kayıt

hayata dair iç burkan detaylar

  1. 281
    (bkz: Büyüdükçe aile bağlarının zayıflaması)

    Eskiden çevremde gördüğümde çok garip gelirdi, büyüdükçe nedenleri anlaşılıyor..
  2. 280
    geçenlerde bir abi işe başladı. iş bulma umuduyla aydından kalkıp gelmiş. ne bavulu var ne bi eşyası. bavulu geç cüzdanı bile yoktu. cebindekileri çekmeceye koymamı istedi çalışırken düşmesin diye. cebinden çıkan üç beş parça şey oldu. banka hesap cüzdanı, kimlik, akbil, bir iki numaranın yazılı olduğu küçük not kağıdı ve 123 lira. hepsi tamam ama o 123 lira öyle zoruma gitti ki. bugün biz belki o parayla avmye bile gitmeyiz. adam kalkıp aydın'dan istanbul'a gelmiş. dedim ben böyle hayatın taa...
  3. 279
    zamanında sanal ortamda gülüp eğlendiğin, hatta aylarca, yıllarca görüştüğün bu kişilerle bir gün bağının kopması ve bir daha haber alamamak.
    çok üzücü valla. ölse haberimiz olmayacak. belki evlendi sarışın mavi gözlü çocuğu oldu. yani yaklaşık 12-13 yıldır şu sözlük mevzularındayım ondan önce de forumlar.. çok kaliteli insanlar tanıdık, kız erkek. bazıları hala telefon numaraları ekli telefonumda. yazmasam da, yazamasam da whatsapptan son görülmelerine bakıyorum arada. yaşıyorlar diyorum en azından mutlu oluyorum. ama bazılarına hiç ulaşamıyorum. belki numara değiştirdiler belki de öldüler. üzücü.
  4. 278
    eşli batakta kız veya papazı dürtmek için jilet attığınızda ortinizden sonraki kişide hem kız hem papazın olması.
  5. 277
    Okuduğum lise evime uzak olduğu için bir zamanlar 1 saatlik yolu her gün yürüyerek gittim geldim. Bayram zamanları topladığım harçlığı yol parası yapıyordum ve bu beni çok mutlu eden bir şeydi. Kimseye de söyleyemezdim yol param yok diye. İlk yaz tatilinde işe girdim de öyle düzelttim paçayı.
  6. 276
    kışın afyon otogarında girdiğin tuvalette montunu asacak yer olmaması. montla sıçmak zorunda kalmak.
  7. 275
    Şehirler arası otobüs yolculuğunda kulaklığın tekinin bozulması.
  8. 274
    sol elimin üzerinde, hayatta nefret ettiğim insanlar listesinin ilk onunda yer alacak dayımın, küçükken beni oynatırken elimi sobaya yapıştırması sonucu kalmış, yuvarlak bir iz var. büyüdükçe soluklaşsa da, elimin üzerine kocaman bir kedi dövmesi yaptırsam da, orada durmuş, varlığını koruyor ve gitmek bilmiyor.

    hayatımda olumlu ve güzel bir izi olmayan birinin, ben de bıraktığı bir yara izi oldu bu.

    işte ruhumuzun aldığı ve bizi birer hastalıklı, korkak bedenlere dönüştüren hasarlar da bu denli derin izler bırakıyor.
  9. 273
    Yarım kalmış her detay, insanın içini burkar.
    Ne var ki hayatta geriye dönüp baktığımızda hep yarım kalanlar acı verebilecek kuvvette bize. Belki Anlattıklarımız bile yarım kalıyor bazen. Ama ne önemi var ki? Burada isteyen anlatıyor isteyen dinliyor zaten.
    Bazen her şeyi yazmak istiyorum ama beceremiyorum, bir şeyleri unutuyorum ve yarım kalıyor. Bazı işler de böyle hayatımda, hep yarım bırakıyorum ya da yarım bırakılıyorum.
    "Yarım kalan" deyince illâ kallavi şeyler gelmesin aklınıza. Bu burukluk yarım bırakılmış bir ekmekte de olabilir, yarım kalmış bir sevgide de. O burukluğun, hayatta nereden zuhur edeceği belli olmuyor.
    Meselâ ahmet amcanın oğlu samet, bardağındaki meyve suyunun hepsini içemeden öldüğü için her meyve suyu ahmet amcaya oğlunun gidişindeki burukluğu hatırlatır.
    Meselâ Hatice teyzenin kocası tuncay, iyi bi adam olamadığı için Hatice teyzeye hep yarım kalmış bir evliliği, düş kırıklığını hatırlatır.
    Hayat hep böyle şeylerle dolu değil mi?
    kendi başına bir bütünsün, tastamamsın. Sonra Seviyorsun birini, o seni sevmiyor, yarım kalıyorsun.
    Meselâ gitmek istiyorsun, gidemiyorsun. Ne sen kaldığın yerde büsbütünsün ne de gidemediğin "o yer" sensiz tamam.
    Ya da kalayım diyorsun, kalamıyorsun. Ne geldiğin yer sarıp sarmalıyor seni ne gittiğin yer salıveriyor; Araftasın ama cehenneme daha yakınsın.
    Sevdiklerin gidiyor, yarımsın.
    Sevdiklerin ölüyor, hikâyelerin yarım.
    İllet bi hastalık geliyor, hayata dair tüm planlarını düşünüyorsun bi hastane odasında, bakıyorsun bundan sonra tüm heveslerin yarım.
    Bakıyorsun çocukluğuna, baban bir kere bile sarılmamış sana, çocukluğun yarım.
    Güzel şiirler yazmak istiyorsun. Nazım gibi, süreya gibi, bayazıt ya da Atilla ilhan gibi. Yazıyorsun ama okumaya cesaretin yok, kırılıyor kalem, şiirler yarım.
    Büyüdüğün ev yıkılıyor, anıların paramparça ve sen yine yarım kaldığını hissediyorsun.
    Zaten hayatın kendisi böyle bir şey, demiştik. Ne kadar yaşarsan yaşa, bir gün öldüğünde yarım kalmış bir hikâye oluveriyorsun. Çünkü insan hiçbir zaman aldığı nefes yarım kalmadan hayallerini yarıda bırakmıyor. Belki de bazen ölene değil yarım kalan hikâyesine ağlıyoruz, kim bilir...
  10. 272
    (bkz: üniversitelerin 15 haziran 2020'de akademik takvime geçiş yapması)

    Peş peşe vize ve finale girecek olmamla kesinlikle bir alakası yok.
  11. 271
    gündemden bunalıp sözlüğe kaçınca yine gündem başlıkları görmek..

    yani evet olması gereken bu ama...neyse zaten iftar da geliyor ben kaçtım.
  12. 270
    (bkz: kızım ve kardeşim balıkesir köftesi yemeğe gelmiş)
  13. 269
    Buluşmamak için ektiğim arkadaşlarımdan özür dilemem gerektiğini fark ettim. Ben böyle olacağını bilsem koşa koşa gelirdim lan eker miydim hiç.

    - karantina sonrası yine ekebilirim onun garantisini veremem ama olsun.
  14. 268
    Malum corona günlerindeyiz. Uyku öncesi meyve ritüellerimiz 2 güne bir şekildeyken artık her gün şeklinde. Neyse efendim havuç ve portakaldan oluşan kombinasyonu yine mideye indirmekle meşguldük. Yeme faslı bitti herkes odasına çekildi. Uyku getirme youtube saatim gelmişti tam uzandım yatağa yine saçma sapan videolarla mala bağlıyorum kii o an...
    Öksürük krizi... Nasıl korkuyorum anlatamam. Koştur koştur mutfağa gittim su içtim falan ama yok arkadaş bana mısın demiyor. Olacağı yok banyoya gidip afedersiniz bir de istifra ettim boğazıma havuç yapışmış o da çıkınca geçti öksürük.
    Asıl olaya geçeyim artık kfkfkf. Banyodan çıktım abim kapının önünde ve o bakış, o sözler
    -salak sorduğum sorulara cevap versene ölüyorsun sandım. Havuçla döverim valla ben bunu anne...

    Sanırım kendimizden fazla değil de sevdiklerimizi bu virüs yüzünden kaybederiz diye çok korkuyoruz. Ölüm ensemizde sanırım ha havuç ha corona dikkat edelim dostlar.
    • ben markette çalışıyorum, kardeşim de ne zamana biter bu olay falan diyor. beni bayağı seviyor onu anladım..
    • bu arada onun olay dediği şey benim yaşıyor olma durumum. belirtmemde fayda var sanırsam.
    • ben bu sözleri hatırladıkça ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.
    • istersen omzumda ağlayabilirsin, belki ben de ağlarım.. tanrım covid 19 günleri
    • dm gel.
  15. 267
    geçen yaz kanserden kaybettiğim dostumun entrysine denk geldim az önce.
  16. 266
    demin bir seye cok guldum, oksuruk yaptI. normalde bu kadar burkmaz tabii ama corona days...millet yanlIs anlayacak.
  17. 265
    bugün iş yerinde kapanış verildikten sonra son kontrolleri yapmak için dolaşırken, personel soyunma odasında bi ustayı gördüm kapıdan. geldiğimi fark etmedi. öyle seyrettim kenardan. dolabından eline bir avuç bozuk para aldı, baktı baktı ''43 yaşında ki adamın cebinde bu paramı olur. sen adam mısın mustafa?'' dedi kendi kendine. sonra yere fırlattı. ''evden bişey isteseler ben ne yapıyim?'' dedi. ''gaspa mı çıkıyim, banka mı soyayım, adam mı vuruyim?'' yerde ki bozuk paralara bakarak söylüyodu bunları. bi cevap bekliyodu ama yok!

    kapıda göz göze geldik, gözlüğünü kaldırıp koluna sulanan gözlerini sildi, koca adam iç çeke çeke çıktı gitti.

    insanların hayatlarını mahvettiler. bırakın kaliteli yaşamı günlük hayatını idame ettiremeyecek duruma soktular.
    kim kimin hakkını yiyosa, kimde kimin hakkı kalıyosa, kim mustafa ustanın payını kendininkine katıyosa hepsinin kanını...........
  18. 264
    bazı şeylerin ne kadar çabalasan da olmaması. başta dayanamam dediğin her şeye dayanman ve bir süre sonra artık canının yanmaması. bazı sonlara mecbur bırakılmak ve elinden bir şey gelmemesi.
  19. 263
    Mesela bazi anılarin sadece fotoğraflara sıkışıp kalması ve bir daha yaşanamayacak olmasi. Ahhh hayat ahh
  20. 262
    Belli saatte girdiğin işten her gün aynı saatte çıkamamak benim için bunlardan biri. Arkadaş plan yapamıyorum.
  21. 261
    bu tweette bir adet mevcut.

    anlamayanlar icin aciklayayIm; abimiz bir kadInla 2 yIldIr berabermis. sonra baska yere tasinmis ama hafta sonlarI falan gorusuyolarmIs yine. 1 ay bile olmadI bu kadIn beni arayIp kendini yalnIz hissettigini zira bir negro nun bekaretini bozup onu hamile bIraktIgInI soyledi diyor.
    bu adama ise cIktIklarI 2 yIl boyunca evlenmeden olmaz demis kIz.
  22. 260
    Obsesif olduğum için yaptığım fuzuli harcamalardır.
    Deterjan,su,ıslak mendil,peçete,dezenfektan ve bilumum türevlerine harcadığım parayla kaç tane koç keserdim.kendime ettiğim eziyet de cabası.
  23. 259
    bugün genel olarak aldatılma hakkında konuşuldu hayatımda. insanların değişimini düşünmek ve aldatmak aldatılmak falan baya iç burktu bende.
  24. 258
    (bkz: 70 harflik bkz aramam)

    Ulan kabul vasıfsızdık da yani sonuç olarak sözlüğün de bir rengiydik.
  25. 257
    malum havalar sıcak. ben de yıkattığım çamaşırları astıktan kısa bir süre sonra, dışarı çıkacağım için askıdan bir eşofman altını aldım. hava sıcak ya, bir şey olmaz, hem üzerimde kurur* diye giydim. lan sidik gibi koktu amk. dimyat'a bulgura giderken eldeki pirinçten olduk. bir daha atacağız iyi mi...