326
"İyi biri olmama izin vermiyorlar..."
327
"kimin sesi bu? A'nın B'nin C'nin sesi mi? Yoksa içimde biriktirdiğim, içimde, kafamın bir kıyısında kalmış, benden öç almak isteyen, eski, unutulmuş bir ses mi bu? ya da hiç kimsenin sesi. hiç kimsenin sesiyse yandım. çıldırıyorum demektir."
328
Ortadoğuda kızlar kadın doğar, ecellerinden önce ölürler. ilk yemeği anasının memesinden gelen ve yediği çanağa tükürmekte sakınca görmeyen erkek. o kadar çok kadın gömer ki toprak bile artık dişidir. bu yüzden toprak ana diye bilinir. diri diri gömüle gömüle toprağı bile kadın yapmışlardır. bu yüzden verimsiz ve çoraktır; buna da kadının intikami denir.
Hakan Günday - Ziyan
329
"1998 yılının ilkbaharında bluma lennon, Soho’daki bir kitapçıdan Emily Dickinson’ın Şiirler’inin eski bir baskısını aldı ve ilk köşe başında, tam da ikinci şiiri okumaya başladığında bir arabanın altında kaldı, kitaplar insanların kaderini değiştirir."
Carlos Maria dominguez - kağıt ev
330
"Bir sinemaya gidemiyorsun, bir fincan kahve içemiyorsun, doğru dürüst ölemiyorsun. Hep tetikte olacaksın, hep ilerisini düşüneceksin: sabah olmadan öleceksin ki cenazen öğle namazına yetişsin."
Tehlikeli Oyunlar, Oğuz Atay
331
"genç czentovic satranç topluluğunun hesabına otele yerleştirildi ve o akşam ilk kez bir klozet gördü."
hâlâ etkisinden sıyrılamadımmm :(((
332
Eve gidelim mi?
Wulf Dorn - Şizofren
yıllardır aklımdan çıkmayan bir cümle. Okumayanlara şiddetle de tavsiye edilir.
333
sefiller'den
bilgisizlere elinizden geldiği kadar çok şey öğretiniz. parasız öğrenim vermediği için toplum suçludur; yarattığı karanlığın sorumlusu odur. bir ruh eğer karanlıkla doluysa, günah orada işini görür. suçlu, günah işleyen değil, karanlığı yaratandır.
- victor hugo
334
kürk mantolu madonna:
tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidicektim. sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benimde bir ruhum olduğunu öğrettin.
bu yaşıma kadar mevcudiyetinden dahi haberim olmayan insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? fakat hep böyle değil midir? birçok şeylere ihityacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?
335
“Savaş kandırmacalı bir iştir. Bu nedenle vurabileceklen vuramayacakmış gibi göstermek, saldıracakken saldırmayacakmış gibi göstermek, yaklaşırken uzaklaşıyormuş gibi göstermek, uzaklaşırken yaklaşıyormuş gibi göstermek gerekir.
Yemle ve kandır, kargaşa çıkar ve ele geçir, dirençliyse ona göre hazırlan, güçlüyse ondan sakın, sinirliyse onu kızdır, tevazu göster ki mağrurlaşsın, dinleniyorsa rahatsız et, aralarında birlik varsa ayır, ona hazırlanma fırsatı vermeden saldır, beklemediği anda ortaya çık. Bunlar savaş erbabının başarı sırlarıdır, önceden kestirilemez.”
(bkz: Sun Tzu )
(bkz: Savaş Sanatı )
336
ne garip değil mi? sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru, sevmediğimiz insanın her doğrusunda bir yalan ararız.
(bkz: dostoyevski)
337
En son okuduğum kitap Lisa Unger , Piyonun son hamlesi dün gece bitirdim ve gerçekten çok iyi bir roman.Kitabın sonu öyle bitti ki etkisinde kaldım diyebilirim.Sonunu kestiremeyeceginiz türden bir kitap spoiler vermeyeceğim o yüzden.
Dikkati üzerine çekmemenin en iyi yolu karşındaki kişinin her sözüne katılmaktır. Sessizlik bile
dikkat çeker. Lisa Unger = piyonun son hamlesi
338
"ve kafam, il olma izni alabilecek kadar kalabalıktı."
hakan günday - kinyas ve kayra
339
"Snape!" ejaculated Slughorn, who looked the most shaken, pale and sweating." ejaculated ne amk, o mu kullanılır oraya. yok nutted kullan.
melez prens'in 29. chapter'ında geçiyor.
340
biliyor musunuz bir dakika hatta bir saniyede verilen veya verilmeyen bir karar, bir tereddüt anı, insanın hayatı üzerinde uçsuz bucaksız neticeler doğurabiliyor.
sabahattin ali-ses
341
“gerçek umudun hep taze kalması hiçbir koşula, hiçbir doğrulamaya, hiçbir kanıta tabi olmamasından; umudun tecelli ediş biçiminde isminden fazlasının bulunduğunu bilmekten kaynaklanır. çünkü temel olarak umut bir şey bilmek istemez, o yalnızca inanır. inanmak, düşlemek ve umut etmek tüm edinilmiş bilgileri, alınmış dersleri ve geçmişi hiçe sayar."
(bkz:yürümenin felsefesi)
342
Dünyanın güzelliği, solmadan az önce, iki ayrı cepheye sahiptir; biri neşedir, öteki insanın yüreğini delen acı.
Kendine ait bir oda, sayfa no: 20, virginia woolf.
343
"hiçbir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını. daireyi tamamla. gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için. kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen o ol!"
paulo coelho - zahir
344
Hiç insan öldürmediği halde, altı kişinin canına kıymış bir katilden daha cani insanlar gördüm.
Umudumuzu öldürenleri gördüm...
Dostoyevski / ölüler Evinden Anılar
345
Onu durduran şey adamı tanıdığına dair içinde oluşan kesin histi.
Ve kör adamın doğrudan ona baktığından emindi.
Empati, sayfa no: 26, adam fawer.
346
"çok şey vardı anlatılacak. o yüzden sustum.birini söylesem diğeri yarım kalacaktı. sen duydun mu sustuklarımı?"
oğuz atay - tutunamayanlar
347
"Önce biraz ağladılar ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!".
348
"+biliyorum beyim, sen de onlardansın emme.
-onlar kim?
+aha, kemal paşa'dan yana olanlar...
-insan türk olur da nasıl kemal paşa'dan yana olmaz?
-Biz İslam'ız, Elhamdülillah… O senin dediklerin haymana’da yaşarlar..."
Yakup kadri'nin biricik yaban'ından bir kesit. Daha anlamlı olamazdı.
-ciddi
349
önceleri şuraya dostoyevski yazardım ama son iki senedir cioran'dan başka bir şey okumuyorum. gözyaşları ve azizler'i buraya satır satır yazsam nafile.
350
insanların ne kadar kötü olduklarını görmek beni hiç şaşırtmıyor. fakat bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce çok şaşırıyorum.
goethe
↑