reflü

başlangıçta sadece midede, ilerleyen safhalarında ise yemek borusunda ve ta ki genzinizde yanma hissiyatı oluşturan hastalık.

çok olmadı bu hastalıkla tanışalı, ama tanışmamız garip bir tesadüfle gerçekleşti. derler ya hani; "anlatsam inanmazsınız, bizim tanışmamız filmler deki gibi oldu" bizim ki öyle olmadı işte. hastalık göstere göstere geldi. bir kaç gün midem yandı, her şey doktora gitmeye karar vermemle netleşti.

aradım, taradım iyi bir gastroentrolog bulabilmek için tüm hastaneleri telefonla aradım. nihayet bir tane buldum, gitmeye kara verdim, gittim. randevu aldım, aç gelmemi söylediler. randevu günü aç gittim, sıram geldi içeri girdim. doktor şikayetlerimi sordu, anlattım. karnınızı açın uzanın dedi. lan bir baktım doktor karnıma jel sürüyor. neyse dedim doktordur, bu sefer de adı ultrasonun zamazingosunu, karnımda dolaştırıyor. hemşire de başımda dikilmiş ekrana bakıyor. bildiğin filmlerdeki çocuğun cinsiyetini belirleme sahnesi. bu durumda hemşire benim nur topunun babası oluyor. erkek olursa reflü, kız olursa gastrit koyarım diye geçiriyorum kafamdan. ben böyle salak saçma şeyler düşünürken doktor lafa girdi; "arkadaşım sana endoskopi yapmamız lazım, dışarıda bekle biz seni çağıracağız"

çıktım bekledim. sıram geldi çağırdılar, ama bu sefer başka bir odaya götürdü hemşire beni. uzan şuraya dedi, uzandım. yan yat, dizlerini karnına çek, elinin teki belinde olsun, altta kalan elinle de yatağın kenarını sıkıca tut dedi. oda da sadece ikimiz varız, bir de o mideye salacakları siyah bastonumsu şey. ha bir de ağzıma ne olduğunu göremediğim bir şey geçirdi. konuşamıyorum da. doktor geldi yaptı yapacağını, saldı salacağını. resmen mideme tecavüz ettiler. o yatış şeklinden, sesim çıkmasın diye ağzıma yerleştirdiği şeyden anlamam lazımdı bir tarafıma hallendiklerini ama ayık olamadım. iş işten geçti. ben böyle tecavüz mecavüz düşünürken, bir de dedi ki doktor efendi; "gidin ağzınızı yüzünüzü yıkayın, ben sizi çağıracağım". dedim herhalde bu seferde komidine para koyacak.

gittik yıkadık ağzı yüzü, oturduk bekliyoruz, bekliyoruz diyorum artık çünkü midemde hemşirenin çocuğunu taşıdığıma iyice inanmaya başladım, neyse; herkes bana bakıyor amk. genelde teyze ağırlıklı bir bekleme salonu. teyzelerden biri dayanamadı artık yanaştı;

-oğlum! senin de mi miğdene hortum saldılar?
(ne hortumu ne salması teyze, zaten dertliyim, hemşire ya çocuğu kabul etmezse diye)
+ evet teyze
- abbovvvvvvv, bilirim yavrum bilirim o gavur hortumu, dün bana da saldılar
+geçmiş olsun
-çok acıyor değil mi?

baktım teyze çok konuşacak, yok dedim gönderdim. sıram geldi çağırdılar beni. yine hemşireyle doktor yan yana, ben karşılarındayım, doktor elindeki kağıdı okudu yüksek sesle, imzaladı bana verdi. sanki vesika veriyor ibne. bir ilaç yazdım üç ay aç karnına yut bir şeyin kalmaz dedi. komidine para koymadı ama, çek verir gibi reçeteyi sıkıştırdı elime, hemşire de gitti açtı kapıyı, hadi git der gibi. artık dayanamadım, bu kadar şey yaptılar sesim çıkmadı.

-doktor bey rahatsızlığım nedir peki
+arkadaşım, senin miden sarkmış, mide kapakçığın kapatmıyor, bu yüzden mide asidin yukarı yükseliyor

kapak falan deyince, benim aklıma nedense hep düdüklü tencere gelir. düşündüm amk onunda lastiği falan var ya, her halde öyle bir şey. conta eskimiş kapat yerine oturmuyor, sıvı basıncıyla ufak sızmalar falan, hoop asit yukarda. aydınlattım kendimi. gelip internete oturup; elime verdiği kağıttakileri araştırıp, dedikleriyle birleştirince reflü olduğumu anladım. artık beraber yaşamaya alıştık. vaktiyle ayık olmak, sinir stres yapmamak gerekiyormuş ama olamamışız.

hayatı zehir eden hastalık. mide asidinin yerçekimini yendiği durumlar vardır ki en kötüsüdür. çok kötü boğaz ağrısı yapar, geniz akıntısı, ses kısıklığı, aft... tedavisi de yok sikik hastalığın. gaviscon'u ve pantpas'ı dayayan doktorlar diyet der başka bir şey demez.

bu aralar yine azıtan hastalık. bende de var. lan zaten bende ne yok arkadaş. talcid çiğnemekten ciğerim soldu.

Rennie olmasa cektirdigi acı berbat

İki kaşik süt yudumlayarak bazi bünyelerde etkisi azalan mide hastaliğidir.

sanki bir organım arada bir azıyor bide bu meret

Reflü, halk arasında mide reflüsü olarak bilinen gastro özofageal reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Kronik faranjit ve tipik boğaz rahatsızlığına neden olabilir. Reflü, asitli mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun asitten kendini koruma özelliğinin yok olmasından kaynaklanır. Erişkinlerin yaklaşık %20'sinde reflü görülmektedir.

Mide içeriği, midenin salgıladığı hidrojen iyonu nedeniyle belirgin derecede asittir. Eğer onikiparmak barsağından mideye doğru safra geri akımı varsa, mideden yukarı çıkan içerik hem asit hem de safra içerir. Alkali özellikli olan safra da mide asidi gibi yemek borusunun tahrişine neden olur. Reflü hastalığı, asitli ve/veya safralı mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun kendini asitten ve/veya safralı mide içeriğinden koruyamaması nedeniyle oluşur.

Yemek borusunun alt ucunda mide içeriğinin yemek borusuna geçişini engelleyen bir kapak mekanizması vardır. Reflü hastalarında en sık görülen özellik bu mekanizmanın gevşekliğidir. Bu durum sıklıkla mide fıtığıyla birlikte yaşanır. Mide boşalım bozukluğu ya da bozulmuş yemek borusu hareketi bu hastalığı tetikleyen diğer nedenlerdir.

Yemek borusunun alt ucunda mide içeriğinin yemek borusuna çıkmasını engelleyen iki mekanizma vardır.

Gastroösofagial reflü hastalığının ortaya çıkardığı belirtiler çok geniş bir spektruma yayılır. Bu belirtileri genel olarak tipik ve atipik bulgular olarak sınıflandırmak mümkündür. Tipik bulguların hemen hepsi mide-bağırsak sistemiyle ilintili iken; atipik bulgular diğer organ sistemleriyle ilintili yakınmalar oluşturur. Laringofaringeal reflü olarak adlandırılan ve öncelikle kulak-burun-boğaz uzmanlarınca görülen hasta grubunda çoğu kez atipik bulgular belirgindir ve tipik yakınmalar hiç olmayabilir. www.ibrahimfirat.net/...

Uzaktan bile iğrenç gözüken mide hastalığı. Allah göstermesin.

Yağlı pirzola, çikolata, eski kaşar ve fıstık gibi gıda maddelerinin çok tüketilmesi neticesinde oluşan meret bir mide hastalığı.

Yenilen yemeğin tam olarak hazmedilememesi sonucu karın içerisinde gelişen ekşime probleminin bünye genelinde baş göstermesi sayesinde ilerlemektedir. Göğüs çevresi etrafında hissedilen sık aralıklı yanma yahut da ağrıma hissiyatı, bu rahatsızlığın birkaç ana semptomlarından biridir. Kimi vücutta ameliyat istenebilirken, kimi vücutta ise buna gerek kalmadan zaman içinde doğru uygulanan bir tedavi süreci ile birlikte hasta sürpriz bir biçimde adım adım iyileşmeler kaydedebilmektedir.

Sanırım fazla çay ve sigaradan şuan Ağrısını çektiğim ilaç içmeme rağmen geçiremediğim durum.. Önerisi olan?

midedeki asit içeriğinin yemek borusuna kaçmasıyla ortaya çıkan hastalıktır.

obezite, ileri yaş, ailede reflü olan biri olması, göbek fıtığı risk faktörlerinden sayılabilir.

En belirgin iki özelliği; göğüste hissedilen, yemeklerden sonra ve öne eğildikçe artan yanma ile yemeklerden sonra ağızda hissedilen ekşi ya da acı tattır.

ilk olarak önerilen yaşam tarzı değişikliğidir. kilo vermek, yatağın baş kısmını yükseltmek, çikolata, kafein, alkol, asitli ve acılı yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Halk arasında mide koruyucu denilen asit inhibitörü ilaçlarla desteklenen yaklaşık 1-2 aylık gerekirse daha uzun süreli tedavi gerektirir.

helal reiz midemi bırak gel bi de gotumden sik reflü.

Bela bir mide rahatsızlığıdır.

sanırım midemde bir süredir olan ancak biraz yanınca "bozuk gıda tüketmişimdir, çok yağlı yemişimdir" diyerek bir süredir teşhisini geciktirmiş olduğum, yemek borumun yanması ile birlikte doktorun detaylı muayene yapmadan teşhisini vurduğu hastalık. sağlıklı bir yaşam sürünce, ilaçları ihmal etmeyince bir veya birkaç aya geçiyormuş. neyse, kafama göre istediğimi yeme dönemim anlaşılan sona erdi. elveda kola,fanta, çikolata, patates kızartması; merhaba yulaf ezmesi, muz, patates haşlama ve yağsız gıdalar...

7. gün editi: ilaçlar ve diyete %95 oranında uymam işe yaradı. yemek yediğim öğünlerin ertesi hariç mide sıvısı tepeye tırmanmıyor. gaviscon'a ihtiyaç duymuyorum. sabahları 1 adet pantpas ile idare edebiliyorum. boğaz kuruluğu ve ses çatallaşması, hafif kısıklık hariç ciddi bir sorun yok.

her durumda yulaf ezmesinden vazgeçmemen... ;(
mide asidini arttırmadığı için iyi geliyormuş

tümünü gör

↑