kayıt

selçuk inan

  1. 1
    galatasaray forması giyen oyun kurucu. frikikten attığı goller ve enfes asistleriyle taraftara çok sevdirmiştir kendisini.
  2. 2
    yeni nesil pirlo.
  3. 3
    duran top özelliği 17 olan futbolcu.
  4. 4
    dün birbirinden güzel iki gol atan oyuncu... barcelona için xavi ne ise galatasaray için selçuk odur...
  5. 5
    galatasarayda 8 numara giyen futbolcu, maestro diye anılır.
    götünden sikeyim
  6. 6
    pençeleri ve dişleri çok keskindir.
    uzun ve güzel bir yele ile süslü olan saçları vardır.
    omuzlarının üzerine kadar dağılan bu perçem, kızdığı zaman kabarır.
    savunmada ve av sırasında birlik halinde olurlar, aksi durumda yalnızlığı severler.
    avını tek bir hareketiyle etkisiz hale getirebilir ve en büyük özelliği lider özellikli olması.

    doğadaki, evrendeki aslan = futboldaki selçuk inan

    kıvır kıvır saçları, yele gibi.
    kızdığı zaman çatan kaşlarıyla, savunmada ve hücumda arkadaşlarına attığı paslar,
    yalnızlığını ise bireysel performansıyla yorumlarız.
    liderliği de gerçek üstü bir kavramdır, kaptandır.

    kendisinin aslandan tek farkı, aslan kendisinden küçük avları da severken,
    selçuk daha çok bıyıklı orangutan avlar...
  7. 7
    türkiye kupası finalinde asist yaparak dosta güven düşmana hayal kırıklığı yaşatmıştır.
  8. 8
    kaleye vurduğu top arkadaşının önüne düşünce sosyallig mantığıyla istatistik tutanları sevindirmiş overrated.
  9. 9
    hayatı sosyallig olmuş hedelerin herkesi kendi gibi sanması nedeniyle olaya direkt o açıdan bakmasını sağlayan futbolcu. asist, gol olmasını sağlayan unsurdur. keza o asistle bir kupa kazanıyorsunuz. size laf atanların at şikesi ile alabildikleri bir şeyi.
  10. 10
    galatasaray'ın yeni kaptanı.
  11. 11
    Bugünkü maçta kacirdigi penaltiyla aslinda o kadar da teknik bir isim olmadigini kanitlamistir. Penaltiyi disari atmak nedir amk?
  12. 12
    önümüzdeki anderlecht maçında ilk 11'de olmaması gereken futbolcudur. öncelikle belirteyim öyle sözleşmesini feshedin kadro dışı bırakın tarzı ergen söylemlerine hiç girmeyeceğim ama ortada açık olan bazı şeylerden de bahsetmeden duramıyorum.

    öncelikle selçuk geçen sezonun başından beri düzenli olarak kötü. hatta deplasmandaki chelsea maçında iyice dibe vurdu bu durum. iki sene önceki schalke maçlarında top çalan etkili olan adamın onda birini bile göremiyoruz. ilk sezondaki efsane performansını zaten geçtim. savunmaya yönelik sorumlulukları eskiye oranla arttığından o derece tabelaya direk etki edebileceğini sanmıyorum ve o nedenle kendisini eleştirecek değilim.

    ama fatih terim'li dönemdeki ikinci şampiyonluk sürecinde özellikle ligin ikinci yarısında oynadığı futbola biraz yaklaşabilse galatasaray'ın takım olarak performansını inanılmaz şekilde pozitif etkileyeceğine inanıyorum.

    son oynanan eskişehirspor maçında topu ileri taşımak yerine hep bulunduğu noktadan daha geriye vermesi, çok koşan ama hiç efektif koşmayan hali, takıma liderlik edip oyunun sıkıştığı anlarda sorumluluk almasını beklediğimiz anlarda sanki o da maçı tvden izliyormuşçasına olaylardan uzak durması ve sayabileceğim daha bir çok negatif etkenle sürekli ilk iki sezonda taraftarın gözünde kazandığı krediden yemekte.

    ama bir yandan da bazı şeylerin farkına varmak lazım. selçuk bugün 29 yaşında ve pek çok maçta sahanın en çok koşan oyuncusu oluyor. galatasaray'da ki son iki sezonuna kadar pek böyle bir misyonu olmamıştı. bu kendisini zorluyordur bir yerde. özellikle bazı pozisyonlarda yorulduğundan kafasında olanları yapamıyor da olabilir. daha öncede belirttiğim gibi ilk sezonundaki aşırı yardımlaşan ortasaha ve ortsahalaşabilen necati ve elmander sayesinde savunma konusunda sıkıntı çekmediğinde yapabildiklerini beklemiyorum ondan. ama en azından top ayağına geldiğinde kankası burak yılmaz'a topu şişirme imkanı yoksa başka kimseye bakmadan topu hop geriye doğru atması konusu beni rahatsız ediyor.

    ropörtajlarında çok belli etmiyor ama selçuk'un kafasında takımla ilgili bazı sorular var gibi görünüyor. evet iyi bir galatasaraylı ve takımı sevdiğinden de şüphem yok. ama özellikle drogba ve sneijder gibi iki önemli ismin takımın yeni liderleri olması konusu onu rahatsız etti. bu sezon drogba'da yok ama sneijder takımın yeni beyni olarak oynanan bir düzen var.

    yine sanırım daha önce takımın beyni ve lideri olmayı tadan ve bundan zevk alan selçuk, o dönem iyi performans göstermiş olmasına rağmen bu görevin kendisinden alınmasına ve kendisinin biraz rol oyuncusu olarak adlandırılabilecek bir pozisyona getirilmesinden rahatsız olmuş gibi.

    fakat anlaması gereken şu o hoşlanmadığı sneijder ile oynamaya başlasa şu anda sahada yapamadığı için yer yer kendine kızdığı pek çok şeyi yapma fırsatı olacak. sneijder ile topu daha çok buluşturduğunda otomatikman takım daha çok topla oynadığından onunda savunma için harcayacağı efor azalacak. o uzun zamandır hasret kaldığımız iş bitiren ara paslarını atma şansına sahip olacak. hatta hepsinden önemlisi sahada oynadığı oyundan kuvvetle muhtemel zevk alacak.

    ama o bunun yerine ülkemizdeki pek çok yerli oyuncunun düştüğü hataya düşüyor. yabancı yıldız ile güçlerini birleştirip hem kendisinin hem o yabancı yıldızın hem de takımın performansına tavan yaptırmak yerine yabancı oyuncuyu küstürüp liderliği elden bırakmamaya çalışırken ortaya takım, kendisi ve yabancı yıldız adına güdük bir performans çıkmasına izin veriyor.

    işte biraz da bu nedenlerden önümüzdeki anderlecht maçından başlayarak selçuk'un ve hatta burak'ın bir kaç maç yedek kulübesinde oturması gerekiyor. bu şekilde takım sneijder beyin olarak kullandığında işlerin ne kadar kolay hale gelebileceğini ve bu oyuncuya biraz gönül koymuş bu ikilinin onu kullanarak aslında kendilerinin de sahada rahatlayabileceğinin farkına varması mümkün olabilir.

    ha diyebilirsiniz ki türk oyuncusun böyle bir idrak anlayışında olabilir mi? ben böyle olmasını arzu ederim. ama böyle olmasa bile bu ikilinin biraz olsun formayı garanti görmemesinin de performansları için itici güç olacağını düşünüyorum.

    bu federasyonun uydurduğu bu yerli sınırı yüzünden zaten mentalitesi çarpık olan ülkemiz oyuncularının kendilerini alternatifsiz görmelerinin sorunlu olduğu çok açık. yapılacak olan bu kenara çekme olayının bazı şeyleri anlamaları için olduğunu fark etmeseler bile vazgeçilmez olduklarını görmeleri de onlar için faydalı olabilir.

    tabi tüm bu senaryoda selçuksuz ve buraksız formasyonda takımın sahada istediği skoru ve oyunu ortaya koyması lazım. aksi halde bu oyuncular iyiden iyiye kendilerini vazgeçilmez görecek ve istedikleri yapılmadıkça sahada performansları ile tavır koyacaklardır.

    ben bu sürecin yaşanmasını ve selçuk inan gibi iyi bir insan olduğunu düşündüğüm bir futbolcunun kariyerinde şu aşamaya gelmişken taraftar tarafından ağır eleştirlere maruz kalmasını görmek istemiyorum. bu kadar uzun bir laf salatasınıda belkide biraz bu yüzden yazıyorum.
  13. 13
    Gün itibariyle

    (bkz: Çöp)
  14. 14
    ne yazık ki yine ilk 11'de sahaya çıkıp yine hayal kırıklığı yaratmış futbolcudur. pazartesi günü hakkında yazdığım entaride ne kadar eksi faktör varsa hepsini ve daha fazlasını yapabilmeyi başardı. hele golde praet'e yaptığı refaket evlere şenlikti. şu noktaya gelmemesini isterdim ama artık hakikaten bir süre ilk 11'de olmamalı.
  15. 15
    (bkz: Varlığın da yokluğun da acı veriyor)
  16. 16
    kötü milli takımın açık ara en formsuz oyuncusu. bir de tolga bu kadar kötü idi. keşke ozzy selçuk değişikliği olsaydı maç boyunca sadece.
  17. 17
    artık katar'a satılması gereken box-to-box boksboksçusu.

    git katar'a kardeşim. arkandan "bu nusayridir" diye katar'a telefon açmayan da basur olsun sdadsfsfsd.
  18. 18
    10 ekim 2014 türkiye çek cumhuriyeti maçı esnasında varlığını hissetmediğim ancak maç sonrası kadrolar üstündne yorumlarda kadroda adını görünce maçta oynadığını fark ettiğim futbolcudur. en azından göze batacak pas hataları yapmamış.
  19. 19
    suya sabuna karışmayan futbolcudur.

    adı gündeme gelmesin diye basit oynayıp, riske girmemekte. bence daha fazla riske girmeyip oyuna girmesin. böylece hiç eleştirilmez.
  20. 20
    son maçtan sonraki tespitim fatih terim tarafından kesilen 2 adamdan biridir. diğeri de yine yukarıdaki girdimde olduğu gibi tolga zengin'dir.
  21. 21
    galatasaray'ın takım kaptanı olan iyi bir futbol oyuncusu. futbolcunun hem ahlaklısı hem de çeviği yani adamın dibi!
  22. 22
    net iki yıldır formu çok düşük olan futbolcu.

    derbi maçında bir ara sahada olduğunu bile unuttum ben.
  23. 23
    (bkz: inanmıyorum)
  24. 24
    kendisi hakkında nispeten daha düzgün bir şeyler yazabilmek için bir gün beklediğim futbolcudur. daha önce defaatle kendisini koruyan yada empati kurabilen entryler yazmıştım. ama şu son başakşekir maçından sonra benim açımdan deniz bitti.

    rakibinin hocası senin en formda olduğun zamanda milli takımda oynatmamış bir adam. sen bu durumda bile ekstra bir hırs gösteremiyorsan. hatta üstüne kovalaman gereken adamı ceza sahasına girerken bıraktığın için o adam iki gol atıyorsa kusura bakma artık ilk onbirde olmaman lazım.

    fakat şu formuna rağmen inatla kadroda olması gösteriyor ki yönetimde ki abi olarak nitelendirilen futbol ile alakalı olanlar tarafından kollanıyor kendisi. zaten galatasaray hakan şükür tedrisatından gelenlerin yeniçeri ağasıvari hoca seçebilen bir yapısı var. siz bir oyuncuyu böyle korursanız o oyuncu ne yazık ki bu kötü mirası sahiplenir.

    şimdi manzara gösteriyor ki olcan, burak ve hatta umut ile beraber selçuk'un böyle bir çeteleşme durumu oluşmaya başladı gibi. işin daha da nahoş yanı kendisi ile öyle bir sözleşme yapıldı ki oldu bir başka yönetim geldi ve sert kararlar almaya karar verdi. selçuk yada burak gibi oyuncuları takımdan ayrılmak ile tehdit edebilme şansınız yok ki.

    o kontratlar oldukça bu ülkede başka hiç bir takıma gitmezler. yurtdışında da anca araplar yada ruslar bu derece ultrasonik paralar verebilir.

    uzun lafın kısası şu girdiği ruh halinden sonra kendisi ve etrafındaki yerli oyuncu çetesinden nasıl verim alınabilir bilmiyorum. eğer gerçekten kısa vadede bir yol yoksa da ayrılık gibi bir ihtimalin olmaması da daha da karamsar olmaya sebebiyet veriyor.
  25. 25
    muhtemelen bir buçuk yıldır ilk defa bir maç süresince kaleye iki şut atmış futbolcudur. aslında hakkında çok uzun yazabilirdim ama şu cümle durumunu bence yeterince özetliyor. lafı uzatıp daha çok sinirlenmek istemiyorum.