1
genelde annemle uzun yollara gitmem gerekliliği sonucu ortaya çıkarlardı.pek tadını çıkaramadığım çocukluğumun bir yandan sevip bir yandan da çok korktuğum yanıdır.o dönemler otobüs kazaları sık yaşanırdı ama uçaklar piyasaya yeni yeni ısındığı için rağbet görmediğinden mecburen otobüslerin sigara ter karışımı kokularına maruz kalırdık.malum o dönemler otobüslerde sigara da içilebiliyordu.yine de walkmanı kulağına takıp dinlemenin,ergenliğe girecek olmanın ya da girmenin farkındalığıyla yan koltuklarda oturan yaşıt kızları hunharca,fütursuzca kesmenin,dağıtılan keklerin meyve sularının,annemin omzuna başımı dayayıp uyumanın tadına doyamadığım yıllardı.şimdi hepsi uzakta kaldı.
2
her şey gibi büyüyünce eskisi kadar keyif vermeyen yolculuk. küçükken keyfini çıkarmak için 12 saatlik gece yolculuğunda bile gözlerimi kırpmazdım. bir keresinde babamla sivas'a giderken yolda otobüs bozuldu bütün ahali inip otobüsü itmiştik. bozulan otobüsün hangi firmya ait olduğunu az çok anlamışsınızdır.
(bkz: metro turizm )
3
bi keresinde annem kusarım diye siyah poşet almıştı yanımıza ama ben anneme fake atıp altıma sıçmıştım. olsun kadın anam bilememiş neyin nerden çıkacağını ama gidiş yolundan puanı haketmiş bence. gerçi dayağı yemiştik orası ayrı.
keyifli yolculuklardır.
4
anneyle babanın oturduğu ikili koltukta aralarında ya da kucaklarında oturarak hem onların hem bizim eziyet çektiğimiz yolculuklardır. keyifli hatırladığım bütün yolculuklar otobüste boş koltuk olduğu zaman muavinin beni oraya almasıyla geçen yolculuklar.
5
anneyle yapılırsa kusmaya tedbir olsun diye annenin yanında poşet aldığı yolculuktur. bir keresinde 6 saatlik bir yolculuğun son saatinde öyle midem bulanmış ki anneme diyorum ben kusacağım. annem de çıkardı poşeti dayadı beni köşeye bekliyor öyle. poşetin içine de yolculukta yenir diye fındıklı hanımeller koymuş. ben onun kokusunu duyunca başladım kusmaya. o gün bugündür ağzıma fındıklı hanımeller sürmedim sürmem de.
6
Daha rahattı o zaman yolculuklar ya. Yere yatırıyordu annem. Bir kaşıkta calpol içiriyordu uyumamı kolaylaştırsın diye oh mis.
7
walkman'i tak,
camdan dışarı bak,
varsa kahve iç.
(15-18)
sürekli,ne zaman varacağız diye sorup dur.
kek ye.
(0-9)
8
10 yaşında ağrı’ya giderken abd’li bi hanımefendiyle tanışmıştık.
Çok tatlı biriydi.
Ülkesine dönünce mektup ve hediye göndermişti.
Hayatımın en tatlı otobüs yolculuğuydu sanırım.
9
hiç ağladığımı hatırlamadığım yolculuklardır.
kusmukla da ilgili hiç anım yok ama çok dolanırdım otobüste diye hatırlıyorum. onunla bununla arkadaş olurdum.
ömrümüzün yollarda geçeceğini biliyormuşum sanırım. o zamandan alışmışım.
11
halk otobüsünde istifra ettiğim bir sefer şoför tarafından anneme “benzin mi içirsek yenge?” diye sorulup şoka sokulduğum yolculuktur.
12
hala unutamam o pet şişeye işeme olayını. çok utangaç olduğumdan baya direnmiştim yapmamak için ama annem döve döve işettirmişti.
13
istanbul'dan hatay'a, hatay'dan suriye'ye, suriye'den ürdün'e, ürdün'den suudi arabistan'a gitmiştik. 3 gün tuttu. bacaklarım şişti.
14
benim için eziyet olan yolculuklardı. efsane bir şekilde araba tutardı beni, ortalama 1-1.5 saat sonra midem bulanmaya başım ağrımaya başlardı. klima varsa ve hiçbir şey yemeden içmeden takılırsam sorun olmuyordu. ta ki arabanın içine bir tütün kolonyası binene kadar..
sigara içmekten ziyade tütünde banyo yapmış gibi kokan kişiler, midemi bulandırıyorsunuz. gerçekten..
15
Çocukken hiç otobüse binmemiş krallar bu başlığın altında ağlıyor. İlk otobüs deneyimimi 8. sınıfta çanakkale gezisinde gerçekleştirmiştim.
16
Koridor ortasında yatan adamlar . önden bir sigara dumanı gelirdi . hindistan belgeseli gibi bir otamdı.
17
Çileli olsa da, cam kenarında oturmak isteyen çocukluk heyecanlarımız da vardı.
18
annemin kucağında kulaklık takılı vaziyette geçirdiğim çocukluktur. o zamanlar çok havalıydım çok. şimdi gören kaçıyor.
19
hayatımda geçirdiğim, güzel hayaller kurduğum; en tatlı anlardır.
↑