iz bırakan kitap cümleleri
- 276"zalimin en büyük başarısı, zulüm ettiklerini kendine benzetmesidir. meşhur deyiştir : zulüm ile âbâd olunmaz, olsa olsa berbat olunur."
- 277insan, ihtiyaç duyulmaya ihtiyaç duyar. bu insanoğlunun en temel ihtiyaçlarındandır. kişi, özen gösterilmezse ölmeye başlar. kişi en azından biri için önemli olduğunu hissetmezse tüm yaşamı önemsiz hale gelir. bu nedenle sevgi, en büyük terapidir. dünyanın terapiye ihtiyacı var.
ego/osho - 278"Güzellik basitliktedir, masumiyettedir, doğal olmaktadır, kendiliğindenliktedir. Ve sen güzel olduğunda bu güzelliği güç politikası olarak kullanamazssın. Bu ona küfüretmektir, bu kutsal bir şeye saygısızlık etmektir."
ego - osho - 279her insan kendisi olması karşılığında topluma bir bedel öder. az ya da çok ama mutlaka bir bedel... kimse bedelsiz kendi olamaz. bu bedel çoğu kez yalnızlıktır.
- 280''ah bu iyiler! hiçbir zaman gerçeği söylemezler. böyle iyi olmak, ruh için hastalıktır. onlar, boyun eğer, teslim olurlar; öykünür yürekleri, söz dinlerler. lakin söz dinleyen, dinlemez kendini!''
(bkz: böyle buyurdu zerdüşt ) - 281-Gelmiyorsun çünkü gelmeye kendin ihtiyaç duyana kadar bekliyorsun.(Milena'ya mektuplar)
-Yanımda yürüyordun, düşünsene milena yanımda yürümüştün.(Milena'ya mektuplar)
Ve tabi ki Oğuz Atay'ın sevgili bilge diye başlayan mektubu - 282Fakat sen kimsin ki benim için? Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Bilinmeyen bir kadının mektubu / Stefan zweig - 283aslında annem seni anlatır dururmuş çocukluğumda, meğer her masala seni anlatarak başlarmış; ''bir varmış, bir yokmuş...''
- 284“Bir gün sana dünyada katlanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim.“
- 285dayanılacak gibi değildi bu özgürlük. ayaklarıyla masayı itip aşağıya yuvarladı; bir boşluğa düşerken durdu. gözleri ağzı açık, bacakları gerilerek, çırpınarak sallanırken kollarını kaldırıp başının üstünden ipi tutmaya uğraştı.
-anayurt oteli - 286Herkesin iki kaşı arasında, taşıdığı dağ. Böyle açıklanır ancak içimdeki ağırlık.
- 287" insan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. bekleyip durur insan. hiçbir şey olmaz. bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür. hiçbir şey olmaz. insan tek başına kalır. yalnızdır. yalnız".
- 288
"birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. enerji, kendini veriş, körlük ister. hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapmayacağımı biliyorum."
(bkz: bulantı ) - Ben de ilk okuduğumda senin gibi hissetmiştim (:
- 290“İyi hissetmek kendinize olan borcunuzdur.”
- 291İnsan, özgür olduğu sürece insandır.
- 292"yarın, bugünü yaşanabilir hale getiriyordu. kendimizi bir binanın tepesinden hep beraber boşluğa bırakmayışımızın tek nedeni yarındı."
(bkz: kinyas ve kayra) - 293batuhan deddenin her cümlesi galiba iz bırakmıyor, yaralıyor.
- 294''Her şeyi acıyla öğrendiyseniz mutluluktan da içiniz sızlar...”
Emrah Serbes - Müptezeller (Sayfa 158) - 295"ne ölüm ne de hayat! hiçbiri kovalamıyor beni rüyalarımda. hiçbirinin eli bana değmiyor. çünkü ellerim ceplerimde hiç olmadıkları kadar. varlığıma nedensizlikten delirdim ben. hiçbir nedeni kendime yakıştıramadığımdan. hepsini giydim. hiçbiri olmadı. hepsi dar geldi. inansaydım herhangi birine, uğruna gerekirse dünyayı kan gölüne çevirirdim. okyanuslar kırmızı olurdu. pıhtılaşmış kanlardan siyah dağlar yükselirdi. ama inanamadım. bir türlü inanamadım. bütün hayat bir illüzyon..."
Kinyas ve kayra - 296genç kız, mantosunun düğmelerini çözdü, silkindi. soğuk bir kış gününde ölüme karşı direnen bir ağacın tüm yapraklarını dökmeden önceki silkinmesi gibi avuç avuç meme fırladı etrafa. ben, o anki şaşkınlıkla hem genç kıza bakıyorum hem de bağın dışında yeşermiş, ''adeta ben de buradayım hayat'' diyerek her şeye inat büyümüş bir merlot üzümü morunda yüzümü başka yöne çevirmeye çalışıyordum.
ben :
sizi öyle çırılçıplak görünce, herhalde beni özlemiş, hasretinden evime kadar gelmiş diyordum kendi kendime..Oysa ben sizin hasretinizden evleri karıştırmışım..aç değilsiniz ya ?
''ay sapık mısın sen, ne işin var burada'' dedi, Xeda.
önümüzdeki ay tüm kitabevleri ve sanal mağazalarda yerini alacak ilk otobiyografim olan '' anan '' eserimden bir bölümü sizlerle paylaşmak istedim. bende yarası çok derindir... - 297" her zaman olmasa da arada sırada sen de bana, olmaz mı? "
(bkz: milena'ya mektuplar) - 298"yaşamın anlamı gece duyumsanır ve sorgulanır. kimse bunu öğle yemeği sırasında tartışmaz. yaşam gecenin konusudur."
gündüz vassaf/cehenneme övgü - 299''Yalnızlık hiç de tanrısal değil, görkemli değil. O yalnızca geçmişle gelecek, ölümle yaşam arasında kocaman bir karanlık nokta.''
Kalbim Unut Bu Şiiri, Ahmet Telli - 300"Unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete. Yani birini er geç unutmaya mahkum olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. O kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vasıfsız keder.."
erken kaybedenler, emrah serbes.