı sanki biraz. sanki iyi hoş şeyler söylese de içinde kötüdür gibi bir anlam da çıkarılmaya müsait. ama sanırım içiyle dışı farklı olanları anlatmak istemiş ^^ neyse ben işe kaçar

Ben de bu güruha dahildim bir dönem. Sonra gayrimüslim oldum.

şimdi ben kılıyorum ama kalbim ne derece temiz onu Allah bilir. kılmadığım zamanlarda oldu. içki de içtim zamanında. lan aslında her boku yedim ben zamanında ama az az. siz iyi bir insan olamazsanız namaz tek başına sizi kurtarmaz.

ateyizdir bence ya.

isteyen kılar istemeyen kılmaz size ne? Kul ve Allah arasında olan bir duruma yorum yapmak sizin ne haddinize? dışarıda birisi gelip ateistsin diye yargılasa sizi gelip ağlarsınız burada ama siz de gelip sözlükte nefret kusuyorsunuz. Eee o anlayışsız, çomar dediklerinizden ne farkınız var o zaman sizin?

Namaz kilan ama kalbi pis olan insanlari germistir!!! Puhah
Benimdir. Kalbimin temiz oldugunu ise disarida gordugum yasli amcalara uzuldugumu fark ettigimde anladim. O derece temiz yani

(bkz: namaz kılmıyorum ama adamın dibiyim)

kalbim temiz, çok tatlıyım gibi şeyleri kişi kendine söylüyorsa kaçın oradan. kalbinizin temiz olduğunu siz değil çevrenizdeki insanlar söyler, ayrıca onların da yanılma payı var. şahsen namaz kılmıyorum çünkü müslüman değilim.

kalbim temiz diyenler, kalbinizin temiz olduğuna dair bir kıyası nasıl yaptığınızı öğretirseniz mutlu olurum.

allah ıslah etsin ne diyelim ya hu

Şimdi kalbinin temiz olduğunu söylemesi elbette şüphe uyandıran bir olay. Fakat ben bunu "namaz kılmayan ama kalbi temiz olan insan" gibi düşüneceğim. Bana kalırsa bu insan, namaz kılıp da günlük hayatında iyi vatandaş olmayı, ahlâklı olmayı, hayırsever olmayı kendisine ilke edinmemiş insandan bin kat daha dindar, bin kat daha müslüman, bin kat daha hayırlıdır. Kutsal kitaptaki ayetlerin kaç tanesi ibadetle, kaç tanesi günlük yaşamla ilgili? tamam ibadet dinin bir parçasıdır. Fakat bir parçası da günlük yaşamında uygulamaktır. Daha 2 gün önce cuma namazından çıkarken cami etrafındaki çöplere bakıp düşündüm bu konuyu. Adam cuma namazına gidiyor, namazını kılıp camiden çıktıktan sonra çöpünü yere atıyor. Bu mudur yani?

Cenab-ı Hakk 'ın namaz kılmayanı lanetledigi tek bir ayet yoktur. Aksine maun suresinde göstermelik namaz kılıp yetimleri hor görenleri lanetledigi ayeti vardır. Yani kılın ama hakk ı gözeterek kılın.

bir insanın kalbim temiz demesini kibir olarak görüyorum. yani bundan nasıl emin olabiliyoruz. hiç nefsimizin zayıf noktası yok mu, her ihtiyaç sahibini tanıyor ve yardım edebiliyor muyuz? "ben tamamım" demek çok sıkıntılı bir durum bence.

diğer yandan da bunu başkalarına söylemediği halde Gerçekten öyle olduğunu düşündüğüm insanlara da denk geldim. İbadet falan yapmaz, ama herkese iyilik yapar ve ne istese er geç allah'ın izniyle gerçekleşir. çünkü kutsal kitabımızda o'nun kalplerimizdekini bildiği yazmaktadır. öteki dünyada akibeti ne olur onu biz bilemeyiz ama dünyada yapılan hiçbir iyi davranışın karşılıksız kalmayacağı da belirtilmiştir sonuçta.

internette bu konuyla ilgili güzel bir hikaye var, paylaşayım:

***************************************

Rusya’nın belirli bir bölgesinde bir göl varmış ve bu göl, üç aziz yüzünden ünlü olmuş. Bütün ülkenin ilgisini çekmiş. Binlerce insan, o üç azizi görmek için ülkenin dört bir yanından o göle gidiyormuş. Ülkenin başpiskoposu korkmuş. Ne oluyordu, bu ‘azizleri’ daha önce hiç duymamıştı, kilise tarafından onaylanmamışlardı, onları kim aziz yapmıştı? Hıristiyanlık dünyanın en aptalca işlerinden birini yapıyor: Sertifika veriyor, “Bu adam bir aziz” diyorlar. Sanki bir adamı sertifikayla aziz yapabilirmişsin gibi! Ama insanlar çılgın gibiydi ve sürekli mucizeler olduğuna dair haberler geliyordu. O yüzden piskoposun gidip durumu yerinde görmesi gerekiyordu.

O üç yoksul insanın yaşadığı adaya gitmek için tekneye bindi. Onlar basit, yoksul insanlardı, ama çok mutluydular; çünkü, aslında tek bir yoksulluk vardır, o da sevemeyen kalbin yoksulluğu. Bu insanlar fakirdi, ama çok zengindi; bulabileceğin en zengin insanlardı. Bir ağacın altında mutlu bir şekilde oturmuş, gülüyor, keyif çatıyorlardı. Piskoposu görünce önünde eğildiler. Ve piskopos sordu: “Burada ne yapıyorsunuz? Büyük birer aziz olduğunuza dair dedikodular var. Nasıl dua edileceğini biliyor musunuz?” Piskopos bu üç kişiyi gördüğü an, onların eğitimsiz olduğunu anlamıştı, hatta biraz aptallardı; mutlu ama aptal. Adamlar birbirine baktı, “Üzgünüz efendim, kilisenin onayladığı doğru duaları bilmiyoruz, çünkü cahiliz; ama kendimiz bir dua yarattık, bizim yarattığımız bir şey. Eğer kızmazsanız size gösterebiliriz”

Piskopos meraklanmış. “Evet, nasıl ibadet ettiğinizi bana gösterin.” demiş. Bunun üzerine adamlar anlatmış. “Düşündük, taşındık, ama biz iyi birer düşünür değiliz; aptal, cahil köylüleriz. Sonra basit bir dua üzerine karar kıldık. Hıristiyanlıkta Tanrı üçlü olarak görülür. Baba Tanrı, Oğlu ve Kutsal Ruh. Biz de üç kişiyiz. O yüzden şöyle bir dua yarattık; sen üçsün, biz üçüz, bize merhametini göster. Duamız bu. Biz üçüz, sen üçsün, bize merhametini göster.” Piskopos çok sinirlenmiş, burnundan soluyormuş. “Bu ne saçmalık. Ben hayatımda böyle bir dua duymadım, buna hemen bir son verin; bu şekilde aziz olamazsınız, sadece aptalsınız.” Adamlar ayaklarına kapanmış ve “Bize gerçek, orijinal duayı öğret” demiş.

Piskopos onlara, Rus Ortodoks Kilisesinin onaylanmış duasını söylemiş. Çok uzun, karmaşık, cafcaflı bir dua. Üç adam birbirine bakmış. Bunu hatırlamaları imkansızmış; cennetin kapıları onlara kapanmıştı. “Lütfen bir kere daha söyle; çünkü çok uzun ve bizler cahiliz.”demişler. Piskopos tekrar etmiş. “Bir kere daha söyleyin efendim, çünkü unuturuz, yanlış bir şey söyleriz.” Piskopos bir daha söylemiş. Adamlar piskoposa kalpten teşekkür etmiş ve piskopos da, bu üç aptal insanı kiliseye kazandırdığı için kendini iyi hissetmiş.

Teknesiyle geri dönerken, gölün ortasında gözlerine inanamamış. O üç insan, o aptal insanlar, suyun üstünde koşuyormuş. “Durun” Bir kere daha! Yine unuttuk! “ Piskopos gözlerine inanamamış. Onların ayaklarına kapanmış ve “Beni affedin; siz bildiğiniz gibi dua etmeye devam edin” demiş

Namaz kılıyorum ama sigara tüketiyorum insanları ile aynı insandır.

Te-A’raf suresi 157’de şöyle diyorlar; “biz onlara güzel olan şeyleri helal(yararlı), pis(zararlı) olan şeyleri haram kıldık”

Ekstradan bakara/195’te ise; “kendinizi tehlikeye atmayın”

Şimdi soralım, hiç bir şey yapmamak, haram olan bir şeyi yapmaktan daha mı kötü?

Namaz kılmıyor diye ona buna “hedehödö” yapıyorsa biri şayet mükemmel biri olmalıdır.

“Namaz islamın şartı” ama diyenler olursa diye yazıyorum bunu da buraya: islam dininde emanete ihanet büyük suçtur. İnsan vücudu ruha ve bilince emanettir.

ben de inanmıyorum ama allah varsa beni cennete göndermeli çünkü camide kalıyorum ulan kaçınız camide kalıyo be mügminler !!

bunun gibi bişi

(bkz: tatlı su müslümanı)

götünü yediğim ayağıdır.

Sana ne yarrraaaaam insanlarıdır aynı zamanda. Benden söylemesi.

namaz kılmanın kalp temizliği ile alakası yoktur arkadaşlar. kesin bilgi yayalım. 5 vakit namaz kılıp 24 saat puştluk ibnelik peşinde koşan adamlara hepimiz şahit olmuşuzdur. mühim olan namaz ibadetinin manasını kavrayıp ona göre yaşamaktır. yani yine her şey düşüncede bitiyor. el, yüz yıkayıp, yatıp kalkmak bir anlam ifade etmiyor. bir de şu "kalp temizliği" kalıbından kimin ne anladığı sorgulanmalı. kalp temizliği, şakirtler için "haramlardan uzak durma, sevaba olan yatkınlık" gibi anlamlar taşırken, seküler çevreler için hümanistik şeyler anlamına geliyor. bu da epey bir irdelenmeli. neyse.

benimdir bu. senelerdir de savunurum. dedikodum yok içkim yok yalanım yok kul hakkı yemiyorum. beş vakit namaz kılıp bunları yapsam daha mı iyidi. emri ben verdim beeen diye bağıran adamı da unutmayın. beş vakit namazında.

tümünü gör

↑