kayıt

kutup sözlük yazarlarının karalama defteri

  1. 1
    sözlüğün ağlama duvarı şeyimsi..


    babamı özledim.. umarım her şey tez vakittee yoluna girer.. çok yoruldum..

    pardon günlük ne taraftaydı.
  2. 2
    her yazarda bulunmayan defterdir.

    bazıları peçete kullanır ;)
  3. 3
    ilk sayfasında karalayanın anası babası ölsün yazılı defterdir.
  4. 4
    dilerim ki, birini eleştirmeye kalkıştığımızda, herkesin bizimle aynı ayrıcalıklara sahip olmadığını bilmemiz gerektiğini öğütleyip ömrümüz boyunca aklımızdan çıkmayacak bir ân'ın kahramanı olacak babalarımız olur.
  5. 5
    Ve düğün bitti... En yakın arkadaşını-kardeşten öte insanı- evlendirmek başka bir şeymiş. Ablamlar evlenirken bu kadar duygulanmadım lan! Sağdıçsın hadi şunu da yap ayağına epey koşturtsalar da değdi Bir ömür boyu mutlu olsunlar! Şaka maka 4 senedir tanıdığım gelinimizin kuzeni de eski kız arkadaşım olması hayatın bi latifesiydi galiba istemediğin ot burnunda biter misali her halttan çıkıyorlar.. Burdan çıkan sonuç = Dünya çok küçüksün be olum...
    • Aga bee! O kızın yerinde olmak istemezdim. Kim bilir ne kadar şık giymiş yakışıklı olmuşsundur. Şimdi kızda görünce "ah ulan bunların yerinde şimdi biz olabilirdik aptal!" demiştir içinden. Sen kesin odunluk yapmışsındır. Duygulandım gece gece ühüh
  6. 6
    Hayatımda hep bir şeylere, bir yerlere koşup dururken buluyorum kendimi dostum. Ama burasının neresi olduğuna hâlâ karar veremediğim, belki de hiç veremeyeceğim için bu koşu sonsuza dek sürebilir... Ne bileyim, yani ölüp cennete gitsem bile, ki bundan eminim diyebilirim, orada da her tarafa girip çıkıcam. acaba başka bir şeyler var mı buralarda diye. Bir tek şöyle bi şey olabilir benim bu koşumu durduracak, ama bu bir his sadece, o da bir kadının şefkatli kollan... Bir melek... Hayatımın aşkını bulmak. İşte belki artık koşmadan geçecek ömrümün geri kalanını onunla, onun kolları arasında geçirebilirim. Evet orada belki de sonsuza kadar durabilirim. Ama eğer bulamazsam, hep koşacağım...
  7. 7
    şimdilerde herhangi bir kıyıya vuracakmış gibi dünlerim, herhangi bir kıyıda bekliyorum.
  8. 8
    hayatın ortasında iki çifte telli oynayıp arka fona valsi alarak kulakları jazz ile doldurmak, dudakları ses ile yankılamak, seni sen olmadığın için yargılamak, düşünmediğin için kafana dublörsüz uçan tekme atmak istiyorum.
    sonra geçiyor.
    müzik akıyor.
    oksijenler uçuyor.
    hayat devam ediyor.
  9. 9
    Siz buna sözlük yazarlarının karalama defteri demişsiniz, ama bu bildiğin behzatın günlüğü.
  10. 10
    müsvedde olarak kalmaya mahkumsa çok da kasmamak lazım bazen.
  11. 11
    yazacak yazım yok, yine de sever misiniz beni?
  12. 12
    bunlar bir kap değil
    bunlar paranın vermiş olduğu güzel bir meyveler
    ama fenerbahçe'ye bakarsan veya beşiktaş'a bakarsan
    pozisyonlar kap içinde daha farklı oluyor
    bu sefer ne oluyor türkiye bunu kap olarak değerlendiriyor
    aslında kap değil yani
  13. 13
    (bkz: bugünlerde kendimi hıyar gibi hissediyorum)
  14. 14
    en sevdiğim rengin tadını, en güzel tadın adını unutmuş haldeyim
    dünyam ve algılarım çok farklıdır kabul; karmaşıklığım karıştı, anlamını bilemezsiniz.
  15. 15
    Sönmüş Sokak lambaları, zifiri karanlık. Her gece Uyuyabilmek için, beynimin sığınağına varana kadar, üzerlerine basmak zorunda olduğum ölü anılar, insanlar. Çıkıp zihnimin en yüksek yerine, ışıkları sönmemiş anıları izleyerek uykuya dalmaya çabalamak.
  16. 16
    Bugün benim doğum günüm babamın emekli olduğu yaştayım sözlük.
  17. 17
    gitmek istiyorum.
    eğer birgün yazmaz olursam, başarmışımdır.
  18. 18
    umursamazlığım kanser hücreleri gibi olmaya başladı sözlük.

    dün berber'e (evet mahallemizin biricik berber'i) saçımın kırıklarını aldırmaya gittim. az biraz muhabbetim vardı berberle. biraz konuştuk. mevzu köpüklere geldi. hani şu karton köpüklerden. kargo esnasında ürünler kırılmasın diye kullanılan. neyse işte. bana, bir arkadaşından o köpükten istediğini söyledi. ben de, ''ben de getirebilirim, problem olmaz'', dedim. ''zaten bir sürü var.''

    tam ondan sonra ne için istediğini söyledi. meğerse kurban bayramı denilen günde, memleketinden getirdiği hayvanı koyacakmış içine. buz kestim o an. elindeki makası gırtlağına sokasım geldi. daha da sonra saçımla oynayışının daha huzur verici olduğunu düşünmeye başladım ve öfkem aniden geçti. muhabbete de devam ettik. biraz daha muhabbetten sonra ben gittim.

    pazartesi veya salı günü köpükleri berbere bırakacağım. ama içlerine bir kimyasal bileşen veya herhangi bir çürüme etkisi yaratan zehir gibi bir şey bırakacağım sanırım. o hayvanı yemesini önlemek istiyorum bir yandan ama diğer yandan da hiç uğraşmak istemiyorum. sanırım o an karar vereceğim.

    keşke bir kontrol panelimiz olsaydı da kendimizi oradan kontrol edebilseydik. kendi varlığımızı görüp ona göre yön verebilseydik.

    kafam bir karıncayı karşıdan karşıya geçiriyor gibi aynı sözlük. köprüye işemek istiyorum.
  19. 19
    farkına varamadığım bir sebepten ötürü canım sıkkın. eve geldim, biraz film izler, yarım kalan kitabımı okurum dedim. sözlüklere de takılmam, zaten artık eskisi gibi çekici de gelmiyorlar dedim. ama yine buralardayım.

    sardım bir sigara oturdum boş boş internette geziyorum. hayatımda hiç görmediğim ve belki de hiç göremeyeceğim kişilerin, hayatımda hiç izlemediğim filmlere yazdığı eleştirileri okuyorum. eskiden sıkı sıkıya tutunduğum işimi de artık hiç önemsemiyorum. ailemin durumu da hiçbir anlam ifade etmiyor. sürekli acı içinde sürüklenip dururken bir de üzerine sorunların çıkması iyice canımı sıkıyor. dünya üzerindeki kötülükleri yok etmek için savaşan ve direnen bütün insanlardan nefret ediyorum. yok etmek istedikleri kötülüğe panzehir olarak var ettikleri şey, iyilik, her ne olursa olsun, var edilmesi itibarı ile yeni bir kötülüğü doğuruyor. insanların bu çıkmaz içinde debelenip durması iyice midemi bulandırmaya başladı. gerçekten nefret ediyorum. birilerinin bütün insanlara gerçek huzurun iyilikte değil kötülükte, var olmakta değil var olmamakta, yıkımda, kaosta olduğunu göstermesi gerekli. Lao Zi'nin de dediği gibi:

    Otuz kiriş bir tekeri oluşturabilir ama,
    Göbeğindeki boşluktur,
    Tekere işlevsellik veren.

    Çömlekçinin attığı kil değildir,
    Kaba kullanışlılığını veren.
    Ama şeklin içindeki boşluktur,
    Kabın yapıldığı.

    Kapı olmadan bir odaya girilemez
    Ve pencereler olmadan karanlıktır oda.

    İşte budur var olmamanın yararlılığı.

    her sabah uyanıp kendi pis ve fakir yaşantısından, duvarlarından sular akan, odaları rutubetli evlerinden işe giden insanların acziyeti karşısında hiçbir iyi dilekte bulunamıyorum. mide bulandıran insanlar olarak görüyorum. sürekli acı içinde yaşarken, sürekli dertlerinden dem vururken hala daha da durumuna şükreden insanları her gördüğümde ben utanıyorum. kendimin de onlardan farkı olmadığını gösteriyorlar. ama en azından ben bunun bilincindeyim diyebiliyorum ben. en azından bundan kurtulmayı gerçekleştireceğim diyorum ben. yeni bir creedish mezhebi kurup, bütün insanları, topluca yok olma fikrine sürüklemeyi arzuluyorum.

    kafam inanılmaz boş. gözlerimin gördüğü her şey bir simülasyon gibi sanki. baktığım her şey ben bakıyorum diye oradaymış gibi. locke'un boş levhasındaki boş zihinim ben. ve ne kadar görüp deneylesem de yine dolmuyorum. aksine gördükçe etkin bir tiksinme be bulantı doğuyor içimde.

    sartre'in ağaçların niceliğini yadsıdığı o bulantının, dünyadaki etten hali gibi hissediyorum kendimi sözlük. ağzıma işeyin gerçekten. hiç önemsemem. bir taş olmak istemişimdir her zaman. annem keşke beni taş doğursaymış.

    alrakis dinleyeceğim birazdan.
  20. 20
    harbi lan, ne yapıyoruz (link: burada>> : i.hizliresim.com/...) biz?
  21. 21
    cuma günü frirave var sözlük.
  22. 22
    ulan öldünüz fatih o gün galeride yalvardaydın de mi sakın ha gardaş dedim.
  23. 23
    Gözlerin acıyor.

    Bir yağmur tutturmuş sözlerin
    Din desem
    Şirk diyecekler.

    Desinler.
  24. 24
    dünya dönüyor,
    sesler uçuyor,
    kuşlar break dans yapıyor.
    ama bizler olduğumuz yerdeyiz;
    sendelemiş kullar,
    serzenişlere doğru gidiyor kollar,
    hayat önümüzde çok farklı bir kulvarda.
    kural koymaya çalışan onlar,
    beyinleri yalanlarla dolu bir orman.
    hiçbir zaman,
    yalanı seven biri olmadığımdan uçan tekme atıp kaçasım geliyor bu karmaşadan.
    dan dana dan,
    insanların farkı yok danadan,
    ha ha.
  25. 25
    bana müthiş bir çocukluk yaşatıp şimdilerde gözleri ahuya zebun etmiş bir felek varken yine beni sınavlardan sınavlara koşturan o kokuşmuş sisteminiz ta mına fog koyayım tamam mı.

    you motherfucka! you can't talk to me like that, you porkface!
    and if you if you do it again i won't warn you out.
    you porkface! i'm livin in eskişehir. .
    come on and talk to me again you bastard!
    i'm a littla gangster you know..
    you fuckin porkfaces!