kayıt

ahlat ağacı

  1. 1
    çoğunlukla doğu anadolu bölgesinde bulunan, anadolu'nun hemen hemen her yerinde yetişebilen bir ağaç türü. yabani armut ya da çördük olarak adlandırıldığı yörelerde vardır. maksimum 10 metreye kadar boylanırlar. bazen sarp dağların yamacında, bazen ise uçsuz bucaksız bir arazide tek başınadır.
  2. 2
    Dağ armudu olarak da bilinir.
  3. 3
    nuri bilge ceylan'ın 2017 yılında sinemaya girmesi beklenen yeni filmi.

    çanakkale'nin yenice ilçesinde çekimlerine devam edilen filmin başrolünde murat cemcir ve hazar ergüçlü'yü izleyeceğiz.

    film; Anadolu’daki bir kasabada kitabını çıkarmak için para bulmaya çalışan, bir yandan da babasının dertleriyle boğuşan ve edebiyata düşkün olan Sinan'ın yaşadıklarını konu alıyor.
  4. 4
    nuri bilge ceylan'ın çekimlerini bitirdiği filmi.

    2018 mayıs ayında cannes film festivali'nde izleyebileceğiz.

    • Çok güzel, tebrikler, mutlu oldum :)
    • teşekkür ederim, sağol^^
  5. 5
    Cannes film Festivali'nde dakikalarca alkış alan nuri bilge ceylan filmi
  6. 6
    bir ağaç.
  7. 7
    dün akşam galası 71. cannes film festivalinde yapılan film.

    film bittikten sonra 15 dakika kadar alkışlanması ülkemizde gündem oldu tabi.bu kadar özel bir yönetmenin uluslararası başarısı bütün sinemasever insanları heyecanlandırıyor tabi.ben nuri bilge ceylan'ın yaşayan en büyük 5 yönetmenden biri olduğunu düşünüyorum.bu gerçekçiliğe de cannes'in ev sahipliği yapması tabi onlar için de büyük onur.

    filmin süresiyle ilgili sıkıntıyı da hiç kesmeden tam 188 dakika izleterek yine kendinden ödün vermemesi büyük işti.tabi ödül alabilecek mi onu da bu akşam göreceğiz.ben vitrindeki eksik parça olan senaryo ödülünü ya da jüri büyük ödülünü alacağını düşünüyorum.onun dışında ise altın palmiye, yönetmen ve oyuncu ödülleri de büyük artı olur.

    herkes arkasına yaslansın, muazzamlığından şüphe duymayacağımız bir nbc filmi bizi bekliyor.umarım temmuz ya da ağustos gibi vizyona girer de fazla beklemeyiz.
  8. 8
    reklamlar da dahil 197 dakika boyunca bir koltukta oturduktan sonra salondan mutlu bir şekilde ayrılmanızı sağlayan bir filmdir. bunu başarabilecek başka bir yapım yoktur.

    son zamanlarda sürekli kullanılan finali seyirciye bırakma mevzusunu( bir anda bitmeyi böyle adlandırıyorum ben) kullanmış nuri bilge. bu tarzı sevmediğim için film hakkında olumsuz yorum yapabileceğim tek nokta burası.

    bazı sahneleri anneme veya babama izletsem niye evde yaşadıklarımızı millete anlatıyorsun diye kızarlar bana. film o kadar bizden olmayı başarmış. taşra da büyümüş herkes sinan da kendinden bir iz bulacaktır ve sinan'a mutlaka sövüp, kızacaktır.

    -- spoiler için tıkla --


    imamların yaptığı sohbetler filmin en güzel kısımlarından birisiydi. daha gelenekçi bir profil çizen imamın sıkıştığı yerde konuyu kapatması veya kader diyerek işin içinden sıyrılması da hepimizin karşılaştığı bir muhafazakar tiptir.

    popüler figürlerin sürekli ön plana çıkarılıp, diğer alimlerin ve sahabelerin göz ardı ediliyor oluşu tespiti bence kuranın dinini değil belirli kulların belirlediği kul dinini yaşıyoruz eleştirilerinin vitrinine konulması gereken bir tespittir.

    hazar ergüçlü'nün oynadığı hatice karakterinin sinan ile olan sahneleri o kadar gereksiz ve o kadar bayıktı ki filmin tek sıkan bölümü burasıydı.sahnenin sonundaki öpüşme sahnesinin filme ne kattığını ne anlatılmak istendiğini hala anlamış değilim.
    bazı suserlar da demiş o 300 lirayı kim aldı lan.
    yazarla olan sahnelerde bizim bacaksız sinan bildiğin adamı tokatladı, o sondaki tirad olmasa bölgenin en ünlü yazarı olan karakterimiz bildiğin kahvedeki dayı gibi yorumlar yaptı sinan'ın sataşmalarına.

    -- spoiler --
  9. 9
    az sonra trt2'de.
  10. 10
    kişinin düşünceriyle toplumda var olma mücadelesini anlatan başarılı film. aile,toplum ve birey ilişkilerini iyi incelemesine karşın diyaloglar daha yalın olabilirdi.
  11. 11
    (bkz: imam imam bizi dünyadan da mı kovduracaksın)
  12. 12
    Beni bir zamanlar Anadolu'da kadar etkilememiş Nbc filmidir.

    Nuri Bilge'nin birkaç filmini izleyince tarzı tanıdık geliyor insana, sıkılmak bir yana her diyalog fazlasıyla olası geliyor. İşlenen konular hayata çok yakınken tek fark, bana kalırsa, uzun cümleler oluyor. Ben derdini 3 cümleden fazlasıyla anlatan insanlarla sık karşılaşmıyorum.

    Filmin sonunda eteklerim tutuştu, aman hayır olmasın böyle bir şey dedim ve olmadı da. *

    Filmde en çok Murat cemcir şaşırttı beni. Öncelikle bu beyi Ahmet kural 'sız görmek başlı başına dumura uğratırken dram konusunda böyle yeterli ve yetenekli olması da takdire şayandı. Böyle iğrenç bir adamı oynarken çok başarılıydı.

    Ben doğu demirkol'u itici bulduğumdan belki çok keyif alamadım filmden.

    bennu yıldırımlar da çok iyi performans sergilemişti. *

    Diğer başarılı filmler için,
    (bkz: bir zamanlar Anadolu'da)
    (bkz: kış uykusu)
    • 13
      Benim için bir iklimler, kış uykusu hele hele bir zamanlar anadolu'da başarısını yakalayamamış bir nuri Bilge Ceylan filmi. Aslında hikayesi ve senaryosu açısından diğer filmlerinden bir tık önde bence. Ama nbc'den alıştığımız o saf doğallık filmin bazı sahnelerinde tam oturmamış diye düşünüyorum. Özellikle doğu demirkol ön yargımı kırmış olsa da bazı sahnelerde, bazı diyaloglarda bir şeyler eksik gibi sanki. Bu hali kötü demiyorum ama sanki kendi köyümün muhtarı gerçekten karşımda konuşuyormuş hissi bazı yerlerde minicik yapaylığa dönmüş. Murat cemcir ve serkan keskin'in oyunculukları on numaraydı.

      Bir de bu filmde yine bazı sahneleri tek parçada çekilebilecekken kesik kesik bir bütün hale getirmesi birkaç yerde göze batacak şekilde anlaşılıyor. Nbc'nin sürekli tekrar yaptığını biliyoruz ama bazı sahnelerde o farklı tekrarları birleştirmesi belli oluyor. Diyalogların uzunluğundan olsa gerek.

      Bütün bunların sonucunda benim için diğer filmlerinin gerisinde kalsa da yüksek sanatsal değerini ve kalitesini düşürmeyerek övülmeyi hak eden bir film olmuştur.
    • 14
      murat cemcir'in ustalıkla oynamış olduğu bir film. o eğlenceli sıfat nasıl bunu yapabiliyor anlamış değilim.
    • 15
      bu bir seçim meselesi; ister kendini asarsın, ister kaderini sırtlanır ve su çıkmayacağını bile bile kazmaya devam edersin. bunu filmleştirmek de bir nevi kazmaktır aslında, aklının ve emeğinin derinliği oranında bir yansıma göremeyeceğini bile bile bu filmi yaparsın. oraya o kendini asma sahnesini de hayali de olsa koyarsın ki, tüm mümkünlerin kıyısında yaşamadığın sanılmasın. belki yarın kazmayı elinden bırakır kendini asarsın, belki baban gibi ölene kadar kazarsın, buradaki o bıçak sırtı güzelliğin yaşamın tüm çirkinliği içinde belirmesi ne güzel şeydir. ne güzel şeydir bu patikadan geçmiş olanların birbirini tanımadan anlaması. gerisi teknik detaylar...
    • 16
      “Kimsin ya kızı kapamışın. Cidden tanımıom kim bu? Yönetmenide kapamışın.”

      (bkz: Doğu demirkol )
      (bkz: demet akalın’ın türkçe bilmemesi )
    • 17
      ayrıca, bir zamanlar anadolu'ya göre seyir zevkinin daha düşük ve zihinsel olarak sindiriminin daha güç olduğu doğrudur. bunun nedeni de bir tanesinin toplumda çoğumuzun bildiği çeşitli karakterlere ve onların hikayelerine odaklanması, diğerininse genel olarak entelektüel bir hesaplaşmayı merkeze almasıdır.