kişisel gelişim kitapları

sektöre katkı sağlayan işe yaramaz kitaplardır. belki biraz ağır oldu, mutlaka akılda kalan yönleri, katkı sağlayacak bilgileri içerir fakat fazlası kendini tekrarlamak olur. hayatınızı değiştirmek için öncelikle düşüncelerinizi değiştirmelisiniz. Bir anlamda sır hiç de sır değil. Bilmediğiniz bir formül duyacağınızı düşünüyorsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Hepsi bu kadar işte.

hep aynı teraneleri dönüp dolaşıp papağan gibi tekrarlayan kitaplardır.

(bkz: kişisel gelişim kitap klişeleri)

okuyup da kendini geliştiren bir allahın kulunu görmediğim, boşuna para verilmiş olarak düşündüğüm kitaplardır.

ayrıca birçok kişisel gelişim kitabı okumuş bulunmaktayım lakin kendimi geliştirdiğimi düşünmüyorum.

Yalnızlik ve zengin olma ihtiyacı dayatan günümüz dünyasında huzuru başarıda aramak adlı motto ile biz lise ,üniversite ve sonrasında hayatı yarış atina dönen bireylerin ceplerindekini sömürü amacı taşıyan anlamsız bir o kadar da gereksiz yazın grubu.

bir s*kime yaramayan kitaplardır. hiç okumadım, okumayı da düşünmüyorum. kitaplardan ders çıkarılabilir, kitap okumayı severim ama kişisel gelişim kitabı ne lan. çık atıl hayata mal değilsen geliştirirsin kendini zaten.

Nedense ağırlıkla kadınların ve ılık kardeşlerimizin okuduğu kitaptır.

çoğu balon diye tabir ettiğimiz kitaplar.içinden güzel aforizmalar çıkıyor bazen o kadar

Tamamen para tuzağı.

Evrene pozitif düşünceler yollayın. Hepsinin özetini geçtim değerimi bilin. Bir çok kişisel gelişim kitabı inceledim bir halt yok efenim.

bir daha kişisel gelişim kitabı almayacağım, okumayacağım konusunda geliştirmiştir. Mutlulu ol, pozitif ol, para her şey değil. (bkz: hadi len)

saçmalıktır ama bu ara kişisel gelişim kitaplarına sövmek moda olduğu için kilo kilo alıp okuyabilirim.

nasıl bir kitap tercih ettiğinize göre sizi hüsrana da uğratabilir hayatın anlamını da çözdürebilir kitaplardır..

mesela (bkz: öfke dansı), mesela (bkz: dört anlaşma) mesela zero limit, mesela bilinçaltının gücü

tabi sadece okuyup bir şeylerin değişeceğine inanıyorsanız çok büyük yanılıyorsunuz.. kendinize biraz zaman verin..

ayrıca söylemek istediğim şey şudurki kuantum yaklaşımı ile zaten açıklanabilen bir takım bilgiler de mevcut..atomaltı parçacıkların enerjiden etkilenmesi ve zaten aslında bizim de bir enerji olduğumuz mesela. e eşittir emcekare eşitliğini biraz daha derin düşünmek lazım.

hani bunlar çıkış noktaları diye söylüyorum.çok derin inceleyip araştırıp bir şeyler iddia ettiğimden değil..

ama dediğim gibi hangi kitabı hangi yazarı okuduğunuz çok önemli.

Bunlara vakit harcayacaginiza gidin saatlerce hayalet sevgilim klibi izleyin daha iyi. 'Başarabilirsin, yürü be aslansın kaplansin.. olmadı mi bi daha yenil acayip yenil öldün mü? Ölmedin mi bi daha dene' gibi enfes şeyleri beni ararsanız sadece 2 kontöre sizlere söyleyebilirim. Gerek yok bu safsatalara.. benim kuzen de bunlara takılmış geldi geçenlerde. Evde paso yürüyor. Dedim olm neden? iyi fikirler yürüyünce akla gelebilirmiş. Adamın bir haftada bana sunduğu en iyi fikir bu sabah çay poğaça mi yapsak idi. Yani bilemiyorum sıkıntı bizim kuzende olabilir.. ama cidden gerek yok bunlara.

Underrated.. ortaokulda terk edildikten sonra bunu açıp otobüste ağlamıştım

Son zamanlarda kitap raflarının tıka basa bu kitaplarla dolu olmasının yanı sıra; youtube, twitter vb. Yerlerde de herkesin kişisel gelişim uzmanı olduğunu, "şöyle yaparsanız mutlu olursunuz, böyle yaparsanız her şeyi başarırsınız, şunu şöyle yapmayın, bunu böyle yapın Hemen istediğinizi elde edeceksiniz." minvalinde şeyler söylediğini görüyoruz. Burada bir anormallik olduğunu ve toplumdaki belirgin bozulmayı eminim ki hepimiz görüyoruz. Ancak Bana öyle geliyor ki bu kitaplar bize gösterilen amacın tam tersi bir etki gösteriyor. İnsanlar 100-200 sayfalık bir kitabı okuduktan sonra mutluluğu yakalayacağını sanıyor. Gerçeklik algımız tahrip olmuş durumda ve asıl olması gerekeni unutmuş durumdayız. bir şeye ulaşabilmekteki asıl hazzın onun uğrunda çabalamak olduğunu unutuyoruz.(aşağıya bıraktığım alıntıda da aslında bundan bahsediyor) Tabii kitabı bir köşeye bıraktıktan sonra kimseye mutluluk, başarı gibi şeyler göz kırpmıyor. Haliyle hayal kırıklıkları gitgide onarılması güç bir hâl alıyor.

" Modern insan mutluluğu arıyor. bu Arayışın göstergelerinden biri de kitapçı raflarında çoğalan kişisel gelişim kitapları. bunlara ilaveten dolaşıma giren alternatif terapiler, bitkisel ürünler, bazı sahte manevî sistemler de cabası. bu çözümlerin pek çoğu denenmemiş ve asla denenmeyecek yöntemlerden oluşuyor. bunların bir kısmı zararsız, plasebo etkisi ile yarar sağlayabilen yöntemler olduğu gibi, istismar ve şarlatanlığın Tabiri caizse dibini bulan yöntemler de var. Bu kitap ve yöntemler insanlarda Gerçekçi olmayan beklentiler uyandırıyor. pek Çoğu da süper kadın veya erkekler olabileceğimizi, hiç sorunsuz bütünüyle mutlu, sınırsız Servet ve enerji içinde bir hayatımızın olabileceğini Telkin ediyor. Bu kitapların arka kapak yazılarını okumak bile kendimizi yetersiz hissettirebilir. onları okuduğumuz halde, günübirlik benliklerimiz, tekdüze hayatımız ve sınırlı enerjimizle devam ediyorsa Ne yapacağız? o zaman, yanlışlık kimde; bizde mi, kitaplarda mı? bu kitapların yazmadığı gizli önerme şudur; mutlu değilseniz suç sizindir! nedense, Hayat yolunun iniş çıkışları ile pek engebeli olduğundan, elde ettiğimiz şeylere karşılık bazı şeyleri feda etmemiz gerektiğinden bahsetmezler.
Mutluluk formülü satan kitap ve sözümona terapiler iki önermeye Yaslanır: kişisel mutluluk arttırılabilir ve yine kişisel mutluluk insanların istediği şeydir. insanın uzun ve zahmetli bir süreç ile, kendisindeki eksiklik Ve kusurlarla yüzleşerek, hayatın içinde öğrenerek edindiği bilgiyi, bu kitaplar hap şeklinde yutturmak ister. Oysa mutluluk dediğimiz His öyle kolaycı formüllere, basit haplara gelmez. onun fethedilmesi gerekir; uğruna ter akıtılması, çaba harcanması gerekir. Hayat, bitmek bilmez bir çabadır. her bitki bir yolunu bulup ayağa kalkar, doğrulur. insan, eğer hayatından bir ışık yayılıyorsa, başarmıştır."

Her şeyin bir anlamı var/ Kemal sayar (s.33-34)

"oysa mutluluk dediğimiz his öyle kolaycı formüllere, basit haplara gelmez. onun fethedilmesi gerekir; uğruna ter akıtılması, çaba harcanması gerekir. "

amen to that..

tümünü gör

↑