226
"Yoruldum, patron. Yollarda, yağmurda yalnız bir güvercin gibi olmaktan yoruldum. Hiçbir zaman ne yapacağımı, nereye gideceğimi söyleyecek bir dostum olmamasından bıktım artık. En çok da insanların birbirine kötü davranmasından bıktım. Dünyada her gün hissettiğim ve duyduğum acıdan bıktım. O kadar çok var ki sanki kafama cam parçaları sokuluyor. Her zaman, her zaman… Anlayabiliyor musun beni patron ? Her zaman bu acıyı taşıyorum.
Karanlıktan korkuyorum patron lütfen ışığı kapatma."
(bkz: yeşil yol)
-ciddi
227
fanteziler gerçek dışı olmak zorundadır. çünkü istediğiniz şeyi elde ettiğiniz anda, artık onu istememeye başlarsınız. isteğin devam edebilmesi için, objesinin sürekli olarak eksik olması gerekir. istediğiniz o şey değil; onun fantezisidir. istek, çılgınca fantezileri destekler. "sadece gelecekteki mutluluğumuzun hayalini kurarken gerçekten mutlu oluruz" derken pascal'ın anlatmak istediği de buydu. bu nedenle "avlanmak, öldürmekten daha zevklidir.", ya da "ne dilediğine dikkat et." deriz. ona sahip olacağın için değil; ona sahip olduğun zaman artık onu istemeyeceğin için.
229
Unutma Red umut iyi bir şeydir. Belki de en iyisi ve iyi şeyler asla ölmez.
(bkz: the shawshank redemption)
230
-bir amcam vardı, bir gün falında kırmızı elbiseli bir kadına aşık olacağını okumuş. o da sokağa çıkmış bütün gün aramış ve birini bulmuş, 6 ay sonra evlenmişler.
+ yalan söylüyorsun.
-iki yıl sonra kırmızılı kadın amcamı boşadı, sahip olduğu her şeyi alıp gitti. ve amcam hala! şu anda bile, kırmızılı kadını arıyor. çünkü yanlış kadına rastlamış...
the number 23
231
--o zamanlar kaymakamın bir kızı vardı ya..
-hıı.
--leman..saçları taa buralarında.rüzgarda yürüdü mü sanki pelerin sahibi bir balerin gibi oluyordu..o gün de maça gelmiş.ben devamlı terliyorum daha maç başlamadı ha..neyse maç başladı. hemen bir korner oldu.korneri bizim rıfat atmıştı. bir yükseldim topa ikinci dakikada köşeye taktım golü.alkış.. kıyamet.. bir döndüm bizim leman ayağa kalkmış alkışlıyor.
-kaç sene kalmıştı o kız burada?
-- 2 sene.giderken bana bir mektup bırakmıştı izmire gelirsen ara diye.ben de 5 sene sonra gittim.
-ee bulabildin mi?
--buldum. hatta bir de çay içtik.. ben.. o.. bir de kocası... o ara golü yemişiz haberimiz yok anlayacağın..
232
-why are you wearing that stupid bunny suit?
+why are you wearing that stupid man suit
(bkz: donnie darko)
233
Filmin ismini hatırlamıyorum. Zenci bir arkadaşın şu repliği çok iyiydi : 'Lanet olsun dostum ışık bile beyaz.'
236
"sky! thank you for crying with me."
237
Çoğu kişiden epey zeki olduğum için hatalarım da o derece muazzam oluyor.
(bkz: Albus dumbledore)
238
Vanity, definitely my favorite sin...
(bkz: the Devil's Advocate )
Ayrıca (bkz: Paint it black)
241
"ben kahvede herkese 'asuman benimki' demişim artık!"
242
o olduğuna inanmamıştım, bir rüya gibiydi...
ama işte oradaydı, tıpkı hep hatırladığım gibiydi...
narin ve güzel yüzü ve peynirli bir sandviçi odanın diğer köşesinde eritebilecek vücudu ve göğüsleri, sanki şöyle der gibiydi; "hey! şunlara bakın!"
dizlerinizin üstüne çöküp tanrı'ya erkek olduğunuz için şükretmenizi sağlayacak türden bir kadındı evet...
ah... kesinlikle bana annemi hatırlatmıştı bundan hiç şüphe yoktu...
(bkz: the naked gun), 2. seri.
243
-ne len bu? doğu afrika kongosu sterliniymiş, nereme sokiyim lan ben bunları?!
+abi işte kontratta kira dövizle ödenebilir diyor biz de dövizle ödedik daha ne abi
(bkz: neredesin firuze)
244
"Just because you are a character doesn't mean that you have character."
(bkz: Winston wolfe)
(bkz: pulp fiction)
245
ensest film replikleri okudum ve bir anlığına şok oldum :OoO
246
Hâlâ yaşayacak kadar şanslı olanlar, alın hayatlarınızı gidin!
Ama kaybettiğiniz organları bırakın. Onlar artık bana ait.
-the bride-
(bkz: kill bill vol.1)
-ciddi
247
come onç i want you to do it. come on hit me.
(bkz: the dark knight )
250
Bodrumda savaşmanın pek çok zorluğu vardır. Birincisi; bodrumda savaşıyorsun.
(bkz: inglourious basterds)
↑