kutup sözlük yazarlarının şiir denemeleri

Gün esnerken,
bana hüzün tutmak düşer.
Bu acılar dünyasına
parmaklarımdan ağıtlar akıtırım.

Nihayet,
yalancı bir meddah
gelip okuyacak insanları toplayıp kendi etrafına
ve bastonu uzayacak
yanlış okuduğu için ağıdımı!

Üzülmeyeceğiz,
umuyoruz ki:
Burnu hiç uzamamış bir pinokyo,
elbet anlatacak bizi!

ölüme şiir

uzun bir yoldu gece vakti gidilen,
bir ömürdü bu, açlık ve sefaletle geçen,
serinlikti yağmurla, gökyüzünden gelen,
vardı sevilen, istenen, ama hiç gelmeyen...

Uyuyamıyorum.
Belkide uyumadan
senin kokunu alamadğım içindir
Yada
Gözlerinin içinde
Kaybolamadığım için
Sensizlik okadar zor ki
Deliyorum
Kendimi
Yaşadığımı hissedemiyorum
her yerde sen
sana ait olan şeyleri görüyorum
Aklımdasın.
Ama yanımda değil
Yetmez mi bu hasret
yetmez mi bu ayrılık
Beni sensizlikle terbiye etme artık!!

denemeden delemezsin dengelerini hayatın
derlemeden dillerini dinletemezsin kendini
delilikle delirmeden duyamazsın seslerini denizlerin,
inceldiğin yerden kopmazsan sonunda, geçemezsin;
dardır bu hayatın dehlizleri

dengesizliğimin sebebi darlanırım densizlerin düşüncelerinden
duramıyorum gençlerin dimağları hep düşünce yerinden
destursuz dalma konuşmaya, dalarım düşüncelerine inceden

düşünceleri dizginlemek haddim değil dikte etmek;
fakat senin dahili hafızana biraz dikiş dikmek gerek
dünya düşse bile düzelmeyecek senin için felek,
gerzek

denemeden değişemezsin delmeli dengelerini düzenin
düzeni düzersen sevmez seni,
dünya zaten sevmedi hiçbir zaman iyileri
de ve da ile ayrılır düşüncelerin
düşlerin ile düş aydınlığa,
götür hayatın dürümlerini

- selam asonans,
selam aliterasyon,
sonundan selam pis boğazlık,
selamlar. -

bir pasta söylemiştik
meyveli ve krokanlı
nereden bilecektim ki
bu karşımdaki kıro kanlı
çay da söyledik üzerine
tek şekerli filan
bunun için bir de ben
yüz elli gram kilo aldım,
aman ya!

(bkz: durum hikayesi şiiri)
(bkz: konudan kovulmaya oynayan yazar)

AĞLAYAMIYORUM

Ağlayamıyorum,duyamıyorum sesini şarkılarda ,
Göremiyorum gözlerini;
Düşünemiyorum bir ömür boyu sensizliği,
Şu hayatta.
Seviyorum seni bütün kalbimle,
Sesleniyorum ruhumun derinliğinden ;
Akıyorum su misali,
Sana doğru.
Yaşıyorum solan bir çiçek gibi,
Kırıldığında üzülen, filizlenmeyen.
Suladıkça güzelleşen
Her baharda açan leylak misali…
Neredesin be nur yüzlüm,
Terk-i diyar eyledin;
Kayboldun rüyalara,
Sevmek haram bana.

Göğe yükselen bir beyaz meleksin,
kanatlarını açıp sevdiklerini kucaklıyorsun
Zaman akıp gitse de aynen olduğun gibisin
Yüreğin bir ekmek fırını kadar sıcak
O sıcaklık içimi ısıtıyor ve
ay ışığında dans ediyoruz beraber

Vazgeçmeyi düşünmediğimiz bir yoldu aşk yürümek her zaman zor ve engelli
ama vazgeçmeden sevmeyi, ölmeyi göze alan insanlardan öğrendik biz devrimi
aşk da bir devrim olacak sa dünyada senin sevgin sevgin devirecek aşkı bulamayanları.
Senin sevgin gene yola getirecek amaçsız yaşayanları gene senin sevgin bitirecek bu savaşları
aşkın o kadar ince bir uğultu ki o getirecek dünyayı kendine yok olmaya yaklaştığı en son dakikada

güzelmiş bu, şiir formuna getirsene nesir olmuş bu.
teşekkür ederim uyarı için düzenledim

zapel kaytuda
apel kaytuda
pel kaytuda
el kaytuda
l kaytuda

kaytuda
aytuda
ytuda
tuda
uda
Da
A

Putuk
Utuk
Tuk
Uk
K

Toprağa ve kumruya kırıntılar bırakıldı,
Boş tabağı aldı ölümsüzlük, bir sınırın fotoğrafıyla
Yüzmeyi bilmeyen kadınlar için uçmaya yeltendi,
Uçamadı gitmek için gelemedi yüzmek için
Tutarsızlığı kanadına takıp düştü
Bir fidan oldu toprak içinde
Durakları süslediler ondan açan çiçeklerle
Yazgısını kazıdılar duvarlara
önünden geçenler
her harfe bir kulaç attılar
Hareket saati gelen otobüsler
sıraya girdiler
yazgıda bir koltuk bulamadılar.

ne kadar da benzerdi bulutlar o gözlerine gökyüzünde,
sessizlik akardı kalbimiz de, o dilin de harfler dökülünce,
uçmak istersin zamansızca, dertlerin ortasında boğulunca,
sen gelirsin o an aklıma, kuşlar, bahçeler ve ağaçlar da.

boğuluyorum bura da nefessiz kaldım ağlıyorum,
susuyorum aşklara, sıkılıyorum ve bunalıyorum,
yağmurlu hava da terliyorum, çare nedir bulamıyorum,
tüm bunlar olurken bağırıyorum ve ben artık yoruluyorum...

sevgiliye şiir

büyük yangın vardı o çıkmaz kalpler durağında,
sessiz geldi ölüm, anlayamadım dudağında,
bitirdi sevdan beni, öldüm yeniden şarkılarda,
keşke hiç bakmasaydın o ateş açan gözlerinle...

ancak yağmur göğe karışırsa renkler dökülür.
ancak, usa boyanmayan anılar simsiyah kesilir.

yürünürse tüm yollardan yalnız,
ölüme varılır.
denizin boş kabuğundan yalnız,
özlem sesi duyulur.

kışın var olamayan ağaçlardan zaman dökülür.
beraber neye bakmışız da mavi böyle güzel görünür?

Düşündükce gözlerini,
Yıldızlar kaybediyor parlaklarını
övüneceği tek şeydi yıldızların
sönüyor, sönüp gidiyor, yok oluyor
Soğuyor , donuyor
koca buzdan misketlere benziyor yıldızlar
o koca yıldızlar utanıyor
utanıyor büyüklerinden
büyük olmalarından
Haykırıyorlar bana
Değer mi?
Onun uğruna değer mi
döndüm baktım onlara
bakınca parladılar, ışıldadılar
Yine yandılar
Buldular yandıkları ateşi
kavruldular...
okadar sıcaklardı ki, acı çekiyorlardı
Dedimki onlara
Siz buldunuz mu ? Buldunuz mu?
O yüce çöldeki Vahayı
o sizi serabıyla bire
korkularından, acılarından, yakarışların
En, en büyğünden kurtaran
Cennet parçasını
Yıldızlar anladıki
Sen en kötü durumdaki
Umut ışığımsın.

Putukcum sana geçen jaimelannister pıttık dedi
Umursamadın mı görmedin mi bilemedim
Tabi sana mı düştü sümsük de diyebilirsin
Umarım okumazsın şiyirimi
Kucak dolusu sevgilerimi sunuyorum benim küçük künefeciğim.

Merhaba adam.
Adam diyorum, çünkü ben pek kalıbından dolayı adam demem insanlara.
"Beyefendi" derim, "bayım" derim. Belki de "pardon, bakar mısınız?" derim.
Adamlığın da pek cinsiyeti yoktur zaten.
Sadede geleceğim;
Bir kaç isteğim var senden, ufak tefek
Alsak başımızı buralardan da
Kimsenin olmadığı diyarlara gitsek.
Tek derdim, kafamı koyduğum göğsünde atan kalbinin ritmini kaçırmak olsa.
Yağmuru çok severim bilirsin.
Çocuklar gibi şenimdir her yağan yağmurda
Hatta bir o kadar da korkarım gök gürültüsünden.
Sığınacak ev ararım. Ev olur musun?
Sahi, sever misin yağmuru benim kadar?
Islanır mıyız yağmurda?

Sana verebilecek pek bir şeyim yok benim.
Biraz sevgi veririm, bir o kadar da neşe.
Al birini vur ötekine.
Şarkılar söylerim sana, çay demlerim;
Çayın sevgiyi ifade ettiği diyarlarda.
Gerçi, ben pek güzel yemekler de yapamam sana ama.
Sever misin beni yine böyle de?

Kalbim hastalıklıdır benim.
Hastalık dediysem korkma, kalbimin içindeki çocuk hasta.
Hep ilgi bekliyor, hep çok kıskanç.
Bakma sen onun suskunluğuna.
Ona küçükken hep susmayı öğrettiler.
Bilirsin, saçma sistemin basit ezberleri işte.
Sussam da sever misin beni?

Kusursuz sevginin olmadığına inandım,
Kusursuz insan yok çünkü.
Çok düştüm ben, bir sürü yara izim var bedenimde.
Yine de sever misin beni böyle?

Bak inan, iki elim kanda olsa koşar gelirim sana.
Kızar. Banane. İçimdeki çocuk ağlıyor bugün.
Pes edecek gibi oluyor.
Bu yüzden sana geldim.
Dizinin dibine oturup saçlarımı sana sevdirmeye geldim.

...

Şart Kipi

Bilseydim
Köyümün rüzgarlarının
Ciğerlere toprak dolduruşundaki hikmeti,
Kentin asık suratından nasıl kahkaha işitilir
Anlasaydım,
Beni bu denli sarıp sarmalayan
Ve kulağıma ninniler fısıldayan
Tereddüt nedendir
Kavrasaydım,
O zaman bırakırdım duvarlara yaslanmayı...
Güneşe bakmayı terk eder,
Korku ve utanç kokan ağzımdan
Bir şiir dökebilirdim.

Olur ya
Bir motor sesini bastırabilseydim
Asfalta sürmeden yüzümü,
Şiirlerini okumadığım serçelerden
-bir özür borcum olacaktı onlara-
Af dileseydim,
Tüm bu utanılasılığım
Beni Adem oluşumdan olsaydı,
Bilirdim bir çocuğa tarifindeki zorluğu
Bu çağa ölmenin.

Belki o zaman
Bir doğmak nimeti bahşolunurdu bana.
Ki doğsaydım,
Ağlardım...

insanlar sıraya girerdi senin için
Ama sen benimdin
herkeste yok diye bilirim
hurin thalion'un gözdesi misin

Hangi gruptasın söyle
Paket içinde rahat mısın böyle

Senin değerin oldukça fazla
Neden hala duruyorsun orda
Bir iki dön etrafında
Ulaşmak zordur sana canım çamaşır makinem

ÜNLEYİŞ

(1)

Eyvah!
Güvercin yok! Güvercin yok!
Bulun güvercini aman bulun ha!
Eyvah bulamazsanız!
Bulun, bulamazsanız ben ölürüm!
Dostlar arayın!
Bulun, bulamazsanız sizi ben öldürürüm!

(2)

Günah
Bu yaşadığınız dünyada
Yaşamamak için yaşamamak.
Dostlar anlayın!
Cepte kaybetmeye yer yok.
Vay halimize! Kaybetmeye yer yok!
Dostlar, kazanın!
Kazanmazsanız
Ben yokum unutun beni,
Siz yoksunuz,
Evet unutun onları da unutun!
Hatırlamak bir hoş hatıra olsun
N'olur anlayın!

(3)

Ervah!
Siz de işitin sözlerimi!
Bir garip uçurum ki bu,
Düşmeyenler de ölüyor.
Atmışsınız ya cesedi omzunuzdan,
Hafif kurtuluşlar getirin bana.
Dostlarımı unutmayın ha!
Bir değil, iki değil, bin değil
Çok kurtuluşlar getirin bana!
Aman çabuk!
Aman acele!
Yoksa omzumuzdan atmadan
Bu ceset
Çürüyecek.

Anlatacak kadar kalemim yok
Bunu aklına sok
Lâl oldum gözlerinde
Vuruldum sözlerinle
Dilin dilime giren ok
Sen konuştukça sustum ben

(Hı şimdi ben bunu kime ithaf etsem?)

de ayrı
da ayrı
sen ayrı
ben ayrı.

Ben tarafından bana yazıldı, olmuştur -

Edit: ben tarafından silindi, sebebi kendimle aramdaki ilişkiyi herkese açmaktan vazgeçmiş olmam. Merak edenine yazıldı

amca ben seni bir daha göremem
göremeyince
sana düşündüğümü diyemem
bir metroda yanyanayız
etrafımız açık
kaçmış şehirliler bizden
şehir yukarıda kalmış
amca senle ben aynı dalın
alakasız yaprakları mıyız?
durmuşuz kalmışız
bilmiyorum neden herkes güçlü
nedir bizim çaresizliğimiz
utanmamız

tümünü gör

↑