kayıt

babalar günü

  1. 1
    * *

    babaların onuruna kutlanan ve pek çok ülkede her yıl haziran ayının üçüncü pazar günü kutlanan özel bir gündür.
  2. 2
    bugündür.

    tüm babaların, baba adaylarının günü kutlu olsun. klişe ama her gün önemli olmalı. belirli günlerde anılmamalı. evet.
  3. 3
    ticari yüzlerce günlerden biridir. tek beğendiğim yanı, hayatın görünmeyen ama gerçek kahramanları olan babaları bir gün için bile olsa hatırlatmasıdır.

    Unutmayın;

    Baba dağ gibi sessizdir.
    Onu yalnızca içindekiler mutlu edebilir.
    Katı olduğuna bakmayın mangal gibi bir yüreği var.
    Kıymetini bilin ki sonra neden demeyin.
    Kıymet aramak için de saygınızı belli edin
    Asla saygınızı yitirmemeye özen gösterin.
    Sevginiz su gibi sessiz, saygınız ise dilsiz olsun.
    Babadır ne onsuz ne de onlarsız yapabiliriz.
    Hem ışığımız hem de yol göstericimizdir.
    Yeter ki kusurları örtme de gece gibi olun.
  4. 4
    imgim.com/...

    ok'in mesajıyla kutladığı gündür...
  5. 5
    (bkz: father's day)

    bu anlamlı günde, tekrar izlenmesi gereken doctor who 1. sezon 8. bölümü...
  6. 6
    Kimilerinin sabah uyandığında hediyesinin başucunda olduğu özel gündür.hediye alan elbet bilmez aslında yaşamın en güzel hediyesi kendisinin varlığıdır.
  7. 7
    ben kutlamadım kutlayana karşı değilim kutlamayana da karşı değilim,
    beceremiyorum ben hatta bana özel kutlamaları da sevmiyorum rahat hissetmiyorum yapsam da çok soğuk oluyor işe yaramıyor kısaca,

    yapabilen fırsat bu fırsat özel günmüş ne alaka demeden babasına yaklaşabilir mesela bu bakımdan iyi değerlendirilebilir özellikle ilişkileri mesefeli olan baba-oğul arasında yakınlık sarılma iyidir,benim kuzenlerin babası ölmeden bir kaç saat evvel sarılmış ilk ve son kez evladına yani bazıları için işte iyi olur öğüt falan değil ama babalar belli etmese de sevinir,

    evlat olmak kolay değildir baba olmak hiç neyse uzatmadan yavru olan veya yavrusu olan her insanın iyi kalpli babası varsa o'na çekmesini dilerim.

    ayrıca ben kutlamaz etmez herif olsam da aramız hep çok iyidir,kısaca sarılmak için bahane lazımsa buyrun babalar günü.
  8. 8
    ''baba, çınar ağacı gibidir meyvesi olmasa da gölgesi yeter'' sözünü aklıma getiren gündür.
  9. 9
    babalar gününü yıllardır bir iç kırıklığıyla kutladığımı belirtmek isterim. yani daha doğrusu hiç kutlayamadım. neden mi? çünkü yıllardır dışardayım. yatılı okullarda okudum hep. bu yüzden bir türlü kutlayamadım. inşallah benim gibi olan başkaları da yoktur. her zaman babama güzel bir saat hediye etmek istemişimdir.
  10. 10
    4 gün kalmış olup pazar gününe denk gelen gündür.anneler günüde pazar günüydü kıllandım şimdi.
  11. 11
    Pek ilgi görmeyen ve genellikle gömlek hediye edilen gündür.

    Ayıp eMK.
  12. 12
    Anneler günü kadar sükse yapmasa da çok değerli bir gündür. Bütün babaların babalar günü kutlu olsun.
  13. 13
    pbs.twimg.com/...
  14. 14
    twitter.com/...
  15. 15
    ben geçen hafta sanıp kutlamıştım ya. neyse akşam tekrar kutlarım.
  16. 16
    bişey almayanın sopa yediği gün.
  17. 17
    Bu sene tam anlamıyla piyasa olmuş gün. Facebookta twitterda uzun uzun paragraflar resimler falan. Çok şükür benim anne babam sağ ancak insan böyle ailevi durumlarda herkesin kendisi gibi olmadığını düşünmeli derim ben. Kime nasıl kutlayacağını söylemek tabii ki haddime değil ancak böyle her yerde babalar günü paylaşımı yaparak kutlamak kimi insanların canını acıtıyor.
  18. 18
    static9.bobiler.org/...
  19. 19
    aile her zaman en değerli olandır.

    babası yıllarca uzaklarda olan bir çocuk olarak içim sızlayarak sarılıyorum babama, neler hissettiğini anlayabildiğim evlatlar ve evladına kıyılmış babalar.

    bu ülkeye mutlu günleri, çocukları güldürüp sevgiyi birleştiremediğiniz sürece getirmeyin, kimse anlamsız mezarlara bakıp babam-oğlum diyerek mutlu olamaz.

    soma babaları, somanın babasız evlatları, ali ismail, abdullah, ethem ve bütün evlatların babaları gülmediği sürece fazla sükse yaparak kutlanan her tören biraz haksız.

    yine de babasına sarılsın herkes, ben şu yaşımda kiraz ağacı tepelerini çıkıp kafasına kiraz attım o da bana ehh işte gülmek kadar güzel bir hediye yoktur, abartısız herkes babası evladı beraber olsun artık.
  20. 20
    saçma bi adamla olunca saçma olan gün. ablam gömlek aldı. tam onun tarzı. ''sağol ama ben hediye istemiyorum, giymem'' dedi. dediq aga sen napıyon.

    neyse seviyoruz yine de.
  21. 21
    Babalar günü hepimiz için kutsaldır. Kimimizin babası hayatta, kimimizin değil. Baba hasreti çeken bir çok insan ne yazık ki filmlerle avutuyor kendini. Kanımca; filmler onları anmak için en ideal yöntemdir. Çünkü filmler bilinçaltımızın bir parçası gibidir, istesek de değiştiremeyiz bunu. Filmleri seyrederken hüzenlenebiliriz belki, ama belleklerimize kazınan o sahneler bizi geçmişe bağlar. Dolayısıyla geçmişle kurulan bağ, babalarımızın sonsuza dek yaşayacağının önemli bir göstergesi haline gelir. Bunun en önemli sebebi de kalbimizin her daim onlara açık oluşudur. Buradan yola çıkıldığında, göz önüne serilmesi gereken o kadar çok film var ki… Bunların en önemlileri “The Champ”, “John Q”, “Road to Perdition”, “ I am Sam”, “Mr. Popper's Penguins”, “ A Bronx Tale” ve “After The Promise” ve “Lorenzo’s Oil”dir.

    Hazır konu baba filmlerinden açılmışken, biz de baba figürünü iyi işleyen filmlerden bahsedelim istedik. Rus sinemasının geleneğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren “Dönüş”, baba karakterinin kadraj içindeki konumunu vurguluyor ve baba hasreti çeken çocukların yeni arayışlarına yelken açıyor. Böylece baba figürü öne çıkmış oluyor. Bu figür hep bir ikon olarak tasvir ediliyor ve baba-oğul ilişkisi soyut ikonografi üzerinden işleniyor. “Dönüş”, büyüme çağında iki erkek çocuğun kendilerini terk edip gitmiş olan babalarına sitemlerini, öfkelerini ve ona karşı duydukları özlemi merceğe alıyor.
    Baba figürünü iyi bir şekilde işleyen bir diğer film ise; “Meet The Fockers”. Kendi kurallarıyla yaşayan bir babanın kızını evlendirmek istemeyişi, kızına olan bağlılığını ortaya koyuyor. Robert De Niro’nun (Jack Byrnes) diktator bir babayı canlandırmış oluşu, kesinlikle hafızalarımızdan silinmiyor. Diktatör bir babayı kim unutabilir ki?

    Kanımca; baba figürünü en iyi işleyen filmler “Godfather”, “The Day After Tomorrow”, “Leon”, “Pursuit Of Happyness”, “Kramer vs Kramer” ve “Real Steel” dir. Gelmiş geçmiş en fenemonel filmlerden biri olan “Godfather” çocukları ve işi arasında bir seçim yapması gereken mafya babası Don Corleone’nin hayat hikayesini konu alır. Kültürel, tarihi, ve estetik olarak çok önemli bir yere sahiptir. Bir Don Corleone repliği olan "Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım", sinema tarihinin en çok gönderme yapılan repliklerinden biri haline gelmiştir. “The Day After Tomorrow”da oldukça etkileyicidir. Dünyayı kocaman buz kaplamışken, oğlunu kurtarmak için yollara düşen Jack Hall, imkansızı başarmak için elinden geleni yapar. Mücadeleci baba Jack Hall, bu macerasıyla, iyi bir babalık dersi vermiştir. Diğer babaların ondan öğreneceği o kadar çok şey var ki... Ayrıca Jack Hall’e can veren Dennis Quaid’in oyunculuğunun da çok iyi olduğunu eklemek gerek.

    Baba sevgisini derin bir şekilde işleyen “Leon” ailesini kaybetmiş küçük bir kızın, baba sevgisini tatmasını konu alır. “Leon” karakterine can veren Fransız oyuncu Jean Reno, gırtlağına kadar çamura batmış ezeli bir suçludur. Hayattan hiçbir beklentisi yoktur, hatta o kadar yalnızdır ki, çevresindeki insanlara dahi katlanamaz. Sadece işine odaklanır. Ama günün birinde hayatı, ufak bir kızla tanışmasıyla alabora olur. Ufak kızın hayatta kimsesi yoktur. Tek istediği aile sevgisidir. Leon onu yanına alır, ilk başlarda ona hiç pas vermez ama zamanla içindeki sevgi büyür ve kendini nehrin akışına doğru bırakır. Artık nehir onu nereye götürürse… Ufak kızda öyle bir şeytan tüyü vardır ki, adeta Leon’un yıkılan dünyasını yeniden inşa eder. Leon da buna karşı koyamaz. İlerleyen zamanlarda Leon ondan kopamayacağını anlar. Leon onun gerçek babası olmamasına rağmen, içindeki babalık sevgisine dur diyemez. Artık Leon’un ufak bir kızı olmuştur. Demek ki sevginin gücü bir suçluyu bile değiştirmeye yetiyormuş. Özellikle de Leon gibi sert birini!
    “Pursuit Of Happyness” filminde de buna benzer bir durum vardır, ama tek fark babanın öz oluşudur. Duyarlı bir baba olan Chris Gardner (Will Simith), işinde sorunlar yaşayan ve maddi sıkıntı çeken bir adamdır. Aynı zamanda da iyi bir eştir. Maddi sorunlarından iyice bunalan eşi bir gün evi terk eder. Baba ve oğul perişan bir halde yollara düşer. Çünkü ev sahibi onları çoktan kapı dışarı etmiştir. Sokak yaşantısına ayak uydurmaya çalışan baba-oğul amansız bir mücadele verir. Duygusallığın matematiğini yapan film, yüreğimizdeki sevgiyi aydınlatır ve biz de o sevgiyle çevremize ışık saçarız. Evladını ihmal eden babalar bile bu durumdan etkilenebilir. Zaten dramatik ve melodramatik filmler de bu mantığı gütmüyor mu?
    Şu ana kadar izlediğimiz en duygusal filmlerden biri olan “Real Steal”, baba ve oğul arasında yaşanan trajik bir olayı anlatıyor. Kendisinden bir hayli uzakta olan oğlu Max ile yakınlaşan Charlie Kenton (Hugh Jackman) özgüvenini yitirmiş, inançsız bir babadır. Oğlu sayesinde kendini tanımaya ve yüreklenmeye başlar. Aralarındaki bağ o kadar güçlüdür ki, o bağı kimse kopartamaz. Tıpkı yenilmez Çelik Yumruklar gibi… Gözyaşı dökmemek neredeyse imkansız.

    Geldik “Kramer vs Kramer”e… Nostaljilerin kralı sayılabilecek “Kramer vs Kramer” filmi, ihmalkar bir babanın kendine özgüven aşılayıp, hayatını değerli kılmasıyla çok önemli bir yere parmak basıyor ve bize iyi bir hayat dersi veriyor. Bu hayat dersini şu şekilde ifade edebiliriz: Siz siz olun evladınızı ihmal etmeyin, onun arzularına kulak verin ve onu her ne pahasına olursa olsun koruyun. Aslında film seyirciye aileler arasındaki, diyalog eksikliğini aktarıyor. Ataerkil bir düzenin egemen olduğu toplumlarda, baba her zaman koruyucu ve fedekar olmalıdır. Şunu unutmayın ki, yüreklerini evlatlarına açan babalar her zaman kazanır
    Peki, ya Dom Hemingway filminde sorumsuz bir babayı canlandıran Jude Law’a ne demeli? Dom Hemingway aslında çok acımasız ve kötü bir babaydı ama, kızından çok önemli bir ders aldı. Dom’a farkındalık sağlayan kızı onun tamamiyle değişmesine vesile oldu. Zaten burada önemli olan bir evladın, bir baba üzerindeki kalıcı etkisiydi, bu nedenle izleyenlere duygu dolu anlar yaşattı.
    Diğer filmler sırasıyla: “The Man Who Knew Too Much”, “Hector”, “Ordinary People”, “Life İs Beautiful”, “World’s Greatest Dad”, “American Beauty” , “The Family Man” ve daha niceleri…

    Yabancı filmler hakkında bilgi verdikten sonra geçelim Türk Sinemasına… Türk Sineması için dört önemli baba filminden bahsedebiliriz: Arzu Filmin yapımcılığını üstlendiği “Aile Şerefi”, Çağan Irmak’ın yönettiği “Babam ve Oğlum”, Yılmaz Güney’in oynadığı “Babam” ve Yetkin Dikinciler’in zengin bir babayı canlandırdığı “Kızım İçin” filmi… Burada “Babam ve Oğlum”a yeşil ışık yakmakta fayda var. Çünkü “Babam ve Oğlum” bir sahnede ağlatırken, diğer sahnede kahkahalarla gülmemize sebep olan bir Çağan Irmak filmi. Hele babanın “suç benim” diye ağladığı sahne yok mu, o sahne insanın içine öyle bir işliyor ki, günlerce etkisinden çıkamıyoruz. Zaten “Babam ve Oğlum” Türk Sinemasının en önemli kült yapımları arasındadır.
    Sonuç olarak babalar gününün her yıl kutlanıyor oluşu bir nebze de olsa küskünlüklerin barışla sonlanmasına vesile oluyor. Yani bu özel günde birbirleriyle küs olan babalar ve evlatlar değişik duygulara bürünüyor. Gelelim günün anlam ve önemine… Bu özel gün her ne kadar tüketimi hareketlendirmek için yapılmış olsa da, işe yarıyor. Sözün özü; bazen ticari olaylar insanı farklı bir noktaya taşıyabiliyor. Bol filmli haziran ayı geçirmeniz dileklerimle…

    *Bu yazım Film Studio dijital dergisinin haziran sayısında yayınlanmıştır.
  22. 22
    Bu yıl 19 haziranda kutlanacak.
  23. 23
    Babalar Gününe önem verenler için

    www.haberturk.com/...
  24. 24
    anneme hediye alacağım gün.
  25. 25
    pedere akıllı saat hediye edeceğim gün. Telefonu duymuyor, kolundaki titresin de fark etsin.