kayıt

anlamsızlığı anlamlandırmaya çalıştığımız anlamsız anlar

  1. 1
    hiç'liği kabul etsek sanki nihilist olacağımızı sandığımız anlardır.

    en büyük anlamsızlığı anlamı olmayanlara yüklediğimiz anlamlarla yaşamışızdır belki.
    belki yaşadılar.
    belki deliler ya da,
    bu başlık gibi.
  2. 2
    Paradoksal bir durumdur.

    Sanırım daha ziyade camus'un yabancısı bunu tam anlamı ile yaşayabildi. Dünyevi olan hiçbir şeye hiçbir anlam yüklemedi ve herhangi bir şeye bağlı kalmadı. Yaşama atıldığının farkına vardığı andan itibaren anlamsızlıkların farkına vardı. başka bir camus karakteri olan sisifos'u da ele alırsak eğer, camus ne varlığı ne de hiçliği yüceltmiyordu. İntiharı yersiz kılması ile, pesimizmi ve anlamsızlık acısını da yüceltmiyordu. Camus'un yarattığı karakterlerin yaşamda yansımasını göremiyoruz. bu yüzden bir sürü pesimist var. anlamsızlığa yükledikleri acılar bütünü vesaire, bütün bu yaşam içinde yeni bir eksen çiziyor: yaşamın gerekliliklerini ortaya koyuyor, acının da yaşamsal bir duyu olduğunu gösteriyor.

    Önemsizliğin, bir başına bırakılmışlığın, anlamsızlığın farkına varan kişiler genellikle pesimizme sarılarak, yaşamı reddederken acılara anlam yüklüyor evet. mesela Hubert Selby'in Bekleme Dönemi'nde yarattığı isimsiz karakterin, kendi sebepsiz anlamsızlığından bulantı duyması, rutin bir şekilde monotonlaşarak ilerleyen hayatından yana problemlerinin artmasından ötürü yaşamsallığı reddetme hakkını kullanarak intihar etmek ister, ama iki gün gecikmeli olarak alabileceği silah ruhsatını beklerken gezegendeki çürümüşlüğün kaynağı olan gereksiz insanları yok etmeye koyulur. Kafasındaki intiharı erteler, ve kendini öldürmek yerine çürümüş elmaları dallarından kopararak temiz bir huzura kavuşmak ister. Ama yine de ertelediği intiharı bir türlü gerçekleştirmez, saatlerce ağzına soktuğu namlunun tetiğini çekecek kadar batmıştır yaşamın nefret duygusuna O, isimsiz bir seri katile dönüşen bu adam artık yaşamın gereklerini yerine getirmekle meşguldür.

    bu yüzden bütün istençlerden arınırken acıları da yadsımalı nihilist kişi. bir intihar edim fikrinin de acı odağından tamamen uzak olması gerekli.

    (bkz: intiharın apolojisi)

    ve bu konuda, hiççi bir intihar konusunda tanıdığım tek insan da Philipp Mainländer olmuştur.
  3. 3
    yelkovan ile akrebi üst üste görmek ve sevdiğimizin bizi düşündüğünü düşünmek.
    o şapşik ve salak gençliğimizde böyle felsefi bir söze dahil olduğunu bilmyorduk tabii.