kayıt

stefan zweig

  1. 1
    avusturyalı roman ve oyun yazarıdır bu muhterem abimiz. zengin aile bebeğidir kendileri. amok koşucusu ve satranç baş yapıtlarıdır. satranç'ı okumadıysanız çok şanslısınız hemen bu heyecanı yaşamak için acele edin. zweig, 2. dünya savaşında dünyanın içinde bulunduğu durumu kabullenemeyerek karısıyla beraber intihar etmiştir.
  2. 2
    "insan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. bekleyip durur insan. hiçbir şey olmaz. insan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür. hiçbir şey olmaz. insan yalnız kalır. yalnız yalnız."
  3. 3
    satranç isimli muhteşem öykünün yazarı. kabaca 'vay amk' dedirtir.
  4. 4
    "bekleyip durur insan. hiçbir şey olmaz. insan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür. hiçbir şey olmaz. insan yalnız kalır. yalnız. yalnız."
  5. 5
    "insan ne kadar hakikate dayanabilir?" diyerek son günlerde yaşananlar hakkında düşüncelerimi onlarca yıl öncesinden özetlemiş insandır.
  6. 6
    meçhul bir kadının mektubu adlı kitabın da yazarıdır.
  7. 7
    satranç isimli kitabı okumaya değerdir.
    bu ağabeyimiz hitler'in yaptığı katliamlardan çok korkup, "bir gaz odasında ya da ss subaylarının elinde adice öleceğime bizzat kendi kendimi öldürürüm daha iyi" diyerek eşiyle beraber intihar etmiş.
  8. 8
    Bir yazar ve psikolog.
    Bugün satranç kitabını okudum. Hakkını vermek gerekirse epey tahlil odaklıydı, yani beğendim ve biraz da içim acıdı.
    Tavsiye ederim.
    Bir de ölümü çok şekil ya hatta şöyle de demiştir intihardan önce,

    "Sizler yeni bir gün doğumunu bekleyebilirsiniz, benim buna gücüm kalmadı."
  9. 9
    tuhaf bir şekilde türkiye'de son yıllarda en çok okunan yazarlardan biri. neden tuhaf diyorum? çünkü sanatta ve edebiyatta her zaman yerliler önde gelir bizim ülkemizde. sinema tarihimizin en çok izlenen filmlerine baktığınızda ilk 30 sırada yerli filmler vardır. yabancı diziler son yıllarda popülerleşse de her zaman yerli diziler çok daha fazla izlenmiştir. kitaplarda da böyleydi hep. yerliler bir tık öndeydi. ancak stefan zweig bunu yıkıyor gibi. ayrıca ortalıkta ismi geçen bir isim de değil. ama kitapları çok satılıyor. bunun temel nedeninin kitaplarının çok ince olması olduğunu düşünüyorum ben. çünkü kalın kitaplar, iyi bir okuma alışkanlığı olmayan insanların gözünü korkutmuştur her zaman. özellikle yeni yeni okuma alışkanlığı kazanmak isteyen insanlar ince kitaplara yönelir ki bana göre doğru bir stratejidir. ben de öyle yapmıştım. bu insan devamlılığı sağlamayı başarırsa zaten ileride kitabın ebatının bir şey ifade etmediğini görecektir.
  10. 10
    hayatImda ilk kez okudugum yazar. bir alacakaranlIk oykusu ve yakIcI sIr'I okudum. BaslangIcta 'aha sIkIlacam kesin' diye dusunurken ortalara dogru elimden bIrakamaz kIvama geldim. cidden iyi bir anlatImI var. diger eserlerinden de okuyacagIm.
    • deneyeceğim o halde
  11. 11
    en çok bu abimizin kitaplarını okurken zorlanıyorum. nedense yazısı beni sıkıyor. zaten 50 sayfan var abim olayları anlat hadi diye düşündüğüm için kitaptaki çoğu diyalog (veya monolog) bana fazla uzatılmış gibi geliyor.
    zorlanıyorsan okuma diyecekler için adamın 10 kitabını birden aldık boşa mı gitsin?
  12. 12
    çok geniş bir psikoloji birikimini eserlerinde bütünüyle kullanmış nadir yazarlardandır. Onun dünya edebiyatında bir biyografi yazarı olarak kazandığı ünün temelinde de bu özelliği, yani yazarlığının haricinde çok usta bir psikolog olması yatar.
  13. 13
    iki kitabını okudum. ikisi de gemide geçiyor. ilginç.
  14. 14
    korku, satranç ve bilinmeyen bir kadının mektubu kitaplarını okumuştum. en etkilendiğim ise korku olmuştu. çaresizliğin insana neler yaptırdığını anlatan etkileyici bir kitaptı.
  15. 15
    alacakaranlIk oykusu ve yakIcI sIr'InI kIsa surede okuyup cok sevdigim ama ardIndan basladIgIm bir kadInIn 24 saati'ni uzuun zamandIr bitiremedigim yazar. ne desem bilemedim. aynI yazar ama her eseri de aynI degil. *
  16. 16
    zweig'i diğerlerinden ayıran en önemli özelliği, karekterin kişilik analinizi çok iyi yapması. girdiği zor durumların, karşılaştığı insanların ona hissettirdiği, kısacası olayın ne olduğunu en ince detayına kadar hissettirmesidir.

    kitaplarını okumaya başlamamın en önemli nedeni, biyografisidir. tarih boyunca karşılaştığım en zeki ve en onurlu kişiliktir.

    ayrıca 50 sayfa değildir. okuduğunuz kitaplar özetleridir.
  17. 17
    hmm bir bakalım bilinmeyen bir kadının mektubu:62 sayfa
    olağanüstü bir gece :69 sayfa
    satranç:71 sayfa
    bir çöküşün öyküsü:56 sayfa
    eh doğrusu hiçbiri 50 sayfa değilmiş gerçekten, keşke yuvarlarken 70 sayfa deseymişim.
    hani pek de araştımadım internette şöyle bir dolandım ve maalesef kitapların "özetsiz" halini de bulamadım.her tarafta türkiye iş bankası kültür yayınları'nın kitapları satılıyor.bunlar bir yana zaten kitabın kısa olması veya uzun olması benim pek de umrumda değil. uzun olunca daha kaliteli olmuyor hiçbir roman veya hikaye.
    tabi önceki entrymde açıkça bana göre ifadesi kulanmadığım için insanlar "bu adamın kitapları sıkıcıdır" dediğimi sanabilir. gerçi 2 defa okunsa entrydeki öznelliğin anlaşılacağını düşünüyordum ama sanırım yanlış düşündüm bu konuda.

    tanım:28 kasım 1881 viyana avusturya doğumlu hikaye yazarı.
    22 şubat 1942 brezilya'da kendi yaşamına son vermiştir.
  18. 18
    (bkz: Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu) satrançtan bile güzeldir.
  19. 19
    Neden bu kadar abartıldığini anlamadığım yazar.
  20. 20
    neden bu kadar abartıldığını anladığım yazar. *
  21. 21
    1942 yılında intiharı öncesinde arkadaşlarına şu sözleri yazabilen bir yazardır.

    "Sizler yeni bir gün doğumunu bekleyebilirsiniz, benim buna gücüm kalmadı…"

    Bir kral.

    (bkz: satranç)
  22. 22
    "Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?"
  23. 23
    #1324503

    sanılanın aksine günümüzde çok satanlardan düşmemesinin nedeni, kitaplarının çok ince olması ya da yeni yeni keşfedilmesi değildir. tamamıyla telif haklarının düşmesi ile alakalıdır. şöyle ki, yazar öldükten 70 sene sonra telif hakları bitiyor. böylelikle yayınevleri istediği gibi basabiliyor. işin özü yine yolunda aş.^^
  24. 24
    Çok ilgimi çeken bi yazardı kendileri ama dili bana çok ağır geldi. Okuduğumdan bir şey anlamadım açıkçası. Hadi konuya gir artık modundaydım okurken sürekli. Bunu sanırım yavaş yavaş yeneceğim.
    Yalnız mıyım acaba anlamamak konusunda?
    • hangi kitabını okudunuz?
    • Bilinmeyen bir kadının mektubunu okudum
    • O kitaba ben de yeni başladım ve 15. Sayfada falanım. İlerletemiyorum bir türlü. Korku ve satranç kitaplarına göz atmanı öneririm. Dili çok daha rahat kurgu da akışkan.
    • Bunu bilmem iyi oldu teşekkür ederim :)
    • Ne demek :)
  25. 25
    (bkz: olağanüstü bir gece)

    sürekli seyahat halinde bir insan olduğumdan, araçta geçen boş zamanlarımı sadece radyo dinleyip "en cızırtılı yeri burası mı, yok değil, biraz daha katlanabilirim, hah şimdi radyo istasyonu aramaya başlayabilirim" şeklinde geçirmektense, sesli kitap indirip dinlemeye karar verdim.. uygulamanın birinde önerilen kitaplar kısmında çıkan bu kitabı "iyi lan bari, ver hadi.." diyerek dinlemeye başladım..

    mükemmel.. kitabın öyle bir kısmı var ki, adamın kendini anlattığı, buzdan bir duvar arkasında her şeye dair mesafeli ve hislerini kaybetmiş bir duruş, ben bile kendimi böyle anlatamazdım..