kayıt

canan karatay

  1. 26
    su an trt 1de konusan insandIr.
    kendisini ne zaman gorsem aklIma yukito gelir. bugun de seni andIm canan reyiz.
  2. 27
    Bomboşş birisi bu kadın. Televizyonlarda anlattığı her şey palavra. Buğday, arpa, yulaf bilmem ne yemeyin diye atıp tutuyor. Bunu hangi unvanla yapıyor? Doktor.. Ama ne doktoru??

    Neyse tv aldatmacında milyonlarca insanı kandıran bir şaklaban sadece. Muhtemelen birilerine hizmet ediyor, bir amaç doğrultusunda yapıyor bunu. Doktor diye de her dediği doğru kabul ediliyor avam kitle tarafından. Takmayın, dinlemeyin.
  3. 28
    yulaf, arpa, yonca vesaire eski donemlerde asil itibariyle esek ve atlara yedirilmek maksadiyla ekildigi icin son derece hakli olan kadin.

    bugday konusunda da hakli. kiloya ceviriyor iste, yemeyin kardesim.
  4. 29
    kadıncağızı bünyeyi sağlam tutun dedi diye harcadılar. bu kadar basit ve doğru bir yaklaşım korku tacirlerinin ve korku tacirlerinin takipçisi güruhun hoşuna gitmedi elbette.
  5. 30
    koronavirüs sürecinde medya tarafından anlam verilemeyen şekilde harcanan kalp ve iç hastalıkları profesörüdür.

    söylediği her şey doğruydu. ekranlarda kendisine, "koronavirüs'ten nasıl korunmalıyız," sorusu sorulduğunda verdiği cevap, "bağışıklığımızı güçlü tutarak," şeklinde oluyordu. bu cevabı peşine sorulan soru hemen hemen her programda standart olarak, "kelle paça içerek mi," şeklinde seyrediyor ve bu soruyu da, "bağışıklığımızın güçlü olması gerekiyor ve bunun yöntemlerinden bir tanesi de elbette ki bu," şeklinde yanıtlıyordu.

    sülalesini siktiğimin medyası koskoca kalp ve iç hastalıkları profesörü kadının lâkabını buncacık diyalogtan ötürü kelle paçacı canan ilan etti ya, diyecek laf bulamıyorum. spor yorumcusu mu, siyaset programı moderatörü mü, deprem uzmanı mı olduğu belli olmayan fatih altaylı'nın bir programına bir dizi doktoru toplayıp koronavirüse çare aradığını hatırlıyorum. programa, "bugün aramızda kelle paçacılar bulunmuyor, biz doğru düzgün konuklarla bir program yapacağız," şeklinde bir girişi bulunmaktaydı. insanın, "ne oldu, bi'halta derman olabildiniz mi bari," diyesi geliyor?

    aslında ben medyanın çoktan geri adım atmış olmasını bekliyordum. henüz itiraf edemediler. ancak bir gün birisi çıkıp kral çıplak diyecek ve ondan sonra, "aa, kadın da haklıymış," şeklinde sapır sapır dökülmelerine tanık olacağız.

    nihayetinde...

    evet, koronavirüs'ün şu an için herhangi bir tedavisi bulunmuyor. tedavide kullanılan ilaçlar bile hastalığı yok etmek için değil, vücudun hastalığın yıkıcı etkilerine karşı direncini arttırmak için... o gün de durum böyleydi, şu anda da durum böyle... ta ki antikora yönelik direkt bir tedavi ve/veya aşı üretilene dek! canan karatay ilk günden bu yana, "hastalığın tedavisi yok, bağışıklığınızı yükseltin, doğru beslenin, doğal ürünler tüketin, yürüyüş yapın, spor yapın, hareket edin, güneş ışığından faydalanın," diyordu ve bunun için gerekli olan gıdaları ve yöntemleri ayrıntılı biçimde anlatıyordu. bana hastaneden taburcu olduğumda doktorum tarafından söylenen de bunlardı.

    medyanın gücü tabii... öyle ki, sağlık söz konusu olduğunda tıp profesörleri yerine medya mensuplarını ciddiye aldırır türden...