1
kafadaki enerjiyi boşaltamama rahatsızlığıdır...
standart bir beyin enerjiyi kendisi direkt atabilirken epilepsi hastalarının ilaca ihtiyacı vardır... ancak onun da yetmediği zamanlarda beyin format atar ve nöbet görülür... nöbet epilepsinin türüne göre değişir... ama en geneli bayılmadır...
2
fazla ışık, fazla kahve, fazla kola, fazla televizyon, fazla bilgisayar, bazen şu florasanlı lambalar da dahil, hepsi bu hastalığın aktif tetikleyicisidir. mesela ben kahve içince kulaklarım öyle çınlıyor ki 1 metre yakınımdaki adamı duyamıyorum.
3
merkezi sinir sistemi bozukluğudur.
nedenleri: kalıtım büyük rol oynar. beyin tümörleri, kafa travmaları, enfeksiyonlar, 2 yaşına kadar geçirilmiş ağır ateşli hastalıklar ... fakat genelde epilepsinin nedeni bilinmez, yani idiopatiktir.
belirtiler: nöbetler aura ile yani nöbetin geleceğini haber veren bir koku, tat, ses, bir anı vb. her nöbetten önce aynı duygu hissedilir. auradan hemen sonra bilinç kaybı olur. hasta yere düşer ve tüm vücüt kasılır. solunum durur, çene kilitlenir. ardından kol ve bacaklarda sıçramalar başlar. ağız köpürmeye başlar, çene açılıp kapanır. bu esnada dil ısırılabilir. ısırılmaması için dişlerin arasına mendil, kalem vb konulmalıdır. sonrasında kasılmalar yavaşlayarak durur.
tedavide ise: nöbetten sonra yeni nöbetler meydana gelmemesi için barbitüratlar verilebilir. nöbeti başlatan etmenler ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır.
4
hayatınızda görüp görebileceğiniz en orospu çocuğu hastalıktır çünkü bu hastalığın kelime olarak karşılığı olsa, kesinlikle kendine gerilla diyen puşt bir terörist onun bunun çocuğu olurdu zira bu hastalığın nerede ne zaman hangi koşullarda vuracağı belli olmaz. bir vurup uzun bir süre vurmayabilir de. ilginç bir hastalıktır. şayet kendimin bizzat sahip olduğu, kompleks yerine basit parsiyel nöbetleri tercih ettiğinden, elimi ayağımı 30-40 saniyelik süreç içerisinde yerden kesiyor. işin garip yönü bu süreç içerisinde bilincim tam açık oluyor. sorulan soruları anlayabiliyor. cevaplandırabiliyor normal fiziksel hareketlerime devam edebiliyorum. sonuçta temporal lob epilepsisine sahip olmak zor şey azizim. hislerinizi çok etkiliyor. milletin duyamayacağı sik kadar sesi 120 desibel duyabiliyorsunuz hele 120 desibeli düşünemezsiniz bile. hatta çirkin kızlar bile güzel görünebiliyor. tabi sonuncusu şaka olmakla beraber, başlama dönemlerinde aileyi de bireyi de çok tedirgin eden fakat sonraları alışılan bir hastalık.
5
beyin fonksiyonunun kısa süren krizler şeklindeki, tekrarlayan hastalığı. birdenbire ortaya çıkan ve kısa süren kriz sırasında bilinç değişiklikleri, aşırı hareketlilik, duyusal olaylar ve uygunsuz davranışlar görülür.
6
nöbet sonrası kafası hiçbir şeyde yoktur bu hastalığın. diyorum ama arttıramıyorum ulan zaten bu bela yüzünden kola bile içemeyen adamız. alkollü içkiler filan ölüm fermanını imzalamak demek ama bak tam uykuya dalacakken uyanırsın. kafan bir güzeldir ya aynen öyle. hızla giden arabayı slow motion'da görmek gibi bir şey. seslerin geç ulaşması filan. sikti belamı orospu çocuğu ya. artık gözüme şirin gözüküyor beynimi ele geçirmeye başladı galiba. #direntemporallob
7
sinir sisteminin ani deşarjları sonucu ortaya çıkan ve yineleyen bi durum.
*basit nöbet: kas seyirmeleri, anlamsız konuşma ve sesler çıkartma ile gözükür. bilinç kaybı olmaz.
*komplike nöbetler: konfüzyon,* uyarılara karşı duyarsızlık, saçma hareketler yapar.
*petitmal nöbetler: çocuklarda görülür. günde 50-60 olabilir. ani olarak başlar.
*miyoklonik nöbetler: ani kas kasılmaları şeklinde olan nöbetler.
*grandmal nöbetler: en çok görülen türdür. beynin 2 tarafını da etkiler.
nöbetlerin evleri:
-epileptikus evresi: çığlık evresi de denir. diyafram spazmı gelişir. hasta bu nedenle ses çıkartır ve ardından bilinci kapanır.
-tonik evre: devamlı kasılma evresidir. 30 - 40 sn.
-klonik evre: kasların gevşediği evredir. 25 - 40 sn. bu evrede bilinç geri gelebilir.
postiktal evre: bu evrede hasta derin bi uykuya dalar.
9
Genellikle şuur kaybı ile birlikte olan ve nöbetlerle giden bir sinir sistemi hastalığı.
beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan nörolojik bir rahatsızlıktır.
11
bazen haline şükrettiriyor. bugün çocukluk arkadaşımla kadıköy belediyenin önünde muhabbet ediyorduk.bu orada ihaleci olarak çalışıyor. askere gidecek çıkış işlemleri filan, birkaç ıvır zıvır var. aynı daireden bir hanım geldi yanımıza. o anlattı ben dertlendim. hayır mevzu askerlikten açıldı. 3 kuşak göztepeli olduğundan filan bahsetti sonra nasıl epilepsiye geldi bilmiyorum. oğlum epilepsili gitmediğimiz doktor kalmadı dedi. almanya'ya filan gitmişler artık. bende de var tabi bu hastalık. belki empati olur diye söyledim ama kadının yüzünden düşen daha da bin parça. benim oğlum gezemiyor bile diye açtı çeşmeleri. yerin dibine gir emre dedim kendime. gir amk. iyice detaylıca anlattı. ilk teşhis konuldu 60 gün yoğun bakımda yattı. konuşmayı bile unuttu çocuğum dedi. bu kadar ağır bir vakayı hayatımda ilk kez duydum heralde.
12
diğer adı sara olan hastalık.birçok çeşidi var.yıllarca bu hastalıktan muzdarip olmuş biri olarak söylüyorum,tedavi süreci gerçekten sabır gerektiriyor.düzenli olarak ilaç kullanıp bıraktığımızda yeniden nöbet olursa,ilaç tedavisine aynen geri başlanıyor.depakin chrone ve tegretol gibi ilaçlar kullanılıyor.şükür ki geçti,gitti.
13
Ateş veya ani beyin hasarı olmaksızın tekrarlayan nöbetlerle karakterize hastalık.
14
yakın arkadaşımın hastalığı. insan bir türlü alışamıyor. nöbet geçirdiği sırada ağlayasım geliyor hep.
15
ailemizin bu dünya üzerinde imtihanı kendileri.
ellerinizden öper 8. sınıfa giden erkek kardeşim var. bu meretle tanışmamızsa 3 yaşına dayanıyor. yaklaşık olarak 11 yıldır ilaçlar, doktorlar, hastaneler derken hepimizden bir şeyler aldı bu meret.
bazen kardeşimin gözlerine bakarken kendimi kötü hissediyorum. ulan diyorum, çocuk değil de keşke ben çeksem şu mereti ama yok işte. olmuyor.
bu öyle bir meret ki aniden gelip siz de sarsıcı etkiler bıraksa bile atağı geçiren kişi için pek bir şey ifade etmiyor. düşünsene kardeşin aniden annesini tanımıyor, babasını bilmiyor ama bir dakika sonra kaldığı yerden devam ediyor.
zor. çok zor.
burada bu mereti daha fazla dramatize edebilirim ama inanın hiçbiri gözlerinizle gördüğünüz kadar dramatik olamaz.
peki allahın adaleti nerede? bu çocuğun ne günahı var? geleceğini mahveden bir ilaçla daha ne kadar gidecek?
bilmiyorum. bu hastalık beni maneviyat olarak yoruyor. lanet olsun.
16
kontunuzun da sahip olduğu hastalık.
nöbetleri o kadar çok çeşitlilik gösterir ki, hepsi yazılsa derya deniz olur.
bende refleks epilepsi var. ses ve ışığa karşı duyarlıyım. aşırı üzülüp aşırı stres yaparsam da nöbetlerim sıklaşıyor.
ama halen garizmayım.
17
bende de var.
nasıl olduğunu hatırlamıyorum, bir gün ateşli bir şekilde yatakta yatıyorum. çat diye dünyayla bağlantım kesildi. bayılınca tek hatırladığım apır sapır halisünasyonlar gördüğümdü. tam olarak tarif edemiyorum. ancak vücudum kaskatı kesilmiş çenem filan kitlenmiş.
sonradan uyandım tabi. bilincim yerine geldi. ancak halen bünyemde mevcut. eskisi kadar şiddetli değil. yaklaşık 10 senedir hiç bayılmadım. sadece ara ara ufak nöbetler şeklinde yokluyor.
18
1 kere epilepsi nöbeti geçirmiştim. Sonrasında hemen eeg'ler çekildi tabi. Son olarak sonuçlar temiz çıkınca derin bir Ohh cekmistik.
19
Canım arkadaşımda mevcut olan hastalık.
Arkadaşım benden birkaç yaş büyük ve yeni öğrendi bu hastalığa sahip olduğunu, kendisi aynı zamanda anksiyete ve obsesyon sahibi bir birey.
Arkadaşlar epilepsi daha önce yalnızca nöbet geçirmeye sebebiyet veren süslü bir isme sahip hastane odaklı dizilerde gördüğüm bir hastalık idi.
Söz konusu dostum olduğu için araştırdım, bizimkinin durumu çok ağır görünmüyor, ilaç kullanmaya da başladı fakat beni tedirgin eden birtakım değişikliklere kafayı takmış olması, kendini suçlaması vs.
Epilepsi hastası olan ya da yakınlarında bulunan biri varsa rica ediyorum, bu tip bir durumda nasıl davranmalıyız, yani şu anki kararlarını ciddiye almalı mıyız? Kendisine nasıl destek olabiliriz?
Hürmetlerimi sunuyorum.
20
Nöbetlerini dışardan gözlemlemesinin pek korkutucu olduğu hastalık. Bu sebepler eskiler ilahi bir hastalık olduğunu düşünüp(gerçi hangisini düşünmemişler ki) kutsal hastalık demişler.
Zamanla bilimsel metotlarla kutsal hastalığın üzerie gidildi. "Beyindeki bir balgam tıkanıklığı" ilk bilimsel bakıştı.
↑